Kamudanhaber - Özel Haber 
Mehmet Yılmaz 

Bugün kıymetli dost , ağabey ve Valimiz olarak kendisini tanımaktan onur duyduğum , ülkemizin gurur kaynağı bürokratlarımızdan olan Ordu Valimiz Tuncay Sonel abimizi yazacağım.

VALİ TUNCAY SONEL KİMDİR ?

1970 yılında Adana’da doğan , ilk ve orta öğrenimini Adana’da tamamlayan, Adana Erkek Lisesinden sonra 1988 yılında İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Kamu Yönetimi bölümüne girip bu bölümü 1992 yılında bitiren , yine aynı fakültenin kamu yönetimi bölümünde yüksek lisans yapan Vali Tuncay Sonel ; Mülki idare hizmetleri sınıfına 1994 yılında Aydın Kaymakam adayı olarak atanmıştır .

Sırasıyla 1997-1999 Ankara-Güdül, 1999-2001 Gümüşhane-Köse, 2001-2005 Kırklareli-Vize, 2005-2008 Şanlıurfa-Birecik, 2008-2012 Trabzon-Of, 2012-2015 Konya-Seydişehir, 2015-2016 Balıkesir-Bandırma Kaymakamı, 20 Aralık 2016-28 Haziran 2017 tarihleri arasında Kadıköy Kaymakamı olarak görev yapmıştır.

13/06/2017 - 09/06/2020 tarihleri arasında Tunceli Valisi olarak  görev yapan Tuncay Sonel, 09.06.2020 tarihinde Ordu Valiliğine atanmıştır.

Vali Tuncay Sonel;  2005 yılında kaymakamlık görevi yaptığı Birecik'te 656 yetim ve öksüze ulaşmış , bu uygulamasına daha sonra görev yaptığı yerlerde de devam ettirmiştir. Of’ta 212, Seydişehir'de 283, Bandırma’da 486, Kadıköy’de 912,Tunceli’de 279 yetim ve öksüz çocuğa ulaşan Vali Sonel, Ordu’da 2.112 yetim ve öksüz çocuğa ulaşarak onların isteklerini yerine getirmiştir. Görev yaptığı yerler ve yıllar onu 4.938 yetim ve öksüz çoçuğun manevi babası, Vali amcası yapmıştır....

KERİM DEVLETİN VALİSİ TUNCAY SONEL

Meselelere bir medeniyet perspektifinden bakabilmek, puzzle’ın bütününü görebilmektir. Zaman ve mekân gözetmeden dokunduğunu kanatlandırabilmektir. 

Hz. Peygamberimizden günümüze uzanan medeniyet değerlerine sahip çıkabilmektir. 

İçinde bulunduğumuz yüzyılda  “refah devleti” ve “sosyal devlet” anlayışlarının kabul görmesi; Turgut Özal’dan günümüze, geleneksel “kerim devlet” anlayışına dönülmesi tartışmalarını da beraberinde getirdi. Osmanlı’da adil devlet tebaasının geçimini, kerim devlet ise bakımını üstlenen devletti.

Öksüz-yetimlere yazdığı mektubunun sonuna, ‘eğer, annen ya da baban hayatta olsaydı özlemini çektiğin, annenden veya babandan isteyeceğin şey ne olurdu? Bunu da bana yazarsan çok memnun olacağım’ diye yazabilmektir bir medeniyet tasavvuruna sahip olmak…

Sayıları binleri bulan öksüz-yetimin sadece hamisi değil aynı zamanda adeta ebeveyni duyarlığıyla onlarla duygudaşlık kurup iletişime geçmek, göz hizasında temas kurup “aslan oğlum” diyerek boynuna sarılabilmektir de…

Devlet tüm topluma hâkim bir örgütlenmedir, bir sınıfa ait değildir. Bizim gibi Doğu toplumlarında birey, devlete bağlıdır. Çünkü bu topraklarda bireyin güçlü olması ancak devletin güçlü olması ile mümkündür.

