Terör tehdidini sınır ötesinde karşılama stratejisiyle Türkiye son yıllarda çok önemli başarılar elde etti. Ülke içinde terörist varlığı 30-40 yıldaki en düşük seviyeye inerken, Irak ve Suriye kuzeyinde oluşturulan güvenli bölgeler ise hudut hattını huzurlu yaşam koridorlarına dönüştürdü. Irak kuzeyinden Suriye kuzeyine terör koridorunu yerle bir eden stratejiyi ve önümüzdeki süreçte gündeme gelmesi beklenen hamleleri emekli Tuğgeneral İhsan Başbozkurt anlattı. Başbozkurt, TSK’nın Irak kuzeyinden Suriye kuzeyine güvenli koridoru tamamlamak üzere yeni hedefinin Mahmur Kampı ve Sincar olması gerektiğini söylüyor.

FIRAT KALKANI MİLAT

Güvenli bölge kavramı temelinin DEAŞ’a karşı icra edilen Fırat Kalkanı Harekâtı ile atıldığını, Suriyelilerin evlerine dönmesini sağlayan sistemin daha sonra Zeytin Dalı ve Barış Pınarı operasyonlarıyla devam ettiğini hatırlatan Başbozkurt, Afrin’de darbe yiyen terör örgütü PKK’nın bu kez Irak kuzeyinde yoğunlaştığını, bu nedenle Suriye cephesinin Irak’a dek genişletildiğini söyledi. “Pençe Harekâtı 27 Mayıs 2019’da başlatıldı ve devam etti. Irak’ın en doğusunda İran sınırında Hakurk’tan başlayarak güvenli bölge kavramı güneye doğru ilerledi, Zap, Metina, Avaşin-Basyan ve son olarak Pençe Kaplan ile Haftanin’e uzandı. Bu bölgede 35-40 kilometre derinliğinde bir güvenli hat tesis edildi” diyen Başbozkurt, şu bilgileri verdi:

KORİDORLAR KAPATILDI

“Yaklaşık 30 yıldır bu bölgedeki insanlar topraklarını terk etmiş, Erbil’e, daha içlere ve Türkiye’ye kaçmışlardı. Halen mevcut köylerde de halk PKK baskısı altında yaşıyor, haraç veriyordu. Örgüt, TSK operasyonlarına karşı bu insanları canlı kalkan olarak kullanıyordu. Özellikle Pençe Kaplan sırasında Haftanin’de bunu gördük. Gelinen noktada terör örgütünün Türkiye sızma güzergahı olarak kullandığı Hakurk-Şemdinli, Haftanin-Şırnak, Zap-Çukurca koridorları milli silah sistemlerimizle tam denetim altında. Özellikle 2017’den itibaren İHA-SİHA’lar ve ateş destek vasıtalarıyla bu bölgede terör örgütüne aktif bir gözetleme sistemi oluşturulmuş, bunun yanında yurt içinde MİT ile Jandarma, yurt dışında MİT ile TSK’nın ortaklığı başarıyı katlamıştır. Terör koridorları 2019’da Hakurk’ta başlatılan Pençe harekâtları ile Haftanin’e kadar güvenli koridorlar haline getirildi. Bu sayede Türkiye’nin doğusu huzura kavuştu. Cudi, Gabar, İkiyaka dağları, Şemdinli, Van Başkale, Siirt Pervari, Okçular, Bertelen yaylası, Ağrı Tendürek dağları bölgesi... Tüm bu alanlar artık güvenli ve emniyette.”

