İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Kastamonu'yu ziyaret ederek esnaflarla bir araya geldi. Nasrullah Meydanında bulunan esnafların iş yerlerini ziyaret eden Akşener, hem esnafları hem de buradaki vatandaşların sorunlarını dinledi. Ziyaretlerinin ardından değerlendirmede bulunan İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, 20 Ocak 2020 yılından itibaren bir çalışma yürüttüklerini belirterek, "Bu kapsamda hem illeri hem de ilçelerde esnafları geziyorum, o kapıdan içeriye girdiğimde arkadaşlarımıza söylediğimiz şahit oldunuz bunlara diyorum ki ben iktidarı yermiyorum, kendi partimi övmüyorum, propaganda yapmıyorum, ne yapıyorum ben. Ben esnafın öznesi olduğu bir sistem kurmaya çalışıyorum. Rekabetin hizmet üzerinden yapıldığı, rekabetin projeler üzerinden yapıldığı ama rekabetin odak olduğu bir yeni siyasi anlayışı hayata geçirmeye çalışıyorum. Şuculuk buculuk üzerinden değil, dertler üzerinden problemler üzerinden, problemler üzerinden ya da güzel şeylerin üzerinden rekabetin yapıldığı, siyasilerin seçmeni bende başta olmak üzere velinimet saydığı bir yeni makul anlayışı hayata geçirmeye çalışıyorum. Dolayısıyla bugünde Kastamonu'ya geldim. Buradan sonra iki ilçe daha gezeceğim. Gördüklerimizi birlikte gördük. Pandeminin açılmasıyla birlikte biraz işletmeler sanki hareketlenmiş gibi görünüyor müşteri açısından, o da en son girdiğim dükkanda söylenen şuydu: Bayram özelinde İstanbul'daki Kastamonuluların şehre gelmesiyle esnaf canlanmış, bu güzel bir şey. Çünkü pandemide herkes 7'den 70'e acı çekti. Bir daha bunlar olmaz diye ümit ediyorum. Burada bizler öğrendiklerimizi ilk önce grup konuşmamıza koyuyoruz. Milletvekili arkadaşlarımızda soru önergesi veya araştırma önergesi veriyor. Kanun teklifleri veriyor. Bu sayede esnafların sorunlarına dikkat çekiyoruz. Kastamonu'daki esnafı, orada rastladığımız genci, kadını, emeklisi, çiftçinin dertlerini Türkiye'nin gündemine götürüyoruz. Ekonomist arkadaşlarımız, bunlarla ilgili çalışmalar yapıyor, çözüm önerileri ortaya koyuyorlar. Böyle bir çalışmamız var, bu amaçla bugünde buradayız" dedi.

"Ülkemize gelmiş sığınmacılara düşmanlık yapmak yanlıştık"

Türkiye'de son zamanlarda tartışma haline gelen sığınmacı olayına da değinen Akşener, "Ben, 2001 yılında Dışişleri Bakanlığının talebi doğrultusunda Avrupa Parlamentosunda bir kararı engellemeye gönderildim. Göç, Dünya'nın bir gerçeği. Bu gerçeğin bilincinde olarak Asya'dan Avrupa'ya, Afrika'dan Avrupa'ya bir göç dalgası yıllardır var. Hele bu iklim değişikliklerinden sonra daha da fazla olacak. Ama Türkiye geçiş noktası olduğu için Avrupa Parlamentosu, Türkiye'yi hendek yapmak üzere bir teklif getirdi. Türkiye Cumhuriyeti Devletinin o günkü Dışişleri Bakanlığı, eski İçişleri Bakanı olarak konuyu iyi bildiğim için beni Avrupa'ya gönderdiler. Bizlerde bu kararın Avrupa Parlamentosundan çıkmasını engelledik. 2001 yılından, 1997 yılından beri günümüze kadar tartışılan bir karardan bahsediyorum. Türkiye'deki sığınmacılara düşmanlık yapmak yanlıştır. O insanlar buraya geldiler. Öyle veya böyle geldiler, uzun uzun bunu oturup tartışabiliriz ama şu anda zamanı değil, çünkü ciğerlerimiz yanıyor. Buradan o tür siyaset malzemeleri çıkartmaya çalışırken öyle goller gelir ki anlayamazsınız. Herkes çarpılır. Onun için düşmanlık yanlış ama bu göç meselesinin Türkiye'yi hendek haline getirdiği Avrupa ile olan anlaşma neticesinde de bir gerçektir. Burada az önce emekli bir kardeşimiz dedi ki: Ben, devlet memuruyum. 3 lira civarında emekli maaşı alıyorum. Bana bu yeterli, benim için iyi para bu. Burada geçinip gidiyorum. Ama Afganlı, Suriyeli, İranlı, Iraklı bunları saydı. Bakın bunlar daha düne kadar yoktu. Biz, birbirimize yarın bunlarla silah çekeceğiz dedi. Benim yapmaya çalıştığım şey şudur: Ayrıştırma noktalarını bu kadar derinleştirmek yani gol atalım diye derinleştirirseniz ülke zarar görür. Ben muhalefet partisi genel başkanıyım. Duvardan duvara çarparım ama bugün doğru bir zaman değil. Tekrar söylüyorum sığınmacıların Türkiye'yi hurra yapması yanlıştır, Avrupa'nın dediğini yapıp Türkiye'ye hendek haline getirmek çok büyük bir hainliktir, basiretsizliktir. Bu da yanlıştır. Ama o ülkemize gelmiş insanlara da idarecilerin yaptığı hatalar neticesinde ülkemize gelmiş bu insanlara düşmanlık etmekte yanlıştır. Ben 2 yıl önce Sayın Erdoğan'a seslendim. Dedim ki, beni gönder bari sen gidemiyorsun Beşşar Esad ile ben konuşayım da Suriyeli sığınmacıları memleketlerine can güvenliği içinde gönderelim. Ne yaptılar kulaklarının üzerine yattılar" diye konuştu.