Anayasa Mahkemesi, dava sonunda mahkeme kararıyla tarifeye dayanılarak karşı tarafa yüklenecek vekalet ücretinin avukata ait olduğunu düzenleyen kanun hükmünün iptal istemini reddetti.

Kararda, düzenlemede geçen ücretin avukat ile müvekkil arasında yapılan sözleşmeden kaynaklanan avukatlık ücreti olmadığı, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hükmedilen vekalet ücreti olduğuna işaret edildi.

Davacı veya davalının davayı vekil aracılığıyla takip etmelerinin kendi iradelerine bağlı olduğu belirtilen kararda, avukatın hukuki yardımından yararlanmak ve davasını vekil aracılığıyla takip etmek isteyen kişinin, bu yardımın karşılığı olan meblağı veya değeri karşılaması gerektiği anlatıldı.

Kararda, "Vekalet ücreti, savunma hakkının en önemli parçası olan hukuki danışmanlık görevinin, konunun uzmanı hukukçular tarafından yapılmasının doğal bir sonucudur. Dolayısıyla kişilerin bizzat dava açma veya davalarını avukatla takip etme imkanını ortadan kaldırmayan itiraz konusu kuralın hak arama özgürlüğüne aykırı olduğundan söz edilemez." denildi.

İtiraz konusu kuralın avukatlık ücretinin vekil ile müvekkil arasındaki bir hukuki ilişkiden doğma niteliğini ve kişisel hak olma özelliğini değiştirdiğinin söylenemeyeceği ifade edilen kararda, kuralın emredici hukuk kuralı olmadığı, tamamlayıcı bir hukuk kuralı olduğu kaydedildi.

Kararda, şu değerlendirmeye yer verildi: "Bu bağlamda, kuralın avukatlık sözleşmelerinde ücret kararlaştırılırken dava sonunda karşı tarafa yüklenecek vekalet ücretinin avukatlık ücretine dahil edilip edilmeyeceği hususunu gözeterek düzenleme yapmalarını engellemediği açıktır. Tarafların eşit koşullarda özgür iradeleri ile düzenleyecekleri avukatlık sözleşmelerinin hukuki geçerliliği ve kapsamına müdahale teşkil etmeyen kuralın anayasada koruma altına alınan sözleşme özgürlüğüne ve eşitlik ilkesine aykırı bir yönü bulunmamaktadır."