PKK’DAN ÜMİDİ KESTİLER

“Terör örgütü sözde yöneticileri bugün artık alt seviyedeki örgüt üyelerini sevk ve idare etmek bir yana kendilerini kurtarma derdine düştü. Örgütün beli kırıldı. Onlara silah sistemleri sağlayan devletler de yavaş yavaş ellerini çektiler. Bu şöyle oldu: Türkiye’nin sahip olduğu güç, bölgedeki hakimiyeti, örgüte yönelik baskısı terör destekçisi ülkeler tarafından kabul edildi. Örgüte bel bağlayanlar artık PKK’nın onların talimatlarını yerine getiremeyeceğini anlayınca desteği kesti. Başta Amerika ve Fransa olmak üzere bu devletler Suriye kuzeyinde Suriye Demokratik Güçleri adı altında PKK ile birlikte yeni bir sistem kurma çabasına girdi. Bugün terör örgütünün Rakka-Kamışlı bölgesindeki faaliyetleri, Irak kuzeyinde etkisiz hale geldiğinin, barınamadığının göstergesidir. Irak kuzeyinden Suriye kuzeyine, oradan da Akdeniz’e çıkarılmak istenen terör koridoru projesi Türkiye’nin kararlılığıyla gerçekleştirilememiştir. Büyük İsrail projesi hayata geçirilememiştir. Şimdi ABD’nin, İsrail’e hizmet eden PKK aracılığıyla Rakka’da İsrail’in de güvenliğini sağlayacak bir sistem kurmaya çalıştığı görülüyor.”

YENİ HEDEF ORASI OLMALI

“Türkiye’nin Irak kuzeyinde yeni hedefi ise Sincar ve Mahmur olmalı. PKK şimdi güvenli alan olarak buraları kullanıyor. Örgütün özellikle Suriye geçişini de kontrol etmemiz için bu bölgelerin PKK’dan arındırılması gerekiyor. Türkiye’nin Haftanin’deki faaliyetleri buralara taşıma gücü ve kuvveti var. Ancak bu konu uluslararası kurum ve kuruluşlarla çözülmeli; Mahmur Kampı Birleşmiş Milletler ile görüşülerek boşaltılmalı, Sincar bölgesinde ise PKK’nın eğitim ve lojistik kampı haline gelen sistemler Irak hükümeti tarafından yok edilmelidir.”

İran PJAK’ı dağıtmazsa sıra oraya gelir

Türkiye’nin terörle mücadelede İran’ı yanında görmek istediğini vurgulayan emekli Tuğgeneral İhsan Başbozkurt, şu hususlara dikkat çekti: “Irak kuzeyinden kaçan teröristlerin bir kısmının İran’a yöneldiği biliniyor. Terör elebaşlarının İran tarafında bulunduğunu biliyoruz. İran, bu bölgede Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kendisi için önemini unutmamalıdır. Türkiye, terör örgütüyle iş tutmadığı, mücadele ettiği taktirde İran’ı uluslararası arenada gözetecek ve koruyacaktır. Ancak İran’ın ikili oynadığını görüyoruz. PJAK’a karşı hâlâ bir faaliyette bulunmuyor. Zaman zaman buradan Doğu Beyazıt bölgesinde, Iğdır bölgesinde sızmalar oluyor. İran şunu bilmeli: Türkiye ile barış, iyi komşuluk içinde yaşaması için iki devletin başının belası olan bu terör örgütlerinin yok edilmesi lazım. Bunun için Türkiye ile birlikte hareket etmesi lazım. Türkiye kendi imkanlarıyla içeride ve dışarıda terör örgütünü yok etmeye kararlı. Ve bunu gerektiğinde İran topraklarında da yapabilecek kabiliyettedir. İran bunu da unutmamalıdır.”

Ayak basmasak da kontrol bizde

Gerek Irak gerekse Suriye kuzeyinde TSK’nın ayak basmadığı alanları da kendi sınırından 24 saat gözetleme, yerel unsurlarla kontrol imkanına sahip olduğuna işaret eden Başbozkurt, “Güvenli bölgeler sizin bizzat ayak basmadığınız yerler olabilir. Ateş destek vasıtaları ve görüntüleme sistemleriyle kontrol altına aldığınız yerler de güvenli bölgedir. Kamışlı, Rasulayn ve Ayn el Arab’da Türkiye bunu yapmaktadır. Dohuk’ta, Erbil’de, Sincar’a kadar olan bölgedeki birliklerle de Haftanin’den Suriye’ye uzanan alan kontrol edilmektedir. İdlib’den başlayarak Hakurk’a kadar Türkiye’nin bekası ve emniyetine yönelik güvenlik koridorları kurulmuştur” diye konuştu.