Polis memuruna hizmet dışında yaptığı davranıştan dolayı 6 ay kıdem durdurma cezası verildi.

Danıştay, hizmet dışında polisin saygınlığını ve güven duygusunu zedelediği gerekçesiyle Emniyetin verdiği cezayı onadı.

Polis memuruna eyleminden dolayı 6 aylık kıdem durdurma cezası veriildi.

İLGİLİ DANIŞTAY KARARI

Danıştay 5. Daire Başkanlığı 2016/17231 E. , 2020/4556 K. "İçtihat Metni"

T.C. D A N I Ş T A Y

BEŞİNCİ DAİRE

Esas No : 2016/17231

Karar No : 2020/4556

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : ...

KARŞI TARAF (DAVALI) : ... Valiliği / ...

İSTEMİN KONUSU : ... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :

Dava konusu istem: Ankara İl Emniyet Müdürlüğü emrinde polis memuru olarak görev yapan davacının, Etimesgut İlçe Emniyet Müdürlüğü'nde görev yaptığı sıradaki eylemleri nedeniyle Emniyet Örgütü Disiplin Tüzüğü'nün 6/B-5 maddesi uyarınca altı ay kısa süreli durdurma cezasıyla tecziyesine ilişkin Ankara Valiliği İl Polis Disiplin Kurulu'nun ... tarih ve ... sayılı kararının iptali istenilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararında; dava konusu disiplin cezasının dayanağı olan soruşturma raporunda; davacının 01/03/2011 günü saat 17.30 sularında ... Mahallesi ... Cadde No:... ... adresinde meydana gelen "kasten yaralama, tehdit ve hakaret" olayına karıştığı iddiası ile ilgili olarak adliyeye sevk edildiğine dair, Etimesgut İlçe Emniyet Müdürlüğü Şehit Osman Avcı Polis Merkezi Amirliğince tanzim edilen ... gün ve ... sayılı tahkikat evraklarının incelendiği, soruşturma ile ilgili bilgisine başvurulan ...'nin alınan ifadesinde; ablası ...'nin yine ablası ...'ye kendi aralarında olan bir mevzudan dolayı cep telefonuna mesaj attığını, bu mesajdan sonra o an ablalarının yanında olduğunu anladıkları ve kendisini 2-2.5 yıldır ablaları ... ile karı koca ilişkisi olduğunu bildikleri polis memuru olarak görev yapan ... tarafından ... ablasının cep telefonundan kendilerini tehdit edercesine "siz bundan sonra benim kardeşim değilsiniz, ben polisim kimin ne olduğunu gözünden tanırım, sakın karşıma çıkmayın, size dünyayı dar edeceğim" şeklinde mesajı aldıklarını, zaman içerisinde bu mesajın silindiğini, olaydan bir hafta veya on gün sonra yolda ...'ın evinin önünde ... ile karşılaştığını, selam verdiğini, bunun üzerine ... ablasının "hem tehdit ediyorsun hem de selam veriyorsun" demesi üzerine aralarında tartışma yaşandığını ve ...'ye tokat atmaya başladığını, kendisinin araya girerek kavgayı ayırdığını, daha sonra ...'nin gel eşinin yanında döv diyerek ...'nun evine gittiklerini, burada kızıyla kapıda görüşüp bina girişine indiklerini, ...'nun geldiğini, küfür ederek kendilerini dövmeye başladığını, bu sırada kendisinin dengesini kaybederek merdivenlerden düştüğünü ve son olarak ...'nin kendisini ayıltmaya çalıştığını hatırladığını, bu sırada ... ablasının da geldiğini ve ... ve arkadaşı tarafından sırasıyla Etimesgut Hastanesine, oradan Atatürk Hastanesine giderek bu hastanede bir gün tedavi altında kaldığını, bu olaydan sonra ...'nin kendileri ile konuşmadığını, aralarındaki ilişkinin karı-koca ilişkisi olduğunu, yeğeninin kendisine baba diye hitap ettiğini, Polis Memuru ...isimli şahıstan şikayetçi olduğunu, ancak meslekten alınma riskinden dolayı kendisinin şikayetini geri aldığını beyan ettiği, soruşturma ile ilgili bilgisine başvurulan ...'nin de ablası ... ile aynı doğrultuda ifade verdiği, soruşturma ile ilgili bilgisine başvurulan ...'nin ifadesinde, "dul ve bir kız çocuğu annesi olduğunu, imam nikahlı eşiyle 4 yıl önce ayrıldığını, geçimini ses sanatçılığı yaparak sağladığını, Polis Memuru ...'nu 2 yıldır tanıdığını, kendisiyle erkek kardeşi ...'nin bir adli olayından ötürü mağdur olarak Eryaman Osman Avcı Polis Merkezine gittiklerinde olayla ilgilenen görevli ekipte bulunması hasebiyle tanıştığını, kendisi yalnız olarak 2 veya 3 kez evine geldiğini, ... ile alacak verecek mevzusundan dolayı ...'nin cep telefonu ile mesaj attığını, bu mesaja kendisinin gerekli cevabı verdiğini, kardeşleri ile bu olaydan sonra arasının açıldığını, yıllardır geçimlerini kendisinin sağladığını, ...'ya iftira attıklarını, olay günü kendisini ...'nın arayarak ... ve ... ile yolda tartıştığını, 'beni tehdit ettiler evime gidiyorlar sende kardeşlerini engellemeye çalış, ne yapmaya çalışıyorlar' dediğini, bunun üzerine kendisinin ...'nun ...'yle aynı sokakta olan ikametine gittiğini, bu sırada kardeşlerinin bağırdığını, bir kargaşanın olduğunu, ...'nin bu esnada ayağının boşluğa gelerek merdivenden düştüğünü gördüğünü, bu konuyu araştırdığında kardeşlerinin ... ile yolda karşılaştıklarını, kendilerine selam verildiğini ancak ...'yı terslemeleri üzerine tartışmanın yaşandığını ve ...'nın binasına kadar devam ettiğini beyan ettiği, davacının olayla ilgili alınan ifadesinde, 01.03.2011 günü saat 17.00 sularında yolda ... ve ... kardeşleri gördüğünü, kendisinin aracını durdurduklarını ne yapıyorsunuz ablam dediğini, ...'nin sana ne şerefsiz diye cevap verdiğini, kendisinin ayıp oluyor neden böyle yapıyorsunuz dediğini, bunun üzerine kendisine saldırdıklarını ve evine gidip seni rezil edeceğiz dediklerini, kendisinin de daha evvelden tanıdığı tartıştığı kişilerin kardeşleri olan ...'yi arayarak kardeşlerin evime gidiyor, olay çıkartacak dediğini, 01.03.2011 günü saat:17.30 sıralarında ikametine geldiğinde daha önceleri ablaları vasıtasıyla tanıdığı ... ve ... isimli şahısları ikametinde gördüğünü, evde bulunan 14 yaşındaki kızının kapıyı açmış olduğunu, kendisinin bu şahıslara 6 veya 7 ay önce ev taşıyacakları için 2000-TL borç para verdiğini ancak parayı alamadığını, bu parayı ödemeleri konusunda çeşitli tarihlerde ısrar edince kendisine evine gelir, yuvanı bozarız dediklerini ve belirttiği tarih-saatte bu şahısları evinde gördüğünü, o sırada ...'nin de geldiğini, kendisinin evimde ne işiniz var? dediğinde her ikisinin de seni rezil etmeye, yuvanı yıkmaya geldik dediklerini, kendilerine defolun gidin dediğini, ...'nin bu sırada üzerine atladığını ve vurmaya başladığını, kendisinin de karşılık verdiğini, ...'nin fiziki olarak katılmadığını, daha sonra kapıdan çıkarak kaçmaya başladıklarını, kendisinin peşlerinden gittiğini ve zemin kata geldiklerinde ikisinin ayağının birbirlerine dolaşıp düştüklerini, ...'nin korkuluklara tutunduğunu ve orada kaldığını, ...'nin merdivenlerden yuvarlanarak yere düşüp bayıldığını arkasından gittiğinde kendisini baygın olarak görünce hastaneye götürmek istediğini, ...'nin müsaade etmediğini ve kendi tanıdığını çağırarak birlikte ayrıldıklarını, ...'nin bu olayları engelleme çalışmış ise de başarılı olamadığını ve olaylara tanık olduğunu, kendisinin Şehit Osman Avcı Polis Merkezi Amirliğine giderek bu şahıslardan davacı ve şikayetçi olduğunu beyan ettiği görülmektedir.

