Koronavirüsün dünyada etkisi sürerken, umutla beklenen aşılar, uygulanmaya başlandıktan sonra birçok iddiayı da beraberinde getirdi. Aşıların kısırlığa yol açtığı, kanser riskini artırdığı iddialarından sonra çoğu kişinin aklında soru işareti oluştu. Birinci doz aşılarını olanlar, vaka sayılarının hızla düşmeye başlamasıyla 'İkinci doz aşıyı olmaya gerek var mı?' diye düşünmeye başladı. Soruların artması üzerine uzmanlar, 'Bilim insanlarına güvenin' dedi. Erzurum Şehir Hastanesi'nde Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Dr. Nurten Nur Aydın, aşının iki doz uygulandıktan sonra antikor seviyesini artırdığının önemine vurgu yaparak, kapanma kararlarının vaka sayısının düşmesinde büyük rol oynağını belirtti. Aşının varyant virüslerin etkinliğini büyük oranda azalttığını da belirterek, hız kesmeden aşılanmanın devam etmesi gerektiğini söyleyen Dr. Aydın, aşının ciddi yan etkisine rastlamadıklarını, sırası gelenin korkmadan aşı yaptırması gerektiğini vurguladı.

'CAHİLCE İDDİALAR ORTAYA ATILIYOR'

Aşı hakkında kara propaganda yürüten kişi ve paylaşımlara itibar edilmemesinin altını çizen Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Dr. Aydın, her aşıda toplumun korktuğu konuların ileri sürüldüğünü belirterek, şöyle konuştu:

"Sigara içip de sigarının içinde ne olduğunu bilmeyenler, gelip bize 'Aşının içinde ne var bilmiyoruz, yaptırmam' diyor. Ben onları Allah'a havale ediyorum. Sonuçta koronavirüs tek ülkenin sorunu değil tüm dünya bununla uğraşıyor. Aşı karşıtı insanlar, toplumun en çok korktuğu şeylerle panik havası oluşturuyor. Çip takılması, genlerin değiştirilmesi, kısırlık gibi kara propagandalardan sakının. Bilim insanlarına güvenin ve bize inanın. Kısırlık iddiaları ezelden beri var. Şu an tüm dünya Covid-19 ile mücadele ediyor. Örneğin; dünyaya yayılan çiçek hastalığı aşı mucizesiyle eradike edildi. 1,5 yıldır tüm dünyada bilim insanların çalıştığı şey koronavirüsü ortadan kaldırmak. Bunun da tek çözümü aşılanmak. 21'inci yüzyıldayız, kısırlık iddiası, kızamık aşısında bile ortaya atıldı. Ölümcül olan insanlarda etki bırakan hastalığın önüne aşıyla geçiliyor. Bunlar aşıyla hafif, aşısız çok ağır hastalıklar olabiliyor. Ne Biontech ne de Sinovac aşılarının gen değiştirme mekanizması yok. Bunu bilim insanları da ifade ediyor. Hücre çekirdeği mekanizması ve DNA mekanizması çok farklı yapılar. Bu cahilce fikirler nereden, nasıl çıkıyor; anlayamıyoruz. Tamamen aşıyı karalamak isteyen kişiler bu iddiaları toplumu korkutmak için ortaya atıyor. Aynı kişiler koronavirüse yakalanıp yoğun bakıma düşünce bize 'Beni iyileştirin, ayağa kaldırın' diye sarılıyorlar. İş aşıya ve korunmaya gelince engellerle karşılaşıyoruz. Aşı olunca birey sadece kendini korumuyor, kendisiyle birlikte çevresindeki insanları da koruyor çünkü bu hastalık öyle bir hastalık ki senden başkasına geçtiği zaman o kişi daha ağır geçirebiliyor."

'AŞILARIN CİDDİ YAN ETKİSİNE RASTLANILMADI'

Biontech aşısı yaptıranların özellikle ikinci doz aşıdan sonra sıklıkla yorgunluk, baş ağrısı, titreme, mide bulantısı veya kas ağrısı gibi şikayetlerde bulunmalarının ardından ikinci dozu yaptırmaktan korktuğunu belirten Dr. Aydın, şunları söyledi:

"Faz çalışmaları Covid-19 aşısının iki doz yapılması gerektiği yönündeydi. İlk doz yapıldıktan sonra koruyuculuk oranı etkin ama yüksek oranda koruyuculuk ve antikorun oluşması için insanların mutlaka ikinci doz aşıyı olması gerekiyor. Antikorun zamanla artırılması gerekiyor. Senelik grip aşısı gibi ya da hatırlatıcı dozlar gibi bu aşıyı yapılmak zorundayız. Biontech aşısı yeni mRNA dediğimiz aşı cinslerindendir. Antijen içeriği daha fazla. Virüsün yapısal proteinlerini içerdiği için etkisini daha fazla gösteriyor. Çocuklara yapılan aşılardan sonra bile ateş, halsizlik gibi etkiler ortaya çıkıyor. Bu yan etkilerin onlardan farkı yok. Biontech aşısının tek sıkıntısı antijen yanıtı fazla olduğu için yan etkisinin fazla olması ama bunlar korkulacak yan etkiler değil. Nisan ayından beri hastanemizde Biontech aşısını yaptırıyoruz. Ciddi yan etkisi olan hasta görmedik. Tamamı ile kulaktan dolma bilgiler var. Biz işin içindeyiz ciddi sorunlara denk gelmedik. Araştırmalarda mutant virüslere karşı Biontech aşısının daha koruyucu olduğu söyleniyor. Bu yüzden aşıların sıkıntısız olduğunu ve halkın güvenle yaptırması gerektiğini söyleyebilirim."

'YOĞUN BAKIMDA İNSANLAR NEFES AÇLIĞI ÇEKİYOR'

Koronavirüs hastalarının yoğun bakımda yaşadığı sıkıntıları da anlatan Dr. Aydın, "Dışarıdan görünen durumla bizim yaşadığımız çok farklı. İnsanlar bilinci açık durumda uyutulmak zorunda kalıyor. Nefes açlığı çekiyorlar. Covid-19 gerçekten felaket ve çözümü de aşı. Mutlaka herkesin aşılanması lazım. Aşı olmayıp ötelemek de doğru değil. Sırası gelen olmalı çünkü sürü bağışıklığı kazanılmalı ve yeni varyantların çıkması böylece engellenmeli. Aşı ilk sağlık çalışanlarına yapılmıştı. Ben koronavirüsü aşılı olduğum için hafif geçirdim. Sadece 1 gün eklem ağrısı ve ateş yaşadım. Çok şanslıydım ve 7 gün sonra işimin başına geri döndüm. Benim koronavirüs olduğum dönemde yüzde 95 oranında mutant virüs etkiliydi. Mutant virüs olmama rağmen aşı sayesinde rahat geçirdim. Genelde insanlar alerjiden korkuyor. 'Penisiline, yumurtaya alerjim var; bir sıkıntı olur mu?' diye soruyor. Hastalar hekimlere ulaşabiliyor ve görüştükten sonra ikna oluyorlar. Sosyal medyada hızlı ulaşılabilir doğru güncel bilgiler elde edilebilir ama bazı kötü propaganda yürüten kişilerin doğruları saptırması, insanları yalan yanlış bilgilendirmesi halkımızı farklı noktalara çekebiliyor" dedi.