AK Parti Grup Başkanvekili Muhammet Emin Akbaşoğlu, koronavirüs konusunda gerekli tedbirlerin alındığını belirterek, "Sağlık Bakanlığımızın koordinasyonunda bütün bakanlıklarımız ve birimlerimiz üzerlerine düşenleri hassasiyetle yerine getirmektedir. Şeffaflıkla kamuoyuna bu durumlar an be an paylaşılmaktadır." dedi.

TBMM Genel Kurulunda, grup başkanvekilleri gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

İYİ Parti Grup Başkanvekili Lütfü Türkkan, "İstiklal Marşı"nın kabul edilişinin 99'uncu yılında Cumhuriyetin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü, merhum Mehmet Akif Ersoy'u ve bütün kahramanları saygıyla ve rahmetle andığını belirtti.

Türkiye'nin, darbe dönemlerinden çok zarar gördüğünü ve bu anlamda yorgun bir ülke olduğunu belirten Türkkan, "Demokrasi dışında hiçbir müdahaleyi kabul etmiyor ve şiddetle kınıyoruz. Milletin verdiği yetkiyi yine milletin sandıkta değiştirme iradesine inanıyoruz ve inanmaya da devam edeceğiz." dedi.

Koronavirüs vakasının açıklanmasından sonra vatandaşların marketlere ve eczanelere adeta hücum ettiğini ve rafları boşalttığını vurgulayan Türkkan, "Bu durum gittikçe artacağa benziyor. Yeteri kadar ürün stoku var mı? Ürünlerin yetişemediği yerlerde nasıl tedbirler alınacak? Bu konuda hükümeti tedbir almaya davet ediyoruz. Ayrıca, temel gıda ve medikal eşyaların fiyatlarını fahiş şekilde artırarak fırsattan istifade eden sözde esnaf da muhakkak tespit edilip gerekli cezai işlemler ivedilikle yapılmalı, vatandaşın mağduriyeti ortadan kaldırılmalıdır." diye konuştu.

MHP Grup Başkanvekili Erkan Akçay, Türkiye'nin darbelerden çok çektiğini, bu darbelerin, demokrasinin sekteye uğramasına, sosyal huzursuzluğa ve siyasal istikrarsızlığa sebep olduğunu belirtti.

1971'de sivil siyasetin önünün darbeciler tarafından kesildiğini, demokratik seçimlerle iktidara gelen milli iradenin vesayet odaklarınca hükümetten uzaklaştırıldığını anımsatan Akçay, 27 Mayıs 1960'tan bu yana gerçekleşen darbelere ilişkin değerlendirmede bulundu.

Akçay, "Biz bu acı tecrübeleri daha farklı formatlarda 15 Temmuz'daki hain FETÖ girişiminde yaşadık. 15 Temmuz'da ihanet odakları milli iradeyi yok etmek istemiş, ülkemizi bir işgale uğratarak parçalamayı hedeflemiş ancak milletimiz ve TBMM, darbecilerin karşısına çıkarak kendi iradesine sahip çıkmıştır." dedi.

İstiklal Marşı'nın kabulünün 99'uncu yılının saygı, minnet ve gururla anıldığını dile getiren Akçay, "İstiklal Marşı'mız esirliğe karşı hürriyettir, yılgınlığa karşı azimdir, korkaklığa karşı cesarettir, bozgunculuğa karşı birliktir. İstiklal Marşı'mız milli onurun dirilişi, bağımsızlık ateşinin kor alevidir." ifadelerini kullandı.

HDP Grup Başkanvekili Hakkı Saruhan Oluç, 49 yıl önceki askeri darbenin demokrasi ve özgürlük isteyenlere, işçilere, aydınlara gençlere ve toplumun tamamına yönelik önemli bir kıyım dönemini başlattığını söyledi. Oluç, "Demokrasinin üzerine şal örtmeye kalkışan kim olursa olsun, o, demokrasiye, adalete, hukuka ve özgürlüklere karşıdır." diye konuştu.

Bugünkü iktidarın da "demokratik siyasete darbe vurma anlayışından uzak durmadığını" öne süren Oluç, "Seçilmişlere, seçmen iradesine ve sandık hukukuna yönelik yargı eliyle darbe yapmaktan uzak durmamıştır. Biz her türlü darbe girişimine ve darbeye karşı olduğumuzu belirtiyoruz." diye konuştu.

- "Hain ve alçak girişimler"

CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, 27 Mayıs 1960 darbesinin bütün darbelerin anası olduğunu belirterek, "Amacı, maksadı ne olusa olsun, hududu şümulu, geldiği yön ne olursa olsun darbeler, demokrasiye, özgürlüklere, aziz milletimize ve yüce parlamentoya yöneliktir. Bizim için 27 Mayıs 1960, 12 Mart 1971, 12 Eylül 1980, 28 Şubat 1997, 27 Nisan 2007 ve 15 Temmuz 2016 aynı şeydir. Hepsi eşit derece lanetlenmesi gereken, reddedilmesi gereken, demokrasimizin gelişmesini, Türkiye'nin kalkınmasını, milletimizin özgürleşmesini engelleyen hain ve alçak girişimlerdir." dedi.

