Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, bugün yaptığı açıklamada: Hükûmet olarak Memur-Sen ve Kamu-Sen’in teklifini değerlendirdiklerini söyleyerek, milyonlarca memur ve emeklinin umutla beklediği; hükûmetin memur maaş zammı teklifini açıkladı.

Bakan Bilgin, memur ve memur emeklisine 2022'nin ilk 6 ayında yüzde 5 + enflasyon farkı, 2022’nin ikinci 6 ayında yüzde 6 + enflasyon farkı, 2023'ün ilk ve ikinci 6 ayı için yüzde 6 + 6 ve enflasyon farkı vermeyi düşündüklerini açıkladı.

Bakan Bilgin yaptığı açıklamada 2022 için enflasyon farkına ilave olarak refah payından söz etmezken; 2023 için sendikalarla refah payının müzakere edilebileceğini ifade etti. Ayrıca Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 2018 seçimleri esnasında bazı memur gruplarına vadettiği ve memurların merakla beklediği 3600 ek gösterge konusunda: "3600 meselesinin bu sözleşme sürecinde çözülmesini istiyoruz." açıklamasında bulundu.

Hatırlanacağı üzere; yetkili konfederasyon Memur-Sen, bu süreçte ikinci büyük konfederasyon Kamu-Sen’in de desteğini alarak; kamu görevlilerinin maaş ve ücretlerine 1 Ocak 2022’den geçerli olmak üzere %21, 1 Ocak 2023’den geçerli olmak üzere %17 zam talebinde bulunmuştu. Memur-Sen, bu teklifine ilave olarak; iki yıl için toplamda %6 refah payı ve 5. Dönem Toplu Sözleşmenin zararlarının tazmini için 600 TL seyyanen zam, tüm kamu görevlilerinin 3600 ek göstergeden yararlandırılmasını talep etmişti. Ayrıca kıdem aylığında sınırlamanın kalkmasını, gösterge rakamının artmasını, kıdem aylığının hesabında esas alınan gösterge rakamının 100’e yükseltilmesini, 25 yıllık kıdem aylığı süre sınırlaması sona erdirilmesini, gelir vergisinde %15 oranını aşan kısmın kamu işverenince ödenmesini de içeren bir talepler zinciri sunmuştu.

Bir eleştiri olarak; Memur-Sen’in sunduğu 600 TL seyyanen zammı, memurların emeklisine yansımayacağı için doğru bulmadığımızı belirtelim. Bu zam, memur maaş katsayısında artış olarak teklifte yerini almalıydı.

Bu haliyle hükûmetin teklifi; Memur-Sen ve Kamu-Sen’in taleplerinin ve artan enflasyon karşısında sıkıntı çeken milyonlarca memur, memur emeklisinin beklentisinin çok uzağında bir teklif olarak görülecektir.

4. Dönem Toplu Sözleşme Görüşmelerinde Yetkili Konfederasyon Başkanı Ali Yalçın, hükûmetle varılan uzlaşma neticesinde “2018 için 4+3.5, 2019 için 4+5”lik teklife imza atmış ve %3.5 zammın buçuğu gündem olarak, memurlardan tepki toplamıştı.

5. Dönem Toplu Sözleşme Görüşmelerinde ise Ali Yalçın, bir önceki toplu sözleşmeden gördüğü tepkiyi göz önüne alarak, imza atmamayı tercih etmiş; sonuç olarak: Kamu Görevlileri Hakem Kurulu Kararıyla hükûmetin 2020 yılı için yüzde 4+4, 2021 yılı için yüzde 3+3 zamlara ilave olarak + enflasyon farkı kararı hayat geçmişti.

5. Dönem Toplu Sözleşmeye imza atmamasına rağmen yetkili konfederasyon Başkanı Ali Yalçın yine de tepkilerin odağında yer almıştı.

4. ve 5. Toplu Sözleşmelerde yaşanan memnuniyetsizlik ve artan gizli/reel enflasyon, Ali Yalçın üzerindeki baskıya zirve yaptırmış durumda. Cumhurbaşkanlığı sistemiyle beraber devlet ve hükûmet kavramlarının iç içe geçmiş olması, toplum kültürümüzün de devleti baba olarak gören anlayışından dolayı; kitleler devlete/hükûmete karşı memnuniyetsizliklerini ifade etmeye çekiniyorlar. Devlete/hükûmete karşı açıktan ifade edilemeyen tepkiler, hak arama adına ortaya çıkan sendika temsilcilerine yönleniyor. Özellikle de hükûmetle aynı sosyal tabanı paylaşan sendika olarak, Memur-Sen ve onun Genel Başkanı Ali Yalçın’ın tepkilerin odağında yer alacağını görmek için müneccim olmaya gerek yok. Bu tabloda Toplu Sözleşmede memurları tatmin edecek bir sonucun ortaya çıkmaması, hükûmet kadar Memur-Sen ve Ali Yalçın’ı da yıpratacaktır.

Enflasyon sepetinde zam gören, zaruri ihtiyaç olan soğanın çıkarılarak yerine zam görmeyen pinpon topunun eklendiği şeklindeki iddialar ise TUİK’in açıkladığı enflasyonla, markette yaşanan enflasyon arasında şüpheleri pekiştirmekte, güven erozyonuna yol açmaktadır. TUİK’in açıkladığı enflasyona göre bile Memur-Sen’in açıkladığı rakamlarla yoksulluk sınırı altında yaşayan memurların;  %5 zam + enflasyon farkı şeklindeki bir zamla reel enflasyon karşısında erimeye devam edeceği aşikârdır. Bu tablonun, sendikaları yıpratmakla kalmayacağı; sendikacıları da ballı maaş ve imtiyazlarını bırakmaya zorlayacak bir süreci tetikleyeceğinin hesaba katılmasında fayda var.

Murat Kenan Erdem

KAMUDANHABER TELEGRAM KANALI İÇİN: https://t.me/kamudanhabersitesi