Yeni dönemde okullarda yüz yüze eğitimin başlayıp başlamayacağı merak edilirken, Habertürk gazetesi yazarı Nagehan Alçı, bu konuda Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ceyhan'a tepki gösterdi.

Ceyhan'ın Habertürk TV'de yayınlanan Enine Boyuna programındaki açıklamalarını değerlendiren Alçı, "Açık söyleyeyim, izlerken hop oturup, hop kalktım. 'Keşke ben de İstanbul'da olup yayına katılsaymışım' dedim. Konu pandemi ve okullardı" ifadesini kullandı.

Alçı, bu programdaki konukların çocuk enfeksiyonları uzmanı Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, eğitimci Cihat Yaycı, psikolog Prof. Dr. Acar Baltaş, Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Mustafa Hasöksüz ve Toplum Sağlığı- genobilim uzmanı Dr. Tomris Cesuroğlu olduğunu hatırlatarak şunları kaydetti:

"Tomris Hanım'ı okullarla ilgili yazılarımda sık sık bu köşede konuk ettim. Türk televizyonlarında daha kimse okulların kapalı olmasına ses çıkarmazken Hollanda'da yaşayan Cesuroğlu Avrupa'nın göbeğinde pandeminin başından beri izlenen eğitim politikalarını yerinde ve birebir takip ediyor, tüm itibarlı uluslararası sağlık otoritelerinin raporlarını okuyor, değerlendiriyor, bıkmadan, usanmadan dünya örneklerini anlatıyor, Türkiye'nin kapalı okul politikasının yanlışlığına dikkat çekiyor, okulların açık kalmasının bir norm kabul edilmesi gerektiğini söylüyordu.

Cuma günkü yayında da yine CDC, ECDC, DSÖ, Amerikan Pediatri Derneği, İPA, UNİCEF, Unesco gibi uluslararası kurumların değerlendirmeleri, raporları ve görüşlerini hatırlattı. Okulların, özellikle de 12 yaş altı için neden tam zamanlı açık kalması gerektiğini, Batı dünyasından örneklerle son derece somut bir şekilde anlatmaya çalıştı. 'Programda beni şaşırtmayan fakat sadece Türkiye'de olabilecek bir şey oldu'

Ancak programda beni şaşırt ayan fakat sadece Türkiye'de olabilecek bir şey oldu. Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, Dr. Tomris Cesuroğlu'nun CDC, DSÖ, ECDC gibi kurumlara atıf yaparak okulların açık kalması gerektiğini anlatan sözlerini çürütmek için bu kurumları itibarsızlaştırmaya girişti!

Pandeminin başından beri bu kuruluşlar yanlışlar yapmışlar, onlara itibar etmemeliymişiz, onları dinlememeliymişiz. Zaten Dünya Sağlık Örgütü üçüncü dünya ülkelerine yönelik açıklamalar yapıyormuş vs vs. İsminin önünde profesör yazan bir tıp insanı Dünya Sağlık Örgütü ve bilimum uluslararası sağlık otoritesini karalıyor."

'Maalesef garip bir dokunulmazlık zırhı var sanki'

Okurlarına "Böyle bir şey olabilir mi?" diye soran Alçı, "Maalesef bunu ilk kez de yapmıyor Mehmet Ceyhan! Pandeminin başından beri istatistiğe dayanan bir veri sunmadan, sadece yakın çevresinden, ABD'de yaşayan çocukları ve torunlarından, yakın arkadaşlarından, kendi hastalarından örnekler vererek ısrarla okulları açtırmamak için elinden geleni yapıyor" ifadesini kullandı.

Ceyhan için "Maalesef garip bir dokunulmazlık zırhı var sanki" diyen Alçı, tıp doktoru kaynaklarına neden güçlü bir karşı ses çıkmadığını sorduğunu belirtti ve "Haklısınız, birçok Hoca bunun farkında ama kimse Mehmet Ceyhan'ı karşısına almak istemiyor" yanıtını aldığını aktardı.

Alçı, "1.5 yıldır pompalanan bu korku, yaratılan bu efsane çocuklarımızı mahvetti. Artık birinin kral çıplak demesinin vakti geldi de geçiyor" görüşünü dile getirdiği yazısına şöyle devam etti: "Cuma günkü programda dikkatimi çeken başka bir nokta Tomris Cesuroğlu'nun konuyu ele alırken kullandığı K12 tabirini Mehmet Ceyhan'ın bilmemesiydi. 'O sizin dediğiniz K12 okulları yurtdışında olabilir, bizde olmaz' deyince kulaklarıma inanamadım! K12 kreşten lise sona kadar sınıfları kapsayan temel eğitimin İngilizcedeki adı! Şayet Ceyhan bu konuda tek bir makale okumuş olsa bu kısaltmayı görmüş olurdu. Demek ki pandemi sürecinde okullarla ilgili hiçbir uluslararası yayını okumuyor, sadece kendi bilgi ve gördüklerine dayanarak çıkarım yapıyor ve onun çıkarımları yüzünden milyonlarca veli korkuyor, 'okullar açılmasın' lobisi güçleniyor.