Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Sırbistan ziyareti dönüşünde uçakta beraberindeki medya temsilcileriyle sohbet etti. Gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan Erdoğan daha sonra gazetecilerin sorularını yanıtladı:

Amacımız Balkanlar'ın siyasi istikrarına ve toplumsal katılımına katkı vermek. Boşnak kardeşlerimiz "Siz buraya geldikçe bizi güçlendiriyorsunuz" diyor. Bizim bölgede gizli bir ajandamız yok. Böyle bir hesabın içinde de değiliz. Suriye'de de gizli bir ajandayla çalışmıyoruz. El Bab'da, Cerablus'ta, Afrin'de bunu ortaya koyduk. Tam aksine oraları sahiplerine teslim ettik. Altyapı ve üst yapıda birçok yatırım yaptık. Güvenli bölgenin amacı da sınır güvenliğimizi sağlamak ve mültecilerin kendi topraklarına dönmesidir. Eğer uluslararası bağışçılar toplantısı gerçekleştirebilirsek veya da mali noktada destekler verilebilirse buralarda konutlar yaparak bu insanların oralara yerleşmesine imkan oluşur.

NÜFUSU DEĞİŞTİREN PKK

"Türkiye demografik yapıyı değiştirmek istiyor" diyorlar. Türkiye'nin böyle bir derdi yok. Böyle bir derdi olsaydı, El Bab'da, Cerablus'ta, Afrin'de yapardık. Demografik yapıyı değiştiren PKK'dır, PYD'dir, DEAŞ'tır. Uluslararası Af Örgütü ve İnsan Hakları Gözetleme Komitesi de yayınladıkları raporlarda terör örgütü PYD/YPG'nin savaş suçu işlediğini ortaya koymuştur. Bizim Kürtlerle herhangi bir sorunumuz yok. Sorunumuz terör örgütleridir. Kürtlere karşı mücadele veren ve onları katleden biz değiliz. Bunu yapan PYD/YPG.

Güney sınırlarımızda bir terör devleti kurma gayretine girenlere de müsaade etmeyeceğiz. Niyetleri Fırat'ın doğusunda bir terör devleti kurmaktır. Bunu artık gizleme gayreti içine girmesinler. Bazıları PYD-YPG'nin Amerika'nın müttefiki olduğunu söylüyor. Marksist-Leninist bir örgüt nasıl oluyor da Amerika'nın dostu oluyor anlamak mümkün değil.

AMACIMIZ BARIŞ KORİDORU

Suriye'nin kuzeyinde yapılan çalışmalarda, Türkiye'nin çok titiz olduğu ortada...

Burada aslında 3 boyut var. Birincisi güney sınırımızın hemen altını terör koridoru olmaktan kurtarmak ve burayı bir barış koridoru haline getirmek. Barış koridoru olarak bundan sonraki süreci güvenli bölge olarak tahkim etmek. İkincisi Suriye'nin toprak bütünlüğünü korumak. Bunu ısrarla söylüyoruz. Bu, birilerine de örnek olacak. Biz Suriye'nin birliğinden beraberliğinden yanayız. Üçüncüsü de yurtlarından edilen, çıkarılan, korkuyla oraları terkeden Suriyelilerin tekrar evlerine topraklarına dönmelerini sağlamak.

Esad rejiminden operasyona karşı mesaj var mı? İleride işbirliği, koordinasyon olabilir mi?

Suriye'de rejimle ilişkilerimizi Rusya üzerinden sürdürüyoruz. 5 celsede bir adım attık. Soçi'de birinci hamleyi yaptık, sonra Ankara, Tahran, tekrar Soçi, tekrar Ankara... Tekrar Tahran olacak. Bütün bunları yaparken bir şeyi tahkim ediyoruz. O da Astana süreci. Başta İdlip olmak üzere bölgeye yönelik atmamız gereken adımları konuşuyoruz. Suriye'nin hak ve menefaatleri için, Suriye halkı için adımlar atıyoruz. Suriye halkının bizim karşımızda olması söz konusu değil. Suriye'de aşiretler bir an önce gelmemizi istiyor, çok ciddi destekleri var.

Bazı muhalif isimlerden destek tweetleri oldu. Yılmaz Özdil, Muharrem İnce, Uğur Dündar...

Bundan çok mutlu olurum. Bu milli birlik durumudur. Bu ülkenin 82 milyonu böyle zamanda birlik olmayacak da ne zaman olacak? 82 milyondan kendini tecrit edecek, olsa olsa terör örgütleri olur. Siyasette de terör örgütlerine sırtını dayayanlar bu işin dışında olur.

