Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Genel Merkezi'nde milletvekiliyle bir araya geldi. Toplantının ardından açıklama yapan AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, milletvekilleriyle yapılan bu toplantıların, 3-4-5 Nisan tarihlerinde Kızılcahamam'da düzenlenecek AK Parti kampına hazırlık mahiyetinde olduğunu, toplantılarda milletvekillerinin hem kendi seçim çevreleriyle hem de Türkiye gündemindeki konular ile ilgili değerlendirmelerini Cumhurbaşkanı Erdoğan'a aktardığını söyledi.

'IRKÇI BİR YAKLAŞIM OLARAK GÖRÜYORUZ'

Çelik, Yunanistan Cumhurbaşkanı Prokopis Pavlopulos'un Batı Trakya'daki Müslüman Türk azınlık için kullandığı 'Müslüman Yunan Azınlık' ifadesinin son derece vahim olduğunu vurgulayarak, "Müslüman Türk azınlığın tarihsel kimliğini reddetmek anlamına gelen ırkçı bir yaklaşım olarak değerlendiriyoruz. Batı Trakya'daki Müslüman Türk azınlığın tarihsel kimliği tarihsel gerçeklerle sabittir. Oradaki azınlığın adı bellidir. Yüzyıllardır orada varlar, Müslüman Türk azınlık olarak hayatiyetlerini sürdürdüler ve gelecekte de sürdürecekler. Yunanistan Cumhurbaşkanının ya da bir başkasının demesiyle kimliklerini değiştirecek değiller. Hiç kimsenin tarihsel gerçekliği, tarihsel bir kimliği değiştirmeye gücü yetmez. Bu sebeple bu yaklaşımı son derece vahim ırkçı bir yaklaşım olarak görüyoruz" değerlendirmesinde bulundu.

'TÜRKİYE'NİN TEZLERİNİ AÇIK VE NET SÖYLEDİLER'

Sözcü Çelik, son günlerde basına Uygur Türkleri ile ilgili çok sayıda olumsuz haberin yansıdığını ifade ederken, Çin'in koronavirüs ile mücadele ettiği bir dönemde tekrar gündeme gelen bu olumsuz haberlerden kaygı ve üzüntü duyduklarını söyledi. Türkiye'den Çin'e bir heyetin gideceğini açıklayan Çelik, "Çin makamları ile de görüşmeler devam ediyor. Türkiye'den bir resmi heyet çeşitli yerleri ziyaret etmek maksadıyla oraya bir ziyaret yapacaktır. Bu ziyaretin şeffaf olmasını, Türkiye'nin arzu ettiği ziyaret mekanlarının heyetimize açılmasını ve Uygur Türkleri ile ilgili olarak gelen bu olumsuz, kaygı verici haberlerin de sona ermesini dilediğimizi ifade ediyoruz" görüşünü dile getirdi.

'ASKERİ HAZIRLIKLARI YAPTIĞIMIZ İLETİLDİ'

Soruları da yanıtlayan Çelik, Rusya'daki Türk heyetinin İdlib konusundaki temasları ile ilgili "2 gün üst üste bu görüşmeyi yaptılar, Türkiye'nin bu konudaki tezlerini açık ve net bir şekilde söylediler. Bizim İdlib'de rejimin bu saldırganlığına karşı, rejim Cumhurbaşkanımızın ifade ettiği şekilde önceki sınırlarına çekilmezse, yani Soçi Mutabakatı'na uygun bir pozisyon almazsa, bunu tahakkuk ettirmek için gerekli askeri hazırlıkları yaptığımız açık ve net bir şekilde karşı tarafa iletildi. Bu konudaki yaklaşımımız birincisi terörle mücadele için zorunlu bir yaklaşımdır, milli güvenliğimiz ve insani bir felaketin önlenmesi için zorunlu bir yaklaşımdır. Bu çerçevede bu iletildi. Heyet döndüğü zaman da zaten buraya kapsamlı bir rapor verecekler, ondan sonra yeniden değerlendirme yaparız" diye konuştu.

Çelik, İş Bankası'ndaki CHP hisseleri ile ilgili düzenlemeye ilişkin, önceki açıklamalarında Atatürk'ün vasiyetine uygun davranılmadığını örnekleriyle anlattığını hatırlatarak, "Atatürk milletimizin ortak bir değeridir, Atatürk'e ait her türlü değerin de devlet tarafından temsil edilmesi, milletimizin ortak bir değeri olarak Atatürk'ten kalan her hatıranın bu şekilde korunması daha uygundur diye düşünüyoruz" ifadelerini kullandı.

