Kamudanhaber - Özel Haber

Hepinizin malumu Mart 2020'den beri salgın dolayısıyla eğitim uzaktan yürütülüyor. Bir önceki yazımızda Türkiye'de uzaktan eğitime erişimin yollarını yazmıştık;


1- Eğitime hiç erişemeyenler,
2- TV'den erişenler,
3- Mobil cihazlardan (tablet ve ağırlıklı olarak telefondan) erişenler,
4- Bilgisayardan erişenler

olarak 4 farklı kanal kullanılmaktadır. Ve bu 4 farklı yöntemin ilk ikisinin katılım, performans gibi değerlendirilmelerine imkanın olmadığını da belirtmiştik.

Milli Eğitim Bakanlığı 13 Ocak 2021 tarihinde yeni bir resmi yazı ile öğretmenlere sınav yaptıysanız girdiğiniz notlar geçersiz sayılsın siz katılımla not vermeye devam edin dedi. İsteyen Veli de olursa öğrenci notlarını sisteme işleyin talimatı verdi !

İlk sorumuz şu:


Ortaöğretim Genel Müdürlüğü ilk dönem karne verilmeyecek, ikinci dönem okullar açılırsa yapılacak sınavlar yoluyla ölçme yapılacak derken Temel Eğitim Genel Müdürlüğü neden aynı yolu izleyemiyor? Bu iki genel müdürlük farklı bakanlıkların ya da salgının farklı seyir gösterdiği iki ayrı ülkenin mi genel müdürlükleri? Ortaöğretimin yaptığı doğru ise temel eğitimin yaptığı yanlış, temel eğitimin yaptığı doğru ise ortaöğretimin yaptığı yanlıştır. 

İkinci soru ise:


Neden bakanlık sürekli halk ağzı ile geri vites yapıyor? 


Ya da Bakan Ziya Selçuk geri vites yapmak zorunda bırakılıyor? 


Ölçmenin ne olduğunu, ne olması, nasıl olması gerektiğini Temel Eğitim Genel Müdürü ile Ölçme Değerlendirme Genel Müdürü bilmiyorlar mı? 


Haklı iseniz neden sürekli bir geri vites var? 


Haksız iseniz neden bunun bedelini notları girmiş bitirmiş öğretmen, okul müdürü öderken üst düzey bürokratlar ödemiyorlar?

Hasılı bakanlık bir milli geri vites bakanlığı olma yolunda hızla ilerliyor! 

Salgın başlandığından bu tarafa yapılan icraatların çoğunda ilk karardan dönülmüştür. Halk tabiri ile sürekli geri vites yapılmaktadır !


Son bir soru soralım :


6-14 yaş grubunu öğrencilerimizin Twitter hesapları olmadığı için mi Temel Eğitim Genel Müdürlüğü hatada ısrar ediyor ?

Şimdi burada bir konunun ısrarla altını çizmek istiyoruz !

Milli Eğitim Bakanlığında Temel Eğitim Genel Müdürünün ya da Ortaöğretim Genel Müdürünün imzasıyla gidecek resmî yazılar ısrarla Bakan Ziya Selçuk imzasıyla illere gönderiliyor . En azından ilgili birimden sorumlu Bakan yardımcıları imzasıyla bu yazılar illere gönderilebilir .

Daha önce hiçbir dönemde bu kadar basit yazılar Bakan imzasıyla illere gönderilmedi. Resmî yazılar genellikle Genel Müdür ya da Müsteşar yardımcısı imzasıyla illere gönderilirdi , Müsteşar bile bu yazılara imza koymazdı.

Milli Eğitim Bakanlığında hatalı yazılar Bakan Ziya Selçuk imzalatılıyor, akabinde tekrar düzeltme yazıları Ziya Selçuk’a imzalatılıyor. Bakan’a attığı imzalarda geri vites yaptırılıp yıpratılıyor . 

Bürokratın yaptığı hatayı son imza ile Bakan tolere edebilir !

MEB’de  BAKAN’IN yaptığı hatayı tolere edebilecek bir birim yok !

Sonuç olarak ; Milli Eğitim Bakanlığında iki farklı genel müdürlük , aynı salgın şartlarında farklı uygulamaya imza atıyor ! Ölçme Değerlendirme Genel Müdürlüğünü hiç eleştiri konusu yapmıyoruz çünkü o birimden geçen yıl yaptığı Lgs sınavından sonra ümidi kestik. Ölçme Değerlendirme Genel Müdürlüğü son yılın Lgs net ortalamalarını ve önceki yıllarla kıyaslamasını yayınlayabilirse ne demek istediğimizi daha iyi anlarsınız !

Ancak eğitimci kimliğe sahip iki genel müdürün birisinin yaptığı yanlış ! 

Sizce hangisi doğrusunu yapıyor ? 

Sınavları ikinci döneme erteleyen Ortaöğretim mi yoksa sınav notu verdiren ve performansa göre not verin diyen Temel Eğitim mi ? 
Takdiri okuyucularımızın yorumlarına bırakıyoruz .

YASAL UYARI: Yayınlanan haberin tüm hakları MYZ DİJİTAL MEDYA Grubu'na aittir. Kaynak gösterilse dahi haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir.