Memuriyete girişte ve/veya memuriyet sırasında kazanılmış hak seviyesinin belirlenmesine ilişkin işlemler yapılırken, memurlara yanlışlık sonucu fazla kademe/derece verildiği hallere de rastlanabiliyor.

Eğitim durumu, görev unvanı ve hizmet sınıfı itibariyle belirlenmiş olan derece / kademeden memuriyete başlayan Devlet memurları, normal koşullarda her yılda bir kademe ilerlemesi ve her üç yılda bir de derece yükselmesi yapmakta, ancak 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu hükümleri kapsamında bazı hallerde ilave kademe/derece de alabilmektedirler.

Devlet memurlarının kademe/derece işlemleri yapılırken, hata sonucu memura fazladan kademe ve/veya derece verilmesi halleri de yaşanabilirken, yapılan hata fark edildiğinde yapılacak işlemler konusunda tereddüt yaşanabilmektedir.

Öte yandan, fazladan kademe/derece verildiğini fark eden kurumların fazla verilen kademenin/derecenin geri alınması yoluna gittiği hallerde, genellikle konunun idari yargıda dava konusu edildiği de görülmektedir.

Danıştay ne diyor?

Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulu'nun 26.9.1952 günlü, K:1952/244 sayılı kararında; “… kanunsuz yapılan bir terfinin memur lehine müktesep bir hak doğurmayacağı aşikar olmakla beraber, bu işlemin bir çok subjektif tesir ve neticeler doğurduğu, idarece kanunsuz bir terfi işleminin her zaman geri alınabileceğini kabul etmenin "istikrar ilkesiyle" bağdaştırılamayacağı, memur hakkında kanuna uygun müteaddit terfiler cereyan ettiği takdirde idare tarafından kanunsuz terfinin geri alınmasının tecviz edilmeyeceği…”  belirtilmiştir.

İçtihatları Birleştirme Kurulu Kararlarına ilişkin olarak 2575 sayılı Danıştay Kanununun 40 ıncı maddesinin dördüncü fıkrasında “Bu kararlara, Danıştay daire ve kurulları ile idari mahkemeler ve idare uymak zorundadır.”  denilmiş olduğundan, Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulunun 26.9.1952 günlü, K:1952/244 sayılı kararı, idari yargı yerlerince verilen kararlarda esas alınmaktadır.  

Bu çerçevesinde, hatalı olarak fazla verilen kademenin/derecenin kurumlar tarafından geri alınması üzerine açılan davalara ilişkin olarak idari yargı yerlerince verilen çeşitli kararlarda, İçtihatları Birleştirme Kurulu kararında sözü edilen "müteaddid terfiiler" ibaresinden en az iki derece terfiinin yapılmış olmasının anlaşılması gerekeceği, bunun da altı yıllık bir süreye karşılık geldiği  vurgulanmıştır.

Sehven verilen kademenin/derecenin geri alınması

Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulunun söz konusu Kararı ve idari yargı yerlerinin bu Kararı esas alarak verdiği benzer konudaki kararlara baktığımızda; hatalı terfi (derece ve/veya kademe verilmesi) işleminin yapıldığı tarihten itibaren 6 yıl geçmiş ise sehven fazla verilmiş olan kademe ve/veya derecenin geri alınmasının artık uygun olmayacağını, ancak hatalı işlemin yapılmasından sonra geçen sürenin 6 yıldan daha kısa olması halinde ise sehven fazla verilmiş olan kademe ve/veya derecenin geri alınabileceğini düşünmekteyiz.

Örnek kararı

DAVACIYA MEMURİYETE GİRİŞTE VERİLEN BİR DERECENİN, ÜZERİNDEN "MÜTEADDİT TERFİLER" GEÇTİKTEN SONRA GERİ ALINMASININ İSTİKRAR İLKESİ İLE BAĞDAŞMAYACAĞI HK.<

KARAR METNİ

Temyiz İsteminde Bulunan (Davacı): ?

Karşı Taraf : Adalet Bakanlığı - ANKARA

İsteğin Özeti : Konya İdare Mahkemesi'nin 31.10.2001 günlü, E:2001/982, K:2001/1520 sayılı kararının, dilekçede yazılı nedenlerle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesi uyarınca bozulması isteminden ibarettir.

Cevabın Özeti : Temyiz isteminin reddi gerektiği yolundadır.

Danıştay Tetkik Hakimi : Serap Erkan

Düşüncesi : Davacı mezun olduğu okul itibariyle 657 sayılı Kanun'un 36/A-5. maddesi ile getirilen bir derece üstten hizmete alınma hakkından faydalanamayacak olmasına karşın, aradan 7,5 yıl gibi bir süre geçtikten sonra 8.5.2001 günlü işlemle anılan Yasa hükmü uyarınca memuriyete girişte verilen bir derecenin geri alınmasında hukuki isabet olmadığından, aksi yöndeki İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmüştür.

Danıştay Savcısı : Saadet Ünal

Düşüncesi : İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.

Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Beşinci Dairesi'nce işin gereği düşünüldü:

? Kapalı Cezaevi'nde Genel İdare Hizmetleri Sınıfında 2. Müdür olarak görev yapan davacı; 657 sayılı Kanun'un 36/A-5. maddesi uyarınca memuriyete girişte verilen bir derecenin geri alınmasına ilişkin 8.9.2001 onay günlü işlemin iptali istemiyle dava açmıştır.

Konya İdare Mahkemesi'nin 31.10.2001 günlü, E:2001/982, K:2001/1520 sayılı kararıyla; Hacettepe Üniversitesi Sağlık İdaresi Yüksekokulu mezunu olan ve Genel İdare Hizmetleri Sınıfında Cezaevi 2. Müdürü olarak görev yapan davacının mesleğe atandığı 26.8.1993 tarihinde yüksekokul mezunu olması sebebiyle 8. derecenin 1. kademesinde göreve başlatılarak yıllar itibariyle terfileri yapıldıktan sonra 14.1.2000 tarihinde 6. derecenin 3. kademesine yükseltildiği, ancak yapılan incelemede davacının bitirdiği okul itibariyle Sağlık Hizmetleri ve Yardımcı Sağlık Hizmetleri Sınıfına dahil edilmemesi nedeniyle memuriyete giriş derece ve kademesine bir derece ilave edilemeyeceği sonuç ve kanaatine varılarak sehven verilen bir derece geri alınarak 5. derecenin 1. kademesinden 14.5.2001 tarihinden geçerli olmak üzere 6. derecenin 1. kademesine getirildiği, gerek Bakanlar Kurulu Kararı, gerek Yükseköğrenim Kurulu ve Devlet Personel Başkanlığı kararları ile Sağlık ve Yardımcı Sağlık Hizmetleri Sınıfından sayılmayan Hacettepe Üniversitesi Sağlık İdaresi Yüksekokulu mezunu olan ve Genel İdare Hizmetleri Sınıfında görev yapan personelin işe giriş derece ve kademesine bir derece eklenerek hizmete alınmasının 657 sayılı Kanun'un 36. maddesinin "Ortak Hükümler" bölümünün (A) bendinin 5. fıkrasına açıkça aykırılık teşkil ettiği, diğer taraftan Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulu'nun K:1973/14 sayılı kararında açık hata ile tesis olunan işlemlerin süre aranmaksızın her zaman geri alınabileceğinin karara bağlandığı, bu durumda daha önce mevzuat hükümlerine açıkça aykırı olarak davacıya verilen bir derece geri alınmak suretiyle intibakının yeniden yapılmasında hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle dava reddedilmiştir.

Davacı; Hacettepe Üniversitesi Sağlık İdaresi Yüksekokulu'nun programında yeterince sağlık derslerine yer verdiğinden bu okuldan mezun olanların sağlık lisansiyeri sayılması gerektiğini, ayrıca verilen bir hakkın uzun bir zaman geçtikten sonra geri alınmasının kazanılmış haklarının ortadan kaldırılmasına yönelik olacağını ileri sürerek İdare Mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.

Olayda; davacının, 4 yıllık Sağlık İdaresi Yüksekokulu mezunu olması nedeniyle 657 sayılı Kanun'un 36. maddesinin Ortak Hükümler Bölümü'nün A bendinin 5. fıkrası uyarınca memuriyete giriş derece ve kademesine bir derece eklenerek 26.8.1993 tarihinde 8. derecenin 1. kademesinden İdare Memur adayı olarak memuriyete başladığı ve normal terfileri sonucunda 14.5.2001 tarihinde 5. derecenin 1. kademesine yükseldiği, Devlet Personel Başkanlığı'nın davacı ile aynı durumda olan başka bir memur ile ilgili olarak davalı idareye bildirdiği 16.2.2001 günlü, ? sayılı yazısında; "Bahsi geçen Yasa hükmünden Sağlık Hizmetleri ve Yardımcı Sağlık Hizmetleri Sınıfında istihdam edilenlerin yararlanabildiği, Sağlık İdaresi Yüksekokulu'nda izlenen eğitim-öğretim programının sağlık programları ile direkt ilgili olmadığı gerekçesiyle bu okuldan mezun olanların Sağlık Hizmetleri ve Yardımcı Sağlık Hizmetleri Sınıfında sayılmalarının uygun olmadığı, Yükseköğrenim Kurulu'nun 1.3.1991 günlü yazısında da aynı hususun tespit edildiği, bu sebeple ilgili kişinin memuriyete giriş derece ve kademesine bir derece ilave edilemeyeceği" yönündeki görüşü doğrultusunda, memuriyete girişinde sehven ilave edilen bir derece geri alınarak 5. derecenin 1. kademesinden maaş alan davacının, 14.5.2001 tarihinden geçerli olmak üzere 6. derecenin 1. kademesine getirildiği anlaşılmıştır.

