Kendisiyle hoş bir sohbet ettik. Bütün sorularımızı içtenlik ile cevapladı.

¥ Koruyucu anne olmaya nasıl karar verdiniz?

Ben, eşim ve çocuklarım uzun yıllar boyunca evimizde bir yetim yetiştirmek istiyorduk. Ama siyasetten dolayı hep erteliyordum. Bir gün eşimin bile haberinin olmadığı bir anda telefon ettim. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığımızdan bir arkadaşımı aradım. O da aslında itiraz etti. Ben de 'Kendimi planladım, bakacağım' dedim. Evde bir de yardımcımız var. Biraz da ona güvendik herhalde... (Gülüyor)

¥ Hangi aşamalardan geçtiniz?

Müracaat ediyorsunuz, 3-4 seans süren ön görüşmeler yapılıyor. Yetkililer eve geliyor, biz yetkililerin yanına gidiyoruz. Sağlık kurulu raporları alınıyor. Ciddi bir prosedür var. Ben bu arada biraz da sıkboğaz etmiş olabilirim. Üç aylık bir süreçte oğlumuza kavuştuk. Üç aylıkken bizdeydi, şimdi dokuz aylık oldu. Sanki 60 yıldır bizimleymiş gibi geliyor.

¥ Nasıl bir his?

Bizim bir yitik tarafımızmış. İlk aldığımızda, bakımsız kalmıştı. Hiçbir şeye tepki veremiyordu. Özel olarak ilgilenmemiz gerekiyordu. Kafa şekli falan problemliydi. Ben geceler boyunca havlularla rulo yapıp kafasını sardım. Üç çocuk anneliğinin verdiği tecrübeyi de kullanarak çocuğumuzu sağlığına kavuşturduk. Şu anda ayının çok üstünde giden bir gelişmeye sahip. Normal ayından 5 santimetre uzun. Ona kalbimizdeki ve gönlümüzdeki sevgiyi aktardık. O bizim ruhumuz, her şeyimiz. Muhteşem bir sevgi. Onun varlığı bizim evimizde ayrı bir muhabbet. Bütün ilgi ona yöneldi. Eşim, bebeğimiz gelince sanki 10 yaş gençleşti. Bütün her şey oğlumuz oldu.

¥ Sizi göremeyince ne yapıyor?

Elimizden geldiğince iyi ve huzur bulacağı bir aile ortamı hazırlamak istiyoruz. Biraz fazla ilgi var. O da ilginin farkında. Onu da çok iyi kullanıyor. Beni biraz göremeyince önce vurmaya başlıyor, saçımı falan yoluyor. Sonra öpmeye başlıyor. Adeta 'Sen neredeydin?' diyor. Bunu sadece bana yapıyor. İlk geldiği sıralarda beşiği yatağımın kenarındaydı. Parmağımı tutmadan uyuyamazdı. Dokunma hissi eksikliği vardı. Şu anda da sabah namazdan sonra yanımızda yatar. Her şeyimiz ona göre ayarlandı. Evin içi panayır gibi... Abisi ve ablalarıyla çok iyi bir diyaloğu var. Abisini görünce 'Beni havaya at' diyor. Ablaları gündüz görüntülü ararlar.

¥ Evlat edinecek misiniz?

Evet, tabii. Allah nasip ederse oğlumuzu kimseye muhtaç etmeden salih bir kul, güzel bir insan olarak yetiştirmeyi hedefliyoruz. Tek amacımız iyi bir insan yetiştirmek. Kendi çocuklarımıza duyduğumuz sevgi biraz mecburiyettendir. Ama bu merhamettendir. Ona olan sevgimizi anlatamam. Bana 'Nasıl bir his?' diye soruyorlar. Ben de 'Bu çocuğu ben doğurmuşum. Bir yerde kaybetmişim ama tekrar bulmuşum' diyorum.

TAYYİP DEDESİ ALTIN GÖNDERDİ

Cumhurbaşkanı Erdoğan'a nasıl söylediniz?

Biz tam bebeğimizi almak üzereyiz, sayın Cumhurbaşkanı'mız bir gün bana 'Senin kaç çocuk vardı?' dedi. Ben de 'Üç efendim, dördüncü yolda' dedim. Hamileyim sandı. Sonra durumu anlatınca çok etkilendi. Tayyip Dedesi oğluma altın gönderdi. Cumhurbaşkanı'mız geçen gün de 'Oğlan nasıl?' diye sordu. Ben de fotoğrafını gösterdim, 'Maşallah' dedi. Ben de Cumhurbaşkanı'mıza 'Yedire yedire kendime benzettim' deyince güldü. Pandemiden dolayı ziyarete gidemedik. Daha sonra gideceğiz inşallah...

EBRU KARATOSUN