İklim değişikliğinin yanı sıra artan savaşlar, çatışmalar, salgın ve son olarak kuraklıkla birlikte gıda üretiminin azaldığını söyleyen BM Gıda Hakkı Raportörü Prof. Dr. Hilal Elver “Küresel iklim değişikliği, ekonomik buhranlar, siyasi istikrarsızlık, salgın hastalıklar ve çatışmaların dünya çapında beklenen gıda krizini erkene aldı. Şu anda 821 milyon kişi gıdaya ulaşmakta güçlük çekiyor, 35 milyon kişi de açlıktan ölüyor, ölmek üzere” dedi.

Akut gıda sorunu yaşayan 98 milyon insanın Afrika’da yaşadığını, dile getiren Elver 2020 yılında 55 ülke/bölgede en az 155 milyon kişinin gıda krizi ile karşı karşıya iken, bu oranın salgınla birlikte 265 milyona çıktığını vurguladı. Elver, dünyada gıdaya ulaşamayan ya da gıda güvencesi olmayan insan sayısının da 700 milyondan 821 milyona çıktığına dikkat çekerek “Çok ciddi tedbirler alınmasına rağmen bu rakamlar düşmedi, tam tersine son 5 yılda giderek arttı. İşte bu dünya için bir alarm niteliği taşıyor. Dünyadaki açlık problemi maalesef durdurulamıyor ve sorun giderek büyüyor” dedi.

Zengin şirketlerle büyük devletlerin Afrika’da büyük topraklar aldığını, verimli ve sulanabilir arazilerin yerel halkın elinden alındığını belirten Ever “İklim krizi, gıda krizi, çatışmalar derken 80 milyon insan yollara düştü. Afganlar çatışmadan kaçıyor, yaşamak istiyor” diye konuştu. Türkiye’nin biyolojik çeşitliliği sebebiyle hâlâ kendi kendine yetebildiğini, verimli tekniklerle iklim krizine uzun süre daha rahat cevap verilebileceğini dile getiren Elver, şöyle devam etti: Aşırı üretim ve aşırı tüketim krizi hızlandırdı. Ekmek bulamayacağımız bir dönemin geleceğini düşünmüyorum. Ama paranız olsa dahi kahve, çay, pirinç ve balık gibi ürünlere ulaşamayabiliriz. Çünkü üretimi sınırlı ve çok pahalı ürünler olacak.