Sayıştay, Sosyal Denge Tazminatı'ndan prim kes diyor, kurumlar kes(e)miyor!

2019 yılına ait Sayıştay raporlarında Sosyal Denge Tazminatı tutarlarından sigorta primi kesilmediği yönünde eleştirilere sıklıkla yer verilmeye başlanmıştır. Kamu kurumları ne yapacağını şaşırmış bir halde sıkıntı içerisine girmiştir. Bu sorunun kaynağını ve nasıl çözüleceğini açıklamaya çalışacağız.

Sayıştay raporlarındaki Sosyal Denge Tazminatı eleştirisi

Raporlarda şu ifadelere yer verildiğini görüyoruz; "Sözleşmeli personelin, 4/1-a kapsamında sigortalı sayılmasına dair Sayıştay kararları da mevcuttur. Sayıştay Temyiz Kurulu'nun 18.01.2017 tutanak tarihli ve 42614 tutanak no.'lu kararı, yine Sayıştay Temyiz Kurulunun 08.03.2016 tutanak tarihli ve 41623 tutanak no.'lu kararında sözleşmeli personel 4/1-a kapsamında sigortalı olarak değerlendirilmiş, bu personele ödenen sosyal denge tazminatından sigorta primi kesilmemesi kamu zararı olarak değerlendirilmese de sosyal güvenlik mevzuatı yönünden gerekli işlemlerin yapılması ve sonucundan bilgi verilmesi için Sosyal Güvenlik Kurumu'na yazılmasına karar verilmiştir. Sözleşmeli personelin SGK primlerinin eksik ödenmesi nedeniyle İdarenin herhangi bir mali külfete maruz kalmaması için, bahsi geçen personele ödenen sosyal denge tazminatının prime esas kazanca dahil edilmesi gerekmektedir."

Mahalli idareler nasıl hareket edeceğini bilemiyor

Ancak bu konuda açık mevzuat hükmü yer almadığı için mahalli idareler ne yapacağını bilemez bir duruma düşmüştür. 5510 sayılı Kanun'un 80'inci maddesinde hangi ödemelerden sigorta primi kesintisi yapılacağı açıkça belirtilmişken ve Sosyal Güvenlik Denge Tazminatı'ndan prim kesintisi yapılacağı belirtilmemişken Sayıştay kararıyla kesinti yapılması mümkün değildir. Kaldı ki raporlarda sosyal güvenlik mevzuatı yönünden gerekli işlemlerin yapılması ve sonucundan bilgi verilmesi için Sosyal Güvenlik Kurumu'na yazı yazılmasına karar verilmiştir denilmesine rağmen SGK'nın bu konudaki tutumundan bahsedilmemiştir.

Raporlarda yer alan eleştiriler Sayıştay 6. Dairesi Sosyal Denge Tazminatı'yla ilgili olarak verdiği 27.03.2014 tarihli ve D6/2014-14/B karar nolu kararına dayandırılmaktadır.

Özellikle mahalli idarelerde çalışan personel bazı sıkıntılar yaşasa da diğer kamu kurumlarında çalışanlardan daha fazla ücret alabilmektedir. Mahalli idarelerde çalışan personele her ay ilave olarak Sosyal Denge Tazminatı adı altında brüt 1.708 TL tutarında ödeme yapılabilmektedir.

Anayasa değişikliğinden önce fiili durum haline getirilen sosyal denge tazminatı Anayasa değişikliğinden sonra 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanunu'nun 32'nci maddesinde yapılan değişiklikle birlikte hukuki zemine kavuşturulmuştur. Ayrıca, 375 sayılı KHK'nin ek 15'inci maddesi bu ödemenin çerçevesini çizmiştir.

Hangi personel bu ödemeden yararlanabilir?

Sosyal denge tazminatından belediyeler, bağlı kuruluşları ve il özel idarelerinin kadro ve pozisyonlarında istihdam edilen ve 4688 sayılı Kanun hükümleri uyarınca kamu görevlisi tanımı kapsamına giren çalışanların tamamının yapılacak sözleşme hükümlerinden yararlandırılması gerekmektedir.

Buna göre, kurumlar tarafından yapılacak denge tazminatı ödemelerinde, kamu görevlileri arsında sendika üyesi olmalarına veya olmamalarına göre bir ayrıma gidilemeyecek, personelde belli bir sendikaya üye olma şartı aranmayacak ve söz konusu kurumlarda kamu görevlisi kapsamına giren tüm personelin (memur, 4/B, 4/C gibi) bu ödemeden yararlandırılması gerekecektir.

Sosyal Denge Tazminatının ödenme şartları nelerdir?

375 sayılı KHK'nin ek 15'inci maddesi ile bu ödemenin nasıl yapılacağının çerçevesi çizilmiş, 4688 sayılı Kanun'un 32"nci maddesinde ise Sosyal Denge Tazminatı'nın nasıl ödeneceği ile hangi hallerde ödenmeyeceği açıkça belirlenmiştir. Buna göre;

1- 27/6/1989 tarihli ve 375 sayılı KHK'nin ek 15"inci maddesi hükümleri çerçevesinde sosyal denge tazminatının ödenmesine belediyelerde belediye başkanının teklifi üzerine belediye meclisince, il özel idaresinde valinin teklifi üzerine il genel meclisince karar verilmesi halinde, sözleşme döneminde verilecek sosyal denge tazminatı tutarını belirlemek üzere ilgili mahalli idarede en çok üyeye sahip sendikanın genel başkanı veya sendika yönetim kurulu tarafından yetkilendirilecek bir temsilcisi ile belediyelerde belediye başkanı, il özel idaresinde vali arasında toplu sözleşme sürecinin tamamlanmasını izleyen üç ay içerisinde sözleşme yapılabilir. Bu sözleşmeyi yapmak ihtiyari olup, zorunlu değildir.

