20 Haziran da LGS (Liselere Geçiş Sınavı) yapıldı. Bu yıl pandemi süreci nedeniyle bir çok değişiklik ve ilkler yaşadık.

Eğitimde son yıllarda bir hedefimiz vardı. Çocuklarımızı sadece akademik olarak değil, ruhen ,bedenen ,ahlaken, her yönden yetiştirmekti. Gardner’in çoklu zeka kuramına göre sanatta, sporda, mimaride ,felsefede, edebiyatta, her alanda yetenekleri keşfedip bu öğrencileri bu yönde eğitirsek gelecek bu millet için daha parlak olacaktı.

Yaklaşık iki yıl önce sınavla öğrenci alan okulların sayıları düşürüldü. ‘Nitelikli lise’ diye basında da alay konusu olan (puanla öğrenci alan okullar) her ilde yaklaşık yüzde onluk bir dilime indirildi. Bu oran daha da düşürülecek, sadece fen liseleri sınavla öğrenci alacaktı. Herkes mahallesindeki okullara devam edecekti. Bu sistem öğrencilerimizi yarıştırmaktan çok yeteneklerine göre gelişimlerini sağlayacak, her okulda her seviyede öğrenci olacağı için okul seçim işini de en aza indirecekti.

güzel hedeflerle eğitimin geleceği adına umutlanmıştık. Bu sistem öğrencilerimizin meslek liselerine yönelmesinin de önünü açacaktı. Öğrencilerimiz liselerde mesleklere yönlendirilecekti. Fakat 2019 yılında LGS sıralamalarının basına sızdırılması, sınavla öğrenci alan okul sayılarının popülist politikalarla tekrar artırılmaya başlaması, eğitimde olumlu yönde alınan önlem ve projeleri tekrar tersine çevirmeye başladı.

Yine anlamsız bir yarışın içine girildi. Geçen yıl uyanıklık yapıp akademik başarısı yüksek olmayan öğrencileri sınava sokmayarak başarı oranlarını yüksek gösteren illeri, her il örnek almaya başladı. Devletimizin verdiği ders kitapları göstermelik olarak tutulurken, çeşitli kanallardan milyonlarca kaynak kitap alındı. Notları düşük öğrencilere sınav başvurusu yaptırılmayacaktı.

Pandemi nedeniyle bakanlığımız tüm öğrencilerin başvurusunu direk olarak yapınca, başka planlar devreye sokuldu. Öğrencilerden notları daha düşük olanlar sınava sokulmayacaktı. Üstten başlanarak alta doğru ve en son olarak da bazı öğrencilere sınava girmemeleri için çeşitli baskılar yapıldığı söyleniyor.

Bazı ilçeler öğrencilerinin %50 sini sınava girdirirken, diğer % 50 öğrencinin sınava girişini engellendiği; örneğin 15-20 öğrencisi olan okulların sadece 5 öğrenciyi,6 öğrenciyi sınava girdirdiği böylece illerin, ilçelerin ve okulların yalancı bir başarı yakalama telaşına girdikleri söyleniyor.

Okul okul sınava girme oranı geçen yıl kaçtı, bu yıl kaç acaba?

Sınava girmemeleri için bazı öğrencilere baskı yapıldı mı?

Milli Eğitim Bakanlığı öğrencisinin % 40 nı 50 sini sınava girdirmeyen okullara bunun nedenini soracak mı?

Eğitimde hileye yönelik durumları engellemek için bakanlığımız girmeyen her öğrencinin notunu da sıfır kabul ederek ortalamaya dahil etse bu tür hileleri bitireceği için gelecek adına olumlu bir adım atmış olmaz mı?

Eğitim ve başarı sadece nota ,yüzdelik dilimlere, akademik başarıya endekslenerek devam etiği sürece yeni nesle yazık etmiyor muyuz?

Ücretsiz ders kitaplarına devletimiz milyonlar harcıyor. Binlerce kaynak kitap aldırarak veya devlet kaynaklarından milyonlarca lirayı değişik yöntemlerle bu kitaplara aktararak heba edenler, ücretsiz ders kitaplarını boşa çıkarmıyor mu?

Bu soruları çoğaltabiliriz. YKS sınavına da ayrı bir parantez açmak lazım diye düşünüyorum. Belki bunu ileride daha da irdeleyebiliriz.

YKS soruları hazırlarken daha dikkatli olmamız, gençliğe doğru rol modeller göstermemiz gerekmez mi?

Aleyna Tilki’ ye Gençlik ve Spor Bakanlığımızın ödül verdiği iddiaları ,ÖSYM’ nin hazırladığı YKS sınavında Mabel Matiz isimli sahsın soruda örnek bir kişilik gibi kullanılması… Buna benzer olaylar sonucu gençliğimize birileri subliminal mesajlar mı veriyor diye düşünmekten kendimizi alamıyoruz.

Bu kişinin basında dolaşan ‘Velev ki İb…..’ pankartlı resmi foto montaj değil, gerçekse sıkıntı büyük demektir. Birileri bu milletin değerlerine ,kültürüne, gençliğine düşmanlık ediyor. Sosyal medyada devamlı LGBT derneklerini, yapılarını ve bu gruplara ait kişilerin özendirilmesi, gençliğimizi nereye götürmek istiyorlar diye bizleri düşündürüyor.

Temennimiz bu konular yetkililer tarafından acil olarak irdelenir. İhanet ve hıyanet içinde olanlar varsa tespit edilerek gereği yapılır. İnşallah, gençliğimize bu milletin gerçek sanatçılarını ve değerlerini rol model olarak gösteririz.

Gençliğimizi anlamsız yarışlardan uzak tutarak, her bir bireyi yetenekleri doğrultusunda, kültürel DNA ‘larımıza uygun şekilde yetiştirmeyi başarırsak, Allah’ın izniyle bu millet hakkettiği konuma ve güce kavuşacaktır.

Eren EYÜBOĞLU