CHP grup toplantısında Sayın Kılıçdaroğlu "İstemeye istemeye 'evet' diyeceğiz. Barış içinde yaşamak varken ne işimiz var orada" dedi. Yorumunuz ne olur?

Barış için uzanan el eğer karşılığını bulursa eyvallah... Boşta kalırsa buna diyecek bir şey yok. Ben sanatçıların ve diğer vatandaşlarımızın desteğine şahsım ve milletim adına teşekkür ediyorum.

AB'DE HAVA OLUMLU

Avrupa Birliği'nin geneli itibarıyla olumsuz tavrı ve terör örgütüne sempatisi dikkate alındığında nasıl bir reaksiyon bekliyorsunuz?

AB geneli itibarıyla şu anda olumlu. Hatta olumlu olmanın ötesinde, mesela İngiltere yardımcı olabiliriz diyor. Fransa'dan da benzer şeyler geliyor.

Mülteciler buraya turistik seyahate gelmedi

CHP bir konferans yaptı. Ne kadar Esad ve PYD yanlısı varsa davet etti, tüm suçu Türkiye'nin üzerine yıkıp, Esad ile iletişim kurma haricinde başka yol yok diye bir çıkarsama yaptılar. Nasıl değerlendirirsiniz? Suriye'de bugüne kadar 1 milyona yakın insan hayatını kaybetmiş, 12 milyon göçmen var. Kılıçdaroğlu, sadece buradaki 3.6 milyon insanı görmüyor mu? Bu mülteciler buraya turistik seyahate gelmediler, varil bombalarından kaçarak geldi. İstihbarat örgütlerimiz birbirleriyle görüşmelerini yapıyorlar. Ama kalkıp da Esad'ı temize çıkarmak için gayret sarfetmek en az onun kadar büyük bir vebalin altına girmektir. Kılıçdaroğlu'nun, "PYD/YPG'yi terör örgütü olarak tanımıyorum" ifadesi unutulur bir ifade değil. Kaldı ki zaten onlar PKK'nın yan kolu olduğuna göre, öbür tarafta onun desteklediği siyasi partiyle işbirliği içinde değil mi?

Başkan Erdoğan, muhalif isimlerin Fırat'ın doğusuna yapılan Barış Pınarı Harekatı'na destek vermelerinden mutluluk duyduğunu söyledi. "Bu ülkenin 82 milyonu böyle zamanda birlik olmayacak da ne zaman olacak? 82 milyondan kendini olsa olsa terör örgütleri tecrit eder"

TRUMP'IN İFADELERİ BASKILARI ÖNLEMEYE YÖNELİK

Trump Türkiye karşıtı çevrelere tweet'lerle mesaj veriyor. ABD'de 13 Kasım'da görüşmeniz olacak. Washington'daki karışık durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bu beyefendi (Lindsey Graham) dürüst bir insan değil. BM Genel Kurulu'nda randevu istedi, verdim, görüştük. Türkiye'ye geldiğinde de Külliye'de kendisiyle görüştüm. Kendisine PYD/YPG'ye karşı verdiğimiz mücadelenin ne olduğunu, bu mücadelede Afrin olayının nasıl geliştiğini anlattım. Döndükten sonra bunların bir terör örgütü olduğunu, bunların Kürtlerle alakası olmadığına dair mesajları vardı. Şimdi ise garip garip açıklamalar yaptı. Sayın Trump ile ikili ilişkilerimizi sürdürürken de Türkiye-ABD ilişkilerini de güçlendirme gayretimiz var. F-35'ler için de açıklamaları var. "Parçalarını Türkiye yapıyor" diyor. Şimdi tablo bu olunca herkesin düşünmesi lazım. 13 Kasım'da Washington'da bunları ele alacağız. Belli çevrelerin baskılarını önlemeye yönelik ifadeler.

2023'E DAHA GÜÇLÜ GİREBİLİRİZ

2023'e giderken ittifakların zenginleşebileceği konuşuluyor. Özellikle son günlerde İYI Parti'den CHP'ye eleştiriler gündeme geldi. İttifaklar değişebilir mi?

Bir defa ittifakların zenginleşmesi, fakirleşmesi yaklaşımı mümkündür olabilir. Temennimiz o dur ki Cumhur İttifakı olarak bizim inancımız pazara kadar değil mezara kadar. Ama bu ittifakı çok daha da zenginleştirebilirsek 2023'e çok daha güçlü olarak girebiliriz. Kapımız açık. Adı Millet İttifakı ama milletten nasibini almamış ittifakın zayıflaması, parçalanması çok çok önemli.