2- Yapılacak sözleşme, toplu sözleşme dönemi ile sınırlı olarak uygulanır ve sözleşme süresi hiçbir şekilde izleyen mahalli idareler genel seçimi tarihini geçemez. Mahalli idareler genel seçim tarihini izleyen üç ay içerisinde de toplu sözleşme dönemiyle sınırlı olmak üzere sözleşme yapılabilir. Bu sözleşmeye dayanılarak yapılan ödemeler kazanılmış hak sayılmaz.

3- Sosyal Denge Tazminatı'nın ödenebilecek aylık tutarı, 4688 sayılı Kanun'a göre yapılan toplu sözleşmede belirlenen tavan tutarı geçmemek üzere ilgili belediye ve il özel idaresi ile ilgili belediye ve il özel idaresinde en çok üyeye sahip kamu görevlileri sendikası arasında anılan kanunda öngörülen hükümler çerçevesinde yapılabilecek sözleşmeyle belirlenir.

Ödenecek aylık Sosyal Denge Tazminatı tutarı ve yapılacak kesintiler

4688 sayılı Kanun'un 32'nci ve 375 sayılı KHK'nin ek 15'inci maddelerinde yer alan usul ve esaslar çerçevesinde ödenebilecek sosyal denge tazminatı aylık tavan tutarı en yüksek devlet memuru aylığının (ek gösterge dahil) %100'üne tekabül eden 9500 * 0,179797 = 1.708 TL'dir. Sosyal denge tazminatı vergiden istisna tutulmadığı için hem % 15 gelir vergisi hem de 0,00759 oranında damga vergisi kesintisi yapılacaktır.

Sayıştay 6. Sosyal Denge Tazminatı'yla ilgili olarak verdiği 27.03.2014 tarihli ve D6/2014-14/B karar no.'lu kararıyla bu tazminattan sigorta primi kesintisi yapılması gerektiğini belirtmiştir. Bu ödemeden kesinti yapılması mahalli idareler personelinin maaşını ilk aşamada düşürecektir. Ancak, 1.10.2008 sonrasında memuriyete başlayanların emekli maaşları diğer kamu kurumlarındaki aynı unvanlı personelden daha fazla olacaktır. Bu durumun nasıl bir dengesizlik oluşturacağını herhalde hatırlatmaya gerek yoktur. Yani SGD tazminatından sigorta primi kesilmesi halinde mahalli idarelerde çalışan memurların emekli maaşı ile diğer kamu kurumlarında çalışan memurların emekli maaşı farklılaşacaktır. Ayrıca, 5510 sayılı Kanun'a tabi memurlardan sigorta primi kesintisi yapılırken 5434 sayılı Kanuna tabi memurlardan kesinti yapılmayacaktır. Yani Kararın uygulanması halinde birçok dengesizliğe yol açılacaktır.

Sayıştay Kararı'nda şu ifadelere yer verilmiştir; "Ancak, 375 sayılı KHK'nın "Ek Ödeme"yi düzenleyen Ek 9'uncu maddesinin 9'uncu fıkrasında; sözleşmeli personele yapılacak ek ödemenin damga vergisi hariç herhangi bir vergiye ve sigorta prim kesintisine tabi tutulmayacağı açıkça belirtilmiş olup, 375 sayılı KHK'nın ek 15 inci maddesinde düzenlenen "Sosyal Denge Tazminatı" ödemesi için ise ne bahse konu KHK'da ne de başka bir kanuni düzenlemede gelir vergisine ve sigorta kesintisine tabi tutulmayacağına ilişkin herhangi bir hüküm bulunmamaktadır." ifadesine yer verilmiştir. Ayrıca, bu Kararda; 375 sayılı KHK'nın ek 15'inci maddesine istinaden kamu görevlilerine ödenecek sosyal denge tazminatları üzerinden de sigorta prim kesintisi yapılmayacağına ilişkin herhangi bir kanun hükmü bulunmadığından sigorta prim kesintisi yapılması gerektiği belirtilmiştir.

Sayıştay'ın vermiş olduğu bu kararın, 5510 sayılı Kanun'un 80'inci maddesine aykırı olduğunu düşünüyoruz. Çünkü, bu maddede sayılmayan bir ödemeden yorum yoluyla sigorta primi kesilmesi mümkün değildir. Dolayısıyla Sayıştay 6. Dairesi'nin verdiği karar 5510 sayılı Kanuna aykırı bir nitelik arz etmekte ve uygulama kabiliyeti bulunmamaktadır. Ümit ederiz ki Sayıştay bu kararını yeniden gözden geçirerek mahalli idareleri rahatlatır. Çok basitçe SGK yetkilileriyle yapılacak toplantılarda dahi sonuca varılacağını düşünüyoruz. Aksi takdirde Sayıştay kararı doğrultusunda hareket edilmesi birçok taşı yerinden oynatacak ve hiç de istenmeyen dengesizlikler ortaya çıkacaktır.