TÜRK-İŞ Yönetim Kurulu adına Genel Başkan Ergün Atalay, yazılı bir açıklama yaptı. Atalay, Covid-19 salgını sürecinde çalışanlar açısından iş ve gelir güvencesinin öncelikli konu olduğuna işaret ederek, işsizliği önlemek ve istihdamı artırmak için uygulanması öngörülen tedbirlerin, işçilerin haklarını yeniden tartışmaya açmamasının beklendiğini belirtti.

2021-2023 dönemini kapsayan Yeni Ekonomi Programı’nda (YEP) iş gücü piyasasına ilişkin yapısal düzenlemeleri de içeren İstihdam Kalkanı Paketi’nin hayata geçirileceğinin ifade edildiğini hatırlatan Atalay, öngörülen esnek çalışma biçimlerinin işçi haklarını geriletmemesi gerektiğini söyledi.

“ESNEKLİK KONUSU İŞÇİ-İŞVEREN ARASINDA GÖRÜŞÜLMELİDİR”

Çalışanlar açısından öncelikli konunun iş ve gelir güvencesi olduğuna dikkat çeken, Atalay'ın açıklaması şöyle:

“YEP'de yer alan tedbirler arasında, ‘25 yaş altı gençler ile 50 yaşın üstünde olan çalışanların istihdam edilebilirliklerini kolaylaştırmak için daha esnek koşullar sağlanması' öngörülmektedir. Aynı kapsamda ‘esnek çalışma biçimlerinin uygulanabilirliğini artırmaya yönelik ikincil mevzuat çalışmalarının da tamamlanacağı' görüşü yanı sıra uygulanacak tedbirlere de yer verilmektedir. Esneklik konusu öncelikle işçi-işveren arasında sosyal diyalogla görüşülmesi gereken konular başındadır.”

“ÇALIŞANLARIN YÜZDE 87'Sİ ÖRGÜTSÜZ”

Yaşanan ekonomik krizden çıkış yolu çalışanların hak kayıplarında aranmaması gerektiğine dikkat çeken Ergün Atalay açıklamasını şöyle tamamladı:

“Covid-19 salgını nedeniyle ekonomik krizin yaşandığı çoğu ülkede olduğu gibi Türkiye'de de en önemli sorun, bu kriz ortamında çalışanların işinin korunmasıdır. Daha fazla ve daha iyi iş sağlamak konusunda var olan sıkıntılar salgın döneminde yaygınlaşan işsizlik ve yeni iş imkanları sağlanmasında yaşanan sıkıntıyla giderek zorlaşırken, krizden çıkış yolu çalışanların hak kayıplarında aranmamalıdır. Çalışanların yüzde 87'sinin örgütsüz, yaklaşık yüzde 34'ünün kayıt dışı olduğu ülkemizde bu sorunların çözülmeden çalışma hayatında esnek bir düzene geçilmesi iş barışını olumsuz yönde etkileyecektir. Ulusal ekonomilerin, işletmelerin varlığını sürdürmesi ve büyümesi düşük işgücü maliyeti ve dolayısıyla işgücü piyasasının daha da esnekleştirilmesi politikalarıyla başarılı olamaz.”