Sevgili okurlarım,

Öğretmenler Günü olan 24 Kasım, bu yıl salıya geliyor. O tarihte benim yazım yok. Bu nedenle geleceğimiz olan çocuklarımızı yarınlara hazırlayan öğretmenlerimizin durumlarını ele alan bir röportajı bugünden yayımlamayı ve acilen çözüm bekleyen sorunlarına dikkat çekmeyi uygun gördüm.

Konuğum, Milli Eğitim bünyesinde birçok idari görevde bulunduktan sonra Vefa Lisesi ve İstanbul Erkek Lisesi'nde yıllarca müdürlük yapan saygın eğitim uzmanı Dr. Sakin Öner…

★★★

UĞUR DÜNDAR (U.D.): Sayın Öner, eğitimin ve öğretmenin toplum hayatındaki yerini kısaca belirtir misiniz?

ÖĞRETMENLER GELECEĞİMİZİN MANEVİ MİMARLARIDIR

SAKİN ÖNER (S.Ö.): Sayın Dündar, toplumların en büyük zenginlik kaynakları, yeraltı ve yerüstü kaynakları, ekonomi ve sanayileri değil, insan kaynağıdır. İnsan kaynaklarını, kaliteli, nitelikli ve verimli hale getiren en önemli faaliyet alanı, eğitimdir. İnsanımızı ne kadar iyi eğitebilirsek, geleceğimize de o kadar güvenle bakabiliriz. Eğitimin temel unsurları da öğretmenlerdir. Öğretmenler, geleceğimizin manevi mimarlarıdır.

Eğitim; bireylerin kendi potansiyelini ve yaratıcı gücünü keşfetmesine yardımcı olur, içinde yaşanan topluma ve dünyaya duyarlılığı ve uyumu artırır, vatandaşlık bilincini geliştirir, ulusal ve uluslararası iş gücü piyasalarının gerektirdiği yetenekleri, becerileri ve donanımı kazandırır. Eğitim, bu özellikleri sebebiyle dinamik ve çok yönlü bir yapıya sahiptir. Bu yüzden, eğitim sistemi ile ilgili her türlü konuyu, ‘'siyaset üstü, milli ve bilimsel'' bir anlayışla ele almak gerekir.

(U.D.): Eğitimin kaliteli ve sürdürülebilir olması için öncelikle neye önem vermek gerekir?

ÖĞRETMENLERİN EĞİTİMİNE BÜYÜK ÖNEM VERİLMELİDİR

(S.Ö.): Eğitimin kaliteli ve sürdürülebilir olması için, daha önce eğitim alanında önemli reformlar yapmış ve çok önemli gelişmeler sağlamış Kanada, Finlandiya, Güney Kore, Litvanya gibi ülkelerin yaptıklarını incelemekte yarar var. Bu ülkelerin hepsinin ortak noktası, öncelikle “öğretmen eğitimi”ne büyük önem vermeleridir. Bunun sonrasında da eğitim kalitelerine yönelik başarılı sonuçlar elde etmişlerdir.

Ülkemizin geleceğinin teminatı olan gençlerimizin “fikren, bedenen ve ilmen güçlü, fikri hür, irfanı hür ve vicdanı hür” bireyler olarak yetiştirilmesi ve ülkemizin “çağdaş uygarlık düzeyinin üzerine çıkarılması” hedefine ancak, idealist, fedakar ve donanımlı öğretmen yetiştirerek ulaşabiliriz. Bir ülkenin eğitimdeki başarısı, öğretmen kadrosunun kalitesi kadardır. Bu sebeple öğretmenin yetiştirilmesine, geliştirilmesine ve motive edilmesine büyük önem verilmelidir.

(U.D.) Ülkemizdeki öğretmen eğitiminin dünü ve bugünü hakkında neler söylemek istersiniz?

