Selvi, 'Yalan terörü' üzerinde durulan düzenlemeye ilişkin, "Ben Cumhurbaşkanlığı’nda sosyal medya işinin bu kadar ciddi bir tehdit olarak görüldüğünün farkında değildim." dedi.

Abdulkadir Selvi'nin bugünkü köşe yazısı şöyle:

Sosyal medyayla ilgili düzenleme konusunda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu denli kararlı olduğunun farkında değildim. Kıbrıs gezisinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’la soru-cevap yapıyorduk. Ne zaman ki sosyal medyadaki yalan haberlerle ilgili bir yasa çalışmanız var mı sorusu geldi, o zaman anladım.

YALAN TERÖRÜ

Erdoğan, “yalan haber” demedi. “Yalan terörü” olarak tanımladı. “Bu konuda da yaptığımız bir çalışma var. Uluslararası alanda özellikle bu yalan teröründe ne tür adımlar atılıyor; ne tür düzenlemeler, ne tür müeyyideler getiriliyor, karşılaştırmalı bir çalışma yaptık” diye konuştu.

UYARICI OLDU

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, “Bu konuda da yaptığımız bir çalışma var” sözü ile İletişim Başkanı Fahrettin Altun’un, “Yabancı devletlerin veya kuruluşların fonlarıyla ülkemizde faaliyet gösteren medya kuruluşlarına yönelik bir düzenleme ihtiyacı olduğu açıktır” açıklaması ise benim için uyarıcı oldu.

BEŞİNCİ KOL FAALİYETİ

Cumhurbaşkanı Erdoğan belli ki sosyal medya konusunu sadece “yalan terörü” olarak görmüyor. İşin bir de rejim boyutu var. Fahrettin Altun bunu “Beşinci kol faaliyeti” olarak yorumladı. Beşinci kol, yani başka bir ülke adına Türkiye’nin içinde faaliyet göstermek. Ya da başka bir deyişle başka bir ülke adına yalan haber yapmak, kaos ortamının oluşmasına hizmet etmek.

REJİM BOYUTU

Ben Cumhurbaşkanlığı’nda sosyal medya işinin bu kadar ciddi bir tehdit olarak görüldüğünün farkında değildim.

Fahrettin Altun’un, “Bazı yabancı liderlerin Türk siyasetini dizayn etme niyet ve gayretlerini açıkça ifade ettiği bir ortamda, hiçbir yabancı devlet ve kuruluşun medya sektörüne çeşitli fonlar sağlamasını söz konusu çıkar ve hedeflerden bağımsız yorumlayamayız. Kimsenin şüphesi olmasın ki ne basın özgürlüğü ne de bir başka bahaneyle demokrasimizi kimsenin masasına meze yaptırmayız. Yeni kisveler altında beşinci kol faaliyetlerine müsaade etmeyiz” sözleri bu işin daha derinlerde olduğunu gösteriyor.

ERDOĞAN NE OLDU DİYE SORDU

Belli ki Cumhurbaşkanlığı makamında sosyal medyadaki algı operasyonlarının bir rejim sorunu haline dönüştüğü kanaati mevcut. Çünkü Erdoğan bize bu açıklamayı yaptıktan sonra İletişim Başkanı Altun’a dönerek, yapılan çalışmaların ne durumda olduğunu sordu. Fahrettin Altun da ayrıntılı bir şekilde bilgi verdi.

KAYNAKLAR VE HESAP VEREBİLİRLİK

Gazeteci Ruşen Çakır’ın sahibi olduğu Medyascope’un ABD merkezli Chrest Foundation isimli vakıftan 476.720 dolar yardım aldığının ortaya çıkması bu tartışmayı körükledi. Ruşen Çakır önemli bir gazetecidir. Kendisine haksızlık etmek istemem. Ruşen Çakır, ayrıca Medyascope’ta yardım aldığı kuruluşların isimlerini yayınladı.

RUŞEN ÇAKIR AÇIKLADI

Medyascope’ta “Destekte Bulunanlar” bölümüne girdiğimizde yardım alınan kuruluşların listesi çıkıyor karşımıza.

İlk sırada ABD merkezli Chrest Vakfı geliyor. Destek veren kuruluşlar listesi isminden de anlaşılacağı gibi Avrupa Birliği destekli European Endowment For Democracy ve Alman Yeşiller Partisi’ne yakınlığı ile bilinen Heinrich Böll Stiftung ile devam ediyor. Bir de İsveç Uluslararası Kalkınma ve İşbirliği Ajansı Sida var.

KİMLER NE ALMIŞ?

Tekrar ABD merkezli kuruluş Chrest Vakfı’nın destek verdiği sosyal medya kuruluşlarına dönecek olursak Medyascope’u 49.995 dolarla Serbestiyet, 60 bin dolarla 140journos ve 124.015 dolarla P24 takip ediyor.

