Hem üniversite, hem de liselere giriş için yapılacak sınavlara az zaman kaldı. Milli Eğitim Bakanlığı ve ÖSYM sınav hazırlıklarını yapmaya başladı. Bakanlık sınav salonlarını belirlemek için okullardan salon sayılarını aldı. Duyduğuma göre bazı okullarda büyük sınıflarda 20 öğrenci sınava girebilecek. Sınıf ne kadar büyük olursa olsun üst sınır bu. Yani bir sınıfta veya salonda 20’den fazla öğrenci sınava alınmayacak. Sınav salonları olduğu halde az sayıda salonun kullanılıyor olmasına itiraz eden okullar bakanlıktan son durumla ilgili cevap bekliyor. Okulların isteği, sosyal mesafe kuralına uygun en fazla 10 kişilik ya da daha az öğrencinin olduğu sınıflarda sınav yapmak.

Sınavla ilgili diğer önemli bir sorun da sınav gözetmeni bulabilmek. Duyduğuma göre bu konuda gönüllü öğretmen bulmak zor. Aynı sorun Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) için de geçerli. ÖSYM, her ne kadar gözetmen görev ücretini biraz yukarı çektiyse de bu konuda zorlanacak gibi.

KAPIDA YENİ MASKE DAĞITILACAK
Adaylar açısından bakıldığında en önemli sorun maske. Bilim Kurulu sınav sırasında maskelerin çıkarılabileceğini söylese de, binalara gelirken ve sınav salonlarına girerken maske takmak şimdilik zorunlu gibi. Hatta planlamaya göre adaylar binalara girişte kendi maskelerini atıp, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından meslek liselerine hazırlatılan tek kullanımlık maskelerini ve dezenfektanlarını alacaklar.

DEZENFEKTAN DA VERİLECEK
İstanbul İl Milli Eğitim Müdürü Levent Yazıcı, liseye giriş sınavıyla ilgili bilgileri veriyor:
“Okul bahçelerine gelen adaylar yüzlerindeki maskeyi çıkarıp, okul kapısında paket halinde tek kullanımlık vereceğimiz burnu da kapatan telli maskelerini takacak ve bekletilmeden içeri alınacaklar. Bu esnada kendilerine mendil ve el hijyeni sağlayan dezenfektanlarını da vereceğiz. Sınav yapılacak okullarımızı da şimdiden dezenfekte ediyoruz. Bu okullar tamamen steril hale getirilip sınav gününe kadar kapatılacak. Gerekli ara havalandırmalar yapılacak. Ortak ve ıslak zemin alanlarının hijyeni için gerekli önlemler alınıyor. Rehber öğretmenlerimiz de ek gözetmen olarak gerekli desteği sağlayacak.”

VİRÜS KAPMAKTAN ENDİŞELENMESİNLER
Görülen o ki LGS ve YKS’de ter dökecek öğrenciler herhangi bir şekilde ortamdan kaynaklanan bulaş riskiyle karşılaşmayacaklar. Bunun için her türlü önlem alınıyor. Yani sınava girecek öğrenciler, bin türlü kaygı ve heyecanlarının yanına bir de “Acaba sınav sırasında koronavirüs kapar mıyım” endişesini eklemesinler.

ÖĞRETMENLERDEN DERS STÜDYOSU
Pandemi döneminde sınava hazırlanan ya da ders konularından geri kalmak istemeyen öğrenciler, uzaktan eğitime devam ediyor. Sınav tarihlerinin yaklaşmasıyla birlikte öğrenciler çalışmalarını daha da arttırmaya başladı. Bazı özel ders öğretmenleri de buna hızlıca ayak uydurarak evlerinde özel ders stüdyoları oluşturarak, dijital ortamda öğrencilerine ulaşmaya çalışıyor.

Bazı öğretmenler öğrencilerinin derslere daha iyi konsantre olması için teknolojinin sınırlarını zorluyor. Konsantrasyon için göz temasının çok önemli olduğunu bilen öğretmenler, dizüstü bilgisayar, cep telefonu ve tabletlerini aynı anda kullanarak hazırladıkları düzeneklerle öğrencilerine yüz yüze eğitim verir gibi ders anlatıyor. Evine böyle bir stüdyo kuran öğretmenlerden biri bu çabasının nedenini şöyle açıklıyor:

GÖZ TEMASI ÇOK ÖNEMLİ
“Öğretmenin ders sırasında sadece bir dersi yazıp anlatması yeterli olmayabiliyor, çocukların dikkati çabuk dağılıyor. Ben özel ders öncesi anlatacağım konuları aktarıp, onların sorabileceği sorulara göre bir planlama yapıyorum. Uzaktan da olsa öğrencimle göz teması kurabilmem çok önemli. Bunun için evimde oluşturduğum bir odayı stüdyoya çevirdim ve üç ekranla çalışıyorum. Bir ekranda göz teması kuruyor, diğerinde elyazısı ile konuyu anlatıp, yazıyor, tabletteki başka bir kamerayla da görsellerle konuyu aktarıp, çözeceğim problemi yansıtıyorum. Böylece öğrencimle göz kontağı kurup, ona yanındaymışım hissi veriyorum ve sanki yan yanaymışız gibi yazdıklarımı sıkıca takip etmesini sağlıyorum. Bunun için özel kızılötesi kamerası olan smart kalem ve yazdıklarımı anında öğrencime atabildiğim özel defter aldım. Anında bunları öğrencime atabiliyorum, o da sonrasında tekrar edebiliyor. Aradaki sıcaklığı yakalamış oluyorum. Bazı öğrencilerimin bu koşullar altında uzaktan eğitime yüz yüze eğitimden daha fazla ilgi gösterdiklerini gözlemliyorum.”

ÖĞRETMENLER TÜM İMKÂNLARI ZORLUYOR
Evet yazının başında da söylediğim gibi bazı öğretmenler, verdikleri emeğin sonucunu daha iyi alabilmek için iletişim imkânlarının sınırlarını zorluyor, bu konuda teknolojiyi sonuna kadar kullanıyor. Uzaktan eğitim sürecinde canla başla çalışan tüm öğretmen ve öğrencilerin gayretlerinin karşılığını almasını diliyorum.

NURAN ÇAKMAKÇI

HÜRRİYET