Yeni tip koronavirüse (Kovid-19) karşı geliştirilen yaklaşık 200 aşı adayının klinik çalışmaları devam ederken, Britanya hükümeti, danışmanlık aldığı tıp uzmanları tarafından ilk aşının sihirli değnek etkisi yaratmayacağı, muhtemelen insanların hastalık kapmasını durdurmayacağı ve sadece belirtileri azaltacağı yönünde uyarıldı.

Bu kapsamda, potansiyel aşı veya ilacı test etmek amacıyla bir gönüllü katılımcının parazit, bakteri veya virüse kasıtlı maruz bırakıldığı 'kontrollü insan deneyi' ya da 'kontrollü enfeksiyonla insan deneyi' [Human Challange Trial (HCT)] yapılacağı da öğrenildi.

Dünyada ilk kez gönüllülerin kasten koronavirüsle enfekte edileceği deneyi, Britanyalı bilim insanlarının gerçekleştireceği belirtildi.

Britanya'da Boris Johnson hükümetinin gelecek yılın ilk yarısında hazır hale gelmesini umduğu aşının, koronavirüs önlemlerinin kalkmasını sağlayacak şipşak çözüm getirmesi beklenmiyor.

Hükümetin baş sağlık danışmanı konumundaki Kamu Sağlığı İdaresi Başkanı Chris Whitty grip aşısındaki gibi yüzde 40-60 arası, ilaç devi AstraZenca ile birlikte aşı çalışması yürüten Oxford Üniversitesi en az yüzde 50 oranında tesir öngördü. Hepsi, semptomatik koronavirüs vakalarını yarıya indirecek bir aşının yararlı sayılacağında sözbirliği etti.

İlk aşının vurulmasını yaklaşık bir ay sonra bir güçlendiricinin takip etmesi gerekebileceğini belirten uzmanlar, bazı kişilerin bağışıklık sistemlerini tetiklemek için iki farklı aşıya ihtiyaç olabileceğine de dikkat çekti.

The Times'a konuşan bir hükümet kaynağı "Ne bulacağımıza bağlı. Büyük ihtimalle kısa vadede bir ya da iki dozluk bir aşı bulunacak ve bu belirtilerin şiddetini azaltacak. Çok sayıda aşıya ihtiyaç duymamız olasıdır" dedi.

Sağlık araştırmaları yürüten Wellcome Vakfı'nın aşılardan sorumlu biriminin başındaki Charlie Weller, tek dozda ömür boyu bağışıklık ve ertesi gün normale geri dönülmesinin umulmaması gerektiği, sihirli çözümün olmadığı uyarısını yaptı.

Londra'daki deneyde ne yapılacak?

Bu arada klinik deney aşamasındaki aşı adaylarının onay sürecini hızlandırma gerekçesiyle tartışmalı bir yöntem olan kontrollü enfeksiyonla insan deneyine başvurulacağı öğrenildi.

Financial Times'ın haberine göre hükümet tarafından finanse edilen araştırma, ocak ayında Londra'daki bir klinikte başlayacak.

Kovid-19'a çare bulunması için kontrollü insan deneyleri yapılmasına yönelik kampanya yürüten '1Day Sooner' isimli ABD'li bir grubun yönlendireceği deneyde, sayıları 100-200 arasında öngörülen gönüllülere aday Kovid-19 aşısı yapılmasından bir ay sonra bu hastalığa neden olan SARS-KoV-2 virüsünden bir doz enjekte edilecek.

Daily Mail, hangi aşı adayının deneneceğinin belli olmadığını ama ilaç devleri AstraZeneca ve Sanofi'nin bu deneye katılmadıklarını söylediğini aktardı.

Geçerliliği kanıtlanmış bir tedavi olmaksızın

Daha önce sıtma, tifo ve grip aşısı geliştirilirken de başvurulmuş bir yöntem olan kontrollü insan deneyinin bu seferki farkı, koronavirüs kapan insanlar için geçerliliği kanıtlanmış bir tedavinin bulunmaması, yani gönüllü katılımcıların ağır hastalanmasını önleyebilecek bir şey elde yok.

Akademik beyin Imperial College

Mail'e göre deneyin yapılacağı kliniği yöneten hVivo isimli ilaç araştırmaları şirketinin Londra'daki Queen Mary Üniversitesi ile bağlantılı olduğunu hatırlatırken, projenin akademik liderinin Londra'daki araştırma üniversitesi Imperial College olduğunun sanıldığını yazdı.

Britanya'da 2000 gönüllü kaydoldu

Habere göre Britanya'daki kontrollü insan deneyleri için '1Day Sooner' isimli ABD'li grup aracılığıyla yaklaşık 2000 potansiyel gönüllü kayıt yaptırdı.

Aralarında Nobel Ödüllü bilim insanlarının da bulunduğu 100'e yakın uzmandan oluşan gruba, dünya çapında 37 bin gönüllü kayıt olmuş durumda.

MHRA'dan yeşil ışık

Britanya'da herhangi bir deney yapılabilmesi için ilkin İlaç ve Sağlık Bakım Ürünleri Düzenleme Kurumu'ndan (MHRA) onay alınması zorunluluğu var.

FT'ye yapılan MHRA açıklamasında şöyle denildi:

"Kontrollü insan deneyleri aşı geliştirilmesine yardımcı olabilir ve özellikle nüfusta virüs enfeksiyonunun düşük olduğu durumlarda klinik tesir açısından erken kanıtlar sağlayabilir. Kontrollü insan deneylerinin güvenli olması, birinci önceliğimizdir. Bu konudaki bir başvuru risklerin en aza indirgenmesi bakımından yarar-risk temelinde incelenir."