(S.Ö.): Ülkemizin 1848 yılında başlayan 170 yılın üzerinde bir öğretmen eğitimi deneyimi vardır. Bu süreçte öğretmen yetiştiren Kız ve Erkek Muallim Mektepleri, Eğitim Enstitüleri, Köy Enstitüleri, Öğretmen Okulları, Yüksek Öğretmen Okulları ve Anadolu Öğretmen Liseleri gibi eğitim kurumları kurulmuştur. Bu okullardan yetişen öğretmenlerimiz, Osmanlı İmparatorluğu'nun son döneminde ve Cumhuriyetin ilk yıllarında milletimizin eğitimi konusunda başarılı hizmetler vermişlerdir. Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı olan bu okulların çoğu, 12 Eylül 1980 darbesinden sonra çeşitli sebeplerle kapatılmıştır. Son olarak 2014 yılında Anadolu Öğretmen Liseleri kapatılmıştır. Öğretmenlerimiz kırk yıldır YÖK'e bağlı bulunan üniversitelerimizin Eğitim, Fen Edebiyat, İlahiyat, Güzel Sanatlar fakülteleri ile Spor Akademileri ve konservatuvarlardan yetişmektedirler. Bu kurumlarda yetişen öğretmenlerimiz alan bilgisi yönünden yeterli eğitim almış olsalar da öğretmenlik ruhunu kazandıran mesleki staj ve pedagojik formasyon yönünden yeterli eğitimi alamamaktadırlar.


MEB'E BAĞLI ÖĞRETMEN ÜNİVERSİTELERİ AÇILMALI

(U.D.): Nitelikli öğretmen yetiştirilmesi için bugün neler yapmak gerekir?

(S.Ö.): Nitelikli öğretmen yetiştirilmesi için yapılması gerekenleri şöyle özetleyebiliriz: Öğretmen Liseleri, Eğitim Enstitüleri ve Yüksek Öğretmen Okulları, eğitim bilimindeki gelişmelere göre güncellenmeli ve Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı olarak yeniden açılmalıdır. Bu okulların sayısı ihtiyaca göre belirlenmeli ve mesleki dayanışmayı ve öğretmenlik ruhunu güçlendirmek üzere geçmişte olduğu gibi yatılılık bu okullarda esas olmalıdır. Eğer bu yapılmazsa Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı olarak öğretmen üniversiteleri açılmalıdır. Mevcut sistem devam edecekse, fakültelerden mezun olan öğretmen adayları, açılacak Milli Eğitim veya öğretmen akademilerinde bir yıl uygulamalı ve pedagojik eğitim almalıdırlar.

ÖĞRETMENLERE KENDİLERİNİ GELİŞTİRİP YENİLEYECEKLERİ İMKANLAR SAĞLANMALIDIR

Öğretmenlerimizin, bilim ve teknolojideki hızlı değişim ve dönüşüme ayak uydurabilmesi için, gerek hizmet öncesi gerekse hizmet içi çok iyi yetiştirilmeleri gerekir. Ayrıca kendileri de lisansüstü eğitimler ve yan dallar yaparak, yabancı dillerini geliştirerek, çeşitli sertifika programlarına katılarak, branşlarındaki yeni yayınları okuyarak, mesleki panel, sempozyum, konferans ve çalıştaylara katılarak, yeni öğretim tekniklerini takip ederek, eğitim ve bilişim teknolojisini etkin kullanarak, proje hazırlama ve araştırma tekniklerini öğrenerek kendilerini sürekli geliştirmelidirler.


(U.D.): Bugün ülkemizde resmi ve özel okullarda toplam bir milyonun üzerinde öğretmenimiz görev yapıyor. Öğretmenlerin toplumdaki itibarını ve sosyal statüsünü yükseltmek için mutlaka bir şeyler yapmak gerekli. Bunlar neler olabilir?