Tuncay Sonel’in valilik örneklemi; devleti Batı’da olduğu gibi bir sınıfın diğer sınıflar üzerindeki tahakkümünün aracı olarak gören tepeden inmeci bürokrasinin yerine; devleti, milletin hadimi olarak gören bir anlayışın tezahürüdür. Bu topraklarda vatandaşın devleti koyduğu yer; Kerim Devlet’tir. Yani; devlet cömerttir, görüp-gözeten, esirgeyen-koruyandır, merhametlidir, babadır. Devletin kerim yanına umut bağlayanlar için zor zamanlarda kerim devleti beklemek, kerim devlete sığınmak yüzyılların alışkanlığı ve geleneğidir. Zor zamanlarda sığınılacak tek limandır, kerim devlet. 

Covid 19 döneminde tüm dünya gördü ki vatandaşının tedavisini, bakımını her türlü ekonomik sıkıntıya rağmen üstlenen Türk devleti, kerim devlettir. Vatandaşını esirgeyen, koruyan, sarıp sarmalayan bir devlettir… 

Toplumun devamı; ancak güçlü, koruyucu ve ihya edici devlet ile mümkündür.  Bunun aksi, “Vatandaş burada, devlet nerede?” söylemidir.

Mimar, düşünür Turgut Cansever bu durumu açarak insan, imar dolayısıyla medeniyet ilişkisini “Şehri imar ederken nesli ihya etmeyi ihmal ederseniz; ihmal ettiğiniz nesil, imar ettiğiniz şehri tahrip eder.”  ifadeleriyle açıklamıştır. Vali Tuncay Sonel, “Yol yaparız, bina da yaparız ama siz eğer en uzak mahalledeki yetim ve öksüzü unutursanız, onlara sahip çıkmazsanız, yaptığınız diğer işlerin hiçbir önemi yoktur.” sözleriyle zamanın ruhunu ilmek ilmek dokuduğunu; Mimar, düşünür Turgut Cansever’in mirasına sahip çıktığını ortaya koyuyor. Vali olarak şehri imar ederken nesli ve bu neslin en dezavantajlı kesimi olan öksüz-yetimleri ihmal etmiyor. 

Bu topraklarda, İHH’nın meşhur sloganı olan “Yetim Gülerse Dünya Güler” in bir söylem olmaktan çok öte bir anlam ve derinliğinin olduğunu biliyor.

Tuncay Sonel bir anlamda, Kemal Tahir’in “Devlet Ana” romanında “Bey kısmının onuru kendi malı değildir.” sözlerini düstur edinmiş bir vali profiliyle karşımıza çıkıyor. 

Biliyor ki yaptıkları kadar yapması gerekirken yapmadıkları da ağırlığını omuzlarında taşıdığı devletin onurudur. O, biliyor ki devletin onuruna halel gelir, kerimliği, merhameti, babalığı tartışmaya açılırsa son limana inancını yitiren kitleler umutsuzluğa sürüklenir. O yüzden, soyadına nazire yaparcasına vatandaşa uzanan SON-EL değil İLK-EL olmaya gayret ediyor. Biliyor ki ilk el, başkaları olursa; ihmal edilen nesil, tahrip eden bir nesil olarak karşımıza çıkacak. 

Millet olarak zaafımız, insanlar hayattayken kıymetini pek bilmiyoruz. Kişileri öldükten sonra daha çok seviyoruz nedense… 

Rahmetli Vali Recep Yazıcıoğlu, hayattayken de takdir ediliyordu ancak daha çok öldükten sonra farkına vardık devlet adamlığının ve meziyetlerinin…

Tuncay Sonel Valimiz hayattayken bilelim kıymetini ... 

O, merhum Valimiz Recep Yazıcıoğlu efsanesinin yaşayan halidir ...

Allah Resulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem buyuruyor ki ;  

"Bir kimse, Müslümanların arasında bulunan bir yetimi alarak yedirip içirmek üzere evine götürürse, affedilmeyecek bir suç işlemediği takdirde, Allah Teala onu mutlaka cennete koyar". (Tirmizî, Birr 14.)

Öksüz ve yetimlerimizi koruyup gözeten Kerim Devletimizin temsilcisi Tuncay Sonel Valimiz Sen Çok Yaşa ...