2575 sayılı Danıştay Kanunu'nun 40/4. maddesinde Danıştay daire ve kurulları ile idari mahkemeler ve idarenin uymak zorunda oldukları belirtilen Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulu'nun 26.9.1952 günlü, K:1952/244 sayılı kararında; kanunsuz yapılan bir terfinin memur lehine müktesep bir hak doğurmayacağı aşikar olmakla beraber, bu işlemin bir çok subjektif tesir ve neticeler doğurduğu, idarece kanunsuz bir terfi işleminin her zaman geri alınabileceğini kabul etmenin "istikrar ilkesiyle" bağdaştırılamayacağı, memur hakkında kanuna uygun müteaddid terfiler cereyan ettiği takdirde idare tarafından kanunsuz terfinin geri alınmasının tecviz edilmeyeceği açıklanmış; "istikrar ilkesi" bu kararın ışığı altında olayların nitelik ve özellikleri de gözönünde bulundurulmak suretiyle idari yargıda uygulanagelmiştir.

Anılan İçtihatları Birleştirme Kurulu kararında sözü edilen "müteaddid terfiiler" ibaresinden en az iki derece terfinin yapılmış olmasının anlaşılması gerektiği, bunun da altı yıllık bir süreye karşılık geldiği Dairemizin konuya ilişkin çeşitli kararlarında vurgulanmıştır.

Bu durumda; Sağlık İdaresi Yüksekokulu mezunu olarak sağlık teşkilatının idaresi konusunda öğrenim gören ve bu sebeple 657 sayılı Kanun'un bir derece üstten hizmete alınma hakkı tanıyan 36/A-5. maddesindeki Sağlık lisansiyeri kapsamında bulunmayan davacının, bu fıkra ile tanınan bir dereceden yararlanmasına olanak yok ise de; davacının 26.8.1993 tarihinde Genel İdare Hizmetleri Sınıfı aday memur kadrosuna 8/1 dereceden atandığı, verilen bu derece muhafaza edilerek muhtelif tarihli derece yükselmeleri ve nakil yönünden çeşitli işlemler tesis edildiğinin anlaşılması karşısında, davacı hakkındaki bu işlemlerin anılan İçtihatları Birleştirme Kurulu kararında belirtilen kanuna uygun yükselmeler şeklinde değerlendirilmesinin gerekmesi nedeniyle 8.5.2001 onay günlü dava konusu işlemle memuriyete girişte verilen bir derecenin geri alınmasında hukuka uyarlık, aksi yönde verilen İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet görülmemiştir.

Açıklanan nedenlerle; davacının temyiz isteminin kabulüyle, Konya İdare Mahkemesi'nce verilen 31.10.2001 günlü, E:2001/982, K:2001/1520 sayılı kararın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinin 1/b fıkrası uyarınca bozulmasına, aynı maddenin 3622 sayılı Kanun'la değişik 3. fıkrası gereğince ve yukarıda belirtilen hususlar da gözetilerek yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen Mahkeme'ye gönderilmesine, 16.9.2005 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

K A R Ş I OY

Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulunun 26.9.1952 günlü, E:1952/15, K:1952/244 sayılı kararı konusuz bir terfi (yükselme) işlemi ve sonraki terfilerle ilgili olup bu konu dışındaki uyuşmazlıklarda uygulanması zorunluluğu olan bir karar değildir. Davanın konusu ise memuriyete giriş derecesiyle ilgili bulunduğundan, davanın anılan içtihadı birleştirme kararının yorumlanarak genişletilmesi suretiyle çözümlenmesi olanağı yoktur. Bu nedenle, İdare Mahkemesi'nce verilen karar ve dayandığı gerekçe hukuk ve usule uygun olup, bozulmasını gerektirecek bir neden de bulunmadığından, temyiz isteminin reddiyle anılan kararın onanması gerektiği görüşüyle çoğunluk kararına katılmıyorum.

(DAN-DER; SAYI: 111)

BŞ/Aİ