Bu durumda; yukarıda özetlenen ve soruşturma raporunda yer verilen bilgilere göre davacının, daha öncesinden tanışık olduğu ... adlı bayanın kız kardeşleri ile 01.03.2011 tarihinde meydana gelen tartışma ve buna bağlı arbede sonucunda ... ve ...'ye fiziki müdahalede bulunduğu hususunun sübuta erdiği sonucuna varılmakta olup, davacının söz konusu olay nedeniyle hizmet dışında resmi sıfatının gerektirdiği saygınlığı ve güven duygusunu sarsacak eylem ve davranışlarda bulunmak suçunu işlediği kanaatine varıldığından, eylemine uyan Emniyet Örgütü Disiplin Tüzüğü'nün 6/B-5 maddesi uyarınca altı ay kısa süreli durdurma cezasıyla tecziyesine ilişkin işlemde hukuka aykırılık görülmediği sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, soruşturmanın usulüne uygun yapılmadığı, temyize konu mahkeme kararının hukuka aykırı olduğu, bu kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, soruşturma sonucunda davacıya isnat edilen fiilin sübuta erdiği işlemin hukuka uygun olduğu belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ ...'NUN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Beşinci Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:

İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.

Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:

Açıklanan nedenlerle;

1. Davacının temyiz isteminin reddine,

2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddi yolundaki ... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı temyize konu kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından anılan Mahkeme kararının ONANMASINA,

3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,

4. 2577 sayılı Kanun'un (geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (onbeş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21/10/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.