Kamuoyuna açıklanan “2023 Eğitim Vizyonu” belgesinde “Öğretmenlik Meslek Kanunu” çıkarılması için çalışmalar yapılacağı vurgulanmıştı. Öğretmenlerimiz görevlerini mevcut yasa ve yönetmelikler çerçevesinde yürütmektedir. MEB Bakan Yardımcısı Mustafa Safran, bir toplantıda öğretmenlik meslek kanunu taslağı hazırlandığını, TEDMEM ve Eğitim Bir Sen de Öğretmenlik Meslek Kanunu ile ilgili taslak önerilerini paylaştılar. Öğretmen Akademisi Vakfı etkinlikler ile Eğitim Reformu Girişimi de yayınladıkları raporlar ile dolaylı destek sağlamaktadırlar.

Öğretmenlerin mesleki statüleri, üniversitelerin ilgili bölümlerinden diploma almaları ile mümkün olmaktadır. Öğretmenlerin mesleki nitelikleri, öğretmen yetiştiren kurumlara öğrenci seçimi, yüksek nitelikli öğretmen yetiştirme süreci, üniversitelerimiz tarafından yapılmaktadır.

Öğretmenlerimizin görev başında yetişmesi, öğretmenlerin görevleri, sorumlulukları denetimi, hakları yeni kurulacak Öğretmen Eğitimi Akreditasyon Konseyi veya Meslek Odası ile birlikte planlanmalıdır. Bu oluşumlar, üye öğretmenlerin yaptıkları işleri kolaylaştırmak, mesleğin menfaatlerini korumak ve ihtiyaçlarını karşılamak gibi diğer meslek odalarının özelliğinde olacaktır. Ülkemizdeki özel kanunu bulunan mesleklerin sendikaları ve meslek odaları ikisi bir arada vardır.

Okul temelli yaklaşım mesleği sınırlamaktadır. Öğretmen yetiştirme programlarından mezun olanların istihdam alanı olarak kamu ve özel sektör birlikte düşünülmelidir. Özel okul, özel ders, özel kurs, özel büro gibi konularda düzenlemeler de yer almalıdır. Kanun kapsamında, öğretmenlerin çalışma şartları, özlük hakları, yer değiştirme ve nakil işlemleri, okulların yönetim ve denetimi, hizmet içi eğitimi, atama kriterleri, istihdamı, hizmet koşulları, kariyer basamakları, adaylık süreci, meslek etiği, izleme ve değerlendirme vb. konular öğretmen meslek birliği sağlayabilecek örgütler ile birlikte mutabakat sağlanarak hazırlanmalıdır.

Öğretmenlerin lisansüstü eğitimi teşvik edilmelidir. Doktora ve yüksek lisans bitirenlerin uzman öğretmenlik, başöğretmenlik, okul müdürü ve müdür yardımcılığı unvanlarının kazanılması sağlanmalıdır. Okul yöneticilerinin görev ve sorumlulukları rutin bürokratik işlemlerin yürütülmesinin ötesinde eğitim liderliği olarak ele alınmalıdır. Öğretmenlerin alanları dışında istihdam edilmesi durumunda tekrar öğretmenlik mesleğine dönmelerinde gelişim seminerleri veya yüksek lisans zorunluluğu getirilmelidir. Talim Terbiye Kurulumuz bu çalışmalarda etkin ve yön verici olmalıdır. Doktora ve yüksek lisans yapan araştırmacıları teşvik edici ve maddi katkı sağlayıcı olmalıdır.

Sözleşmeli ve ücretli öğretmenlik statüsünde çalışan öğretmenlerimize kadrolu öğretmenlerin özlük hakları verilmelidir. Öğretmenlerin haftalık iş yükleri maaş ve ücret durumları yeniden düzenlenmelidir. Kamu ve özel okul öğretmenlerinin, kamu görevlisi hüviyetine sahip olduğu ifade edilmelidir. Öğretmenlik mesleğinin rehberlik sisteminin ana unsurları tanımlanmalı, denetimi ve teftiş süreçleri yeniden belirlenmelidir. Bağımsız denetim birimleri konusu, kamuoyunda tartışılmalıdır. Öğretmenlerin meslekleri ile ilgili konularda sivil toplum kuruluşlarıyla birlikte çalışmalarını sağlayacak hükümler desteklenmelidir.

Öğretmen adaylarının seçiminde sınavın varlığı kaçınılmaz iken atanmasında merkezî bir sınavın varlığı, meslek örgütleri ile birlikte değerlendirilmelidir. Sivil toplum örgütleri, üniversiteler ve Talim Terbiye Kurulumuzun düzenleyeceği, kongre, seminer, sempozyum, çalıştaylar vb. çalışmalar, Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun ortak akıl ile oluşmasına katkı sağlayacağına inanıyorum.

Öğretmenlerin yetiştirilmesinden emekliliğine kadar her aşamanın kanunda yer alması, bizlerin katkıları ile olacaktır. Kamuoyu oluşturmak için daha fazla gayret gösterilmelidir. Konu getirilip 3600 ek göstergeye bağlanmamalıdır. Eğitim konusunda çalışan daha çok sivil toplum örgütüne, düşünce kuruluşuna, eğitim fakültelerinin eğitimi araştırma ve geliştirme birimlerine ihtiyacımız vardır. Tükenmişlik sendromu bize göre değil, biz kendimizi biliyoruz, moralimizi bozmadan, Nagehanlara bakmadan, hiç durmadan bu kutsal görevde yürüyeceğimize her zaman ve her şartta söz verdik ve ant içtik…

Ahmet Hamdi Demir/Kamudanhaber