Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 28 Mayıs 2018 tarihinde, Akhisar ilçesindeki programı için Şehzadeler ilçesinden takviye olarak gidip, görev alan, evli ve 2 çocuk babası polis memuru Turan Sütçü, aynı gece Şehit Öztürk Polis Merkezi'ndeki görevine devam etti.

Ertesi gün saat 02.00'de kalp krizi geçiren Sütçü, Manisa Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı. Sağlık durumu ağır olan polis memuru Sütçü, daha sonra sevk edildiği Merkez Efendi Devlet Hastanesi'ne by-pass oldu.

Ameliyatın ardından 17 gün yoğun bakımda kalan Sütçü, doktorların tüm müdahalesine rağmen kurtarılamadı. Memleketi Manisa'nın Akhisar ilçesinde düzenlenen resmi törenle toprağa verilen polis memuru Sütçü, resmi olarak şehit sayılmadı.

MAHKEMEDEN ŞEHİTLİK KARARI

İlknur Sütçü (40), eşi Turan Sütçü'nün şehit sayılması için hukuk mücadelesi başlattı. Ankara 5'inci İdare Mahkemesi'nce açılan davada, polis memuru Turan Sütçü'nün, 17 Haziran 2019 itibarıyla şehit sayılmasına yönelik karar verildi.

Mahkemenin verdiği kararın gerekçesinde, "Davacının eşinin, vazifesini yaptığı sırada kalp krizi geçirmesi sonucu öldüğü, ölümünde görevli olduğu Cumhurbaşkanının Akhisar programı sebebiyle yorgun düştüğü halde gece geç saatlere kadar çalışmaya devam ettirilmesinin etkisinin bulunduğu belirtildi. Kararda ayrıca polis memuru Sütçü'nün çalışma koşullarının olumsuz etkisi dikkate alınarak, görevinin sebep ve etkisi ile öldüğünün kabulü gerektiği

Karar sonrası büyük sevinç yaşadığını anlatan şehit polis Şehit Sütçü'nün annesi Demire Sütçü (71), "Oğlum şehitliği hak etmişti. Bize şehit sayılmadığı bildirildiğinde çok üzülmüştük; ama 1 yıl sonra verilen kararla çok sevindik. Oğluma 'şehit' unvanı verildi. Onun kaderinde şehitlik varmış. Rabbim onun mekanını cennet eylesin" dedi.

'ACI BİR GURUR'

İlknur Sütçü de mahkeme kararıyla eşine 1 yıl sonra şehitlik unvanı verilmesiyle adaletin yerini bulduğunu belirterek, "Hukuka ve devletimize inancımızı hiçbir zaman kaybetmemiştik. Adalet tecelli ederek bizleri bir nebze olsun sevindirdi. Şu an eşimin onuruyla birlikte yaşamaya, hayata tutunmaya çalışıyorum. Tabi ki çok acı bir gurur; ama bir ömür taşımaya değer bir gurur. Bizlere bu gururu yaşatanlardan Allah razı olsun. Şehidimizin emaneti 2 kız çocuğumuz var. Bize düşen görev, onları en iyi şekilde büyüterek, vatanına, milletine bağlı bireyler olmasını sağlamak. Vatan sağ olsun" diye konuştu.