ALTUN’UN AÇIKLAMASI

İletişim Başkanı Fahrettin Altun’un açıklamalarından bu konuda dünya örneklerinin incelendiği bir çalışmanın yapıldığı anlaşılıyor. Fahrettin Altun, “ABD’de yabancı devletler tarafından fonlanan medya kuruluşları, altı ayda bir ABD makamlarına çalışmaları hakkında detaylı bilgi vermek durumundadır” dedi.

MAHİR ÜNAL: AB ÖRNEKLERİNİ İNCELİYORUZ

AK Parti Grup Başkanvekili Mahir Ünal ise Avrupa Birliği örneklerini incelediklerini ifade etti. Mahir Ünal, “Bu yönde hem Almanya’da hem diğer ülkelerde dezenformasyonla mücadele anlamında yapılmış önemli yasal düzenlemeler var. Biz de AB’nin dezenformasyon ile mücadele anlamında yürüttüğü çalışmaların yasal zeminini inceliyoruz” diye konuştu.

Biliyorum sosyal medya denilince sansür tartışması gündeme gelecek ama ben iktidarın hangi boyutta baktığını ortaya koymaya çalıştım.

KILIÇDAROĞLU VE AKŞENER DAVET EDİLDİ Mİ?

CUMHURBAŞKANI Erdoğan, Kıbrıs Barış Harekâtı’nın 47. yıldönümü törenleri için, “CHP ve İYİ Parti genel başkanları da davet edildi ama maalesef onlar gelmedi” demişti. Bunun üzerine Kılıçdaroğlu ve Akşener nasıl davet edildi sorusunu araştırdım. İYİ Parti Lideri Akşener’e sordum. “Ben Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın Ersin Tatar tarafından yazılı bir davet aldım” dedi. Ersin Tatar Kılıçdaroğlu’nu da yazılı olarak davet etmiş.

Kıbrıs’taki resmi törenlere İYİ Parti’yi temsilen Genel Başkan Yardımcısı Cihan Paçacı ve Grup Başkanı İsmail Tatlıoğlu katılmış. Cihan Paçacı ile konuştum. Bir protokol krizi yaşanmış. Onlar da bunun üzerine tören alanından ayrılıp Rauf Denktaş’ın mezarını ziyaret edip Türkiye’ye dönmüşler.

AK PARTİ İLE MHP ARASINDA İLK TEMAS

Cumhurbaşkanı Erdoğan, seçim ve siyasi partiler yasasıyla ilgili olarak, “Cumhur İttifakı’nın mutabakatı olmadan bizim tarafımızdan bir karar açıklanmaz. İttifakı sağlayıp ondan sonra açıklamamızı inşallah yapmış olacağız” demişti.

Seçim ve siyasi partiler yasasıyla ilgili çalışmalar AK Parti’de Hayati Yazıcı’nın, MHP’de ise Feti Yıldız’ın başkanlığında sürüyor. Hayati Yazıcı ve Feti Yıldız bayramdan sonra ilk kez yüz yüze görüşecekler. Ardından da ortak bir komisyon kurularak çalışmalara başlanacak.

MADDE MADDE

Birçok noktada mutabık sağlanmış durumda ama üzerinde çalışılması gereken birkaç önemli nokta var.

MHP, dar bölge seçim sistemini istemiyor. AK Parti de dar bölge üzerinde durmuyor.
 

AK Parti “Daraltılmış Bölge”yi istiyor. Büyükşehirlerde seçim çevrelerinin 6-7 milletvekiline göre bölünmesini istiyor. MHP ise daraltılmış bölgede seçim çevrelerinin en az 10 milletvekiline göre düzenlenmesini talep ediyor.
 

AK Parti, seçim barajının yüzde 5 ya da 7’ye indirilmesini istiyor. MHP de yüzde 5 ya da 7’ye açık. Bu demek ki seçim barajı düşecek.
 

AK Parti ittifaklara ayrıca bir seçim barajı getirilmesini düşünmüyor. MHP ise ittifaklarda kademeli barajın uygulanmasında ısrarlı.

1 YIL ENGELİ

Seçim yasasında yapılan değişikliklerin seçimlere 1 yıl kala yürürlüğe girmesi gerekiyor. Yoksa 1 yıl içinde yapılan değişiklikler seçimlerde uygulanmıyor. Seçimler 2023 yılı haziran ayında yapılacağı için seçim ve siyasi partiler yasasındaki değişikliklerin 2022 yılı haziran ayına kadar çıkarılması gerekiyor.

ERKEN SEÇİM TARİHİ

Erken seçim tartışmaları yapılıyor ya. Kronometrenizi ayarlayın. Seçim yasası ne zaman yürürlüğe girer, bilin ki o tarihten itibaren 1 yıl içinde seçimlere gidilemeyecek.

KAYNAK: HÜRRİYET