'DARBE TARTIŞMASI LÜZUMSUZ BİR GÜNDEMDİR'

Çelik, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın toplantıda darbe iddialarıyla ilgili değerlendirmelerde bulunduğunu ifade ederek, "Tabii kışkırtıcılık yapanlar var. Dışarıdan bir kuruluşun yaptığı rapor içeride belli kesimler tarafından gündemleştirildi. Aslında Cumhurbaşkanımız bu konu ile ilgili olarak bugünkü toplantının açılışında net bir değerlendirme yaptı. Bütün bu gündemlerin, yani sanki bir darbe tehlikesi varmış, bir darbe hazırlığı varmış gibi gündemlerin, Türkiye'yi ana hedeflerinden saptırmaya dönük, Türkiye'nin enerjisini başka alanlara akıtmaya dönük olarak bir yaklaşım olduğunu söyledi. Meclis'te son derece önemli reformların geleceği bir siyasi ajandamız var. Tam bu dönemde Türkiye'nin enerjisini, toplumun dikkatini dağıtacak, devlet kurumlarının dikkatini dağıtacak şekilde darbe ile meşgul etmek, Türkiye'yi hedeflerinden uzaklaştırmak, enerjisini başka bir yöne çevirmektir. Darbe tartışması, darbe gündemi Türkiye için lüzumsuz bir gündemdir, gereksiz bir gündemdir. Türkiye'nin tarihine baktığımızda her zaman bunun heveslileri oldu, her zaman buna girişmeye çalışanlar oldu; ama demokrasiye bağlı olan bütün kurumlarımız uyanıktır, bütün bunlardan ders çıkarılmıştır. Bundan sonrasında Türkiye'nin tam demokratik bir ortam içerisinde hedeflerine ilerlemesi için gerekli kararlılık ortaya koyulmuştur" dedi.

'TSK'YA DÖNÜK PROVAKATİF BİR YAKLAŞIMDIR'

Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) Suriye'de çok büyük operasyonlara imza attığı bir dönemde darbe söylentilerinin dillendirildiğine dikkat çeken Çelik, "Tam da bu dönemde darbe gibisinden bir söylentiyi dillendirmek, bunu gündem yapmak, bununla ilgili devletin dikkatini başka alanlara kaydırmaya çalışmak, dışarıya bakması gereken devletin gözünü ve aklını içe kapatmaya dönük bir reflekstir. TSK'ya dönük olarak da provakatif bir yaklaşımdır, TSK'ya atılmış çok büyük bir iftiradır diye değerlendiriyoruz bunu. TSK, Türk yargısı, devletin bütün kurumları demokrasiye bağlılıklarını gösterdiler, milletimiz bunu gösterdi. Türkiye'nin bundan sonraki istikameti her türlü darbeye, her türlü vesayete karşı tam demokratik bir şekilde anayasaya sadakatle yolunda yürümektir. Asıl utanması gerekenler son zamanlarda eski vesayeti canlandıracak şekilde eski vesayet günlerini akla getirecek şekilde açıklama yapıp, bu atmosferi bu şekilde zehirleyenlerdir" diye konuştu.

'KILIÇDAROĞLU SİYASETİN KORONAVİRÜS'Ü'

Ömer Çelik, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun TBMM grup toplantısında Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yönelik ifadeleriyle ilgili de "CHP Genel Başkanı PYD için 'dış güçlerin maşası' diyemedi, Esad için 'dış güçlerin maşası' diyemedi, Türkiye Cumhuriyeti devletini hedef alan, bizimle rekabet içerisinde olan birtakım odaklar için bunu diyemedi. Ama Türkiye'nin millet tarafından seçilmiş Cumhurbaşkanı için bunu söylüyorsa bunu söylerken sadece 'aynaya bakıyordur' diyoruz. Yani bu kadar ahlak dışı, bu kadar vicdansız, bu kadar siyasi akıldan yoksun bir şekilde Türkiye'nin seçilmiş Cumhurbaşkanını hedef almak, Türkiye Cumhuriyeti devletinin çıkarlarını korumak için, milli menfaatlerini korumak için çalışan ve milletin desteğiyle orada bulunan Cumhurbaşkanımızı bu şekilde hedef almak kesinlikle sıradan bir demokratik eleştiri olarak değerlendirilemez" dedi.

Demokratik eleştiri başka bir şey olduğunu vurgulayan Çelik, "Her başkentin tezini Türkiye Cumhuriyetine karşı CHP Genel Başkanı dillendirdi; ama bir tek Ankara'nın tezini dillendirmedi. Dolayısıyla biz CHP Genel Başkanından Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu vizyonu, siyaseti anlamasını beklemiyoruz. 'Maşa' gibi bir ifade kullanmışsa bu ifadeyi ancak aynaya bakarak söylemiştir. Sürekli olarak 'siyasi koronavirüs' diyeceğimiz açıklamalar yapıyor CHP Genel Başkanı. Yakın zamanlara kadar demokrasiden bahsediyordu, çoğulculuktan, geçmişten ders çıkarmaktan bahsediyordu; fakat CHP Genel Başkanının Yassıada zihniyetinin yeni bir sürümü olmaktan öteye gitmediğini bu son açıklamalarıyla görüyoruz" diye konuştu.