Altay, 12 Mart'ın aynı zamanda İstiklal Marşı'nın kabulünün de yıldönümü olduğunu dile getirerek, İstiklal Marşı'nın bugün 83 milyonun, dün ise kendi vatanlarını savunmak için yaşamlarını feda eden ataların şehadetini anlatan en güzel belge olduğunu belirtti. Altay, milli şair Mehmet Akif Ersoy'un, yazdığı bu şiirle milletin gönlünde taht kurduğunu söyledi.

Bugün, koronavirüs tehdidine karşı birliğe, dayanışmaya ihtiyaç bulunduğunu belirten Altay, Sağlık Bakanlığının tavsiyeleri, genelgeleri ve uyarıları doğrultusunda hareket edilmesi gerektiğini vurguladı.

Altay, "Okullar kapatılacak mı, Meclis kapatılacak mı, sosyal etkinlikler iptal edilecek mi, üniversiteler tatile girecek mi, partiler kongrelerini yapabilecek mi... Bütün bu sorularda bizim bir tek yere kulak vermemiz lazım; o da Sağlık Bakanlığımızın uyarı ve tavsiyeleridir." dedi.

Koronavirüsün pandemik ilan edilmesinden sonra 5 liralık maskenin 65 liraya, 12 liralık dezenfektan ürünün 120 liraya satılır hale geldiğini belirten Altay, şunları kaydetti:

"Bu kriz fırsatçılarına karşı tedbir alması gerken hükümettir. Hükümetin, Sağlık Bakalığının tedbirlerini, çalışmalarını çok olumlu bulmakla birlikte, hükümetin kriz fırsatçılarına yönelik akılcı ve doğru adımlar atamadığını da üzülerek ifade etmek zorundayız. Sağlık Bakanlığının yanında krizin ekonomik etkilerinin önceden öngörülüp tedbirlerin alınması maksadıyla Ekonomi, Milli Eğitim, Kültür ve Turizm ve Ticaret Bakanının da kimi adımları şimdiden atmasında fayda vardır. Benim endişem, virüsün bir parça daha yayılması halinde temel gıda da benzer bir fırsatçılıkla Türkiye'nin karşı karşıya kalacağı endişedir. Benim görevim, bir milletvekili olarak hükümeti uyarmaktır. Kriz fırsatçılığına karşı hükümetin ciddi, katı tedbirler almasını istiyorum."

TBMM'de korona virüsüne karşı önlemler devam ediyor

- "Gerekli tedbirler alındı"

AK Parti Grup Başkanvekili Muhammet Emin Akbaşoğlu, İstiklal Marşı'nın 99 yıl önce bugün Gazi Mecliste kabul edildiğini dile getirerek, "Son yıllarda içeride ve dışarıda verdiğimiz amansız mücadele, aslında İstiklal Marşı'mızın 41 mısrasındaki mananın gereğini bugün de yerine tereddütsüz getirdiğimizin ispatıdır. Yarın da canımızın pahasına İstiklal Marşı'mızın ruh ve manasına bütün milletimizle sonuna kadar sahip çıkacağımızı bütün dünyanın bilmesini isterim." değerlendirmesini yaptı.

Türk demokrasi tarihinde 27 Mayıs 1960 darbesinden sonra sivil siyasete yapılan ikinci müdahale olarak anılan 12 Mart 1972 muhtırasının 49 yıl geçtiğini anımsatan Akbaşoğlu, bu darbenin, sadece siyasete ve demokrasiye değil, millete ve onun iradesine karşı yapıldığını belirtti.

12 Mart'ın demokrasi adına utanç verici bir darbe olduğunu vurgulayan Akbaşoğlu, "Milletimizin iradesini ve inanç değerlerini çiğnemiş her darbe, bir sonrakinin zeminini hazırlamıştır. 15 Temmuz'da gerçekleştirilen hain darbe ve işgal girişimi, aziz milletimizin verdiği net cevapla Türkiye'deki darbe tarihini sona erdirmiş, bu defter sonsuza dek kapatılmıştır." diye konuştu.

Koronavirüs salgını konusunda Sağlık Bakanlığının ve Bilim Kurulunun açıklamalarının takip edilmesi gerektiğini belirten Akbaşoğlu, "Bu konuda bütün sistem işlemektedir. Gerekli tedbirler alınmıştır. Sağlık Bakanlığımızın koordinasyonunda bütün bakanlıklarımız ve birimlerimiz üzerlerine düşenleri hassasiyetle yerine getirmektedir. Şeffaflıkla kamuoyuna bu durumlar an be an paylaşılmaktadır. Bu konuda herhangi bir farklı duruma sebebiyet verilmemesi konusunda azami dikkat gösterilmelidir." dedi.