ÖĞRETMENLİK ÖZEL YASAYA SAHİP OLMAYI GEREKTİREN BİR İHTİSAS MESLEĞİDİR

(S.Ö.): Öğretmenlerimizin toplumdaki saygınlığının sağlanması ve motivasyonlarının arttırılması için sosyal ve mali statülerinin yükseltilmesi gerekir. Bunu da sağlayacak olan devlet yöneticilerimizdir. Öğretmenlik mesleği, 1739 Sayılı Milli Eğitim Kanunu'nun 43. maddesinde (Öğretmenlik, devletin eğitim, öğretim ve bununla ilgili yönetim görevlerini üzerine alan özel bir ihtisas mesleği) olarak tanımlanmıştır. Bir başka özel ihtisas mesleği olan Silahlı Kuvvetler mensuplarının “Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu” adıyla özel bir yasaları vardır. Öyle ise öğretmenlerin de özel bir meslek yasasına sahip olmaları gerekir.  23 Ekim 2018 tarihinde açıklanan 2023 Eğitim Vizyonu'nda yer alan  “Öğretmenlik Meslek Kanunu”, öğretmenlerin 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'ndaki haklarını koruyacak ve genişletecek şekilde hazırlanarak en kısa zamanda Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne sevk edilmeli ve yasalaşması sağlanmalıdır. Bu özel yasa, öğretmenlerin sosyal statüsünü yükseltecektir.

(U.D.): Öğretmenin mali statüsünü iyileştirmenin aciliyetini de unutmamak gerekir…

3600 EK GÖSTERGE ACİLEN HAYATA GEÇİRİLMELİDİR

(S.Ö.): Öğretmenin motivasyonunu yükseltecek ikinci adım, mali statülerinin yükseltilmesidir. Çünkü mali sorunları olan öğretmen, yürüttüğü eğitim öğretim hizmetinde tam başarılı olamaz. Bunun için hükümet, 13 Aralık 2018 tarihinde açıkladığı ikinci 100 günlük yol haritasında vermeyi vadettiği; polis, hemşire ve din görevlileri ile birlikte öğretmenlere de 3600 ek göstergeyi bir an önce hayata geçirmelidir. Öğretmenlerimizin bütçelerini destekleyen gelirlerden biri de ek ders ücretleridir. Öğretmenlerin ek ders ücretleri, 2020 yılı Temmuz artışıyla birlikte net 18.22 TL'dir. Her ne kadar her öğretmenin ders saati yetersizliğinden ek ders verme imkanı bulunmasa da bu imkana sahip olan öğretmenler için ek ders ücretlerinin günümüzün ihtiyaçlarına göre yükseltilmesi gerekmektedir.

ATATÜRK, CUMHURİYETİ GENÇLİĞE GENÇLİĞİN EĞİTİMİNİ DE TÜRK ÖĞRETMENİNE EMANET ETTİ


(U.D.): 24 Kasım Öğretmenler Günü nedeniyle son olarak neler söylemek istersiniz?

(S.Ö.): Devletimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk, “En büyük eserim!” dediği Cumhuriyeti Türk gençliğine, gençliğin eğitimini de “Dünyanın her tarafında insan topluluğunun en fedakar ve muhterem unsurları” diye nitelediği Türk öğretmenlerine emanet etmiştir. Geleceğimize güvenle bakmak ve beka sorunu yaşamamak istiyorsak, yeni nesilleri yetiştiren öğretmenlerimize layık oldukları değeri vermeli, gerekli saygıyı ve özeni göstermeliyiz. Bu duygu ve düşüncelerle öğretmenlerimizin onur günü olan 24 Kasım Öğretmenler Günü'nü kutluyorum. Şehit ve ebediyete göçmüş öğretmenlerimize Allah'tan rahmet, emekli öğretmenlerimize sağlıklı ömürler ve görevde olan öğretmenlerimize de başarılı hizmet yılları diliyorum. Size de öğretmenlerimizin toplum hayatımızdaki yeri ve sorunları ile ilgili duygu ve düşüncelerimi ifade etme imkanı verdiğiniz için teşekkür ediyorum.

UĞUR DÜNDAR

SÖZCÜ