Memur-Sen ve Eğitim Bir-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, "Kadın ogretmenleri en cok zorlayan faktorlerden is-aile uyumu konusu var. Kadın çalışanlar için çocukları için kreş ve etüt imkanlarının oluşturulması elzemdir. Bu uygun imkan ve cazip fırsatlar sunularak yapılması devletin bir ödevidir." dedi.

Yalçın, sendika genel merkezinde, Eğitim Bir-Sen tarafından hazırlanan "Kadın Öğretmenlerin Çalışma Hayatı"na ilişkin raporu açıkladı.

İyi bir egitim sistemine sahip olmak icin eğitimcilerin mali, sosyal ve çalışma şartlarının iyilestirilmesine katkıda bulunacak politikalara ve uygulamalara ihtiyac bulunduğunu belirten Yalçın, sendika olarak, ögretmenlik mesleginin gelistirilmesine, ogretmenlerin mali, sosyal ve ozluk haklarının iyileştirilmesine yönelik çalışmalar yaptıklarını anlattı.

Araştırmayı alana katkı sunma amacıyla gerçekleştirdiklerini dile getiren Yalçın, 65 kadın öğretmen, müdür ve müdür yardımcısı ile derinlemesine mülakat yapıldığını, 332 okulda 2 bin 717 kadın öğretmen ve yöneticiye anket uygulandığını söyledi.

Katılımcılara göre kadın olmanın, öğretmenlik mesleğine birtakım artı değerler kattığını aktaran Yalçın, kadınların mesleği yaparken zorlandıkları hususlar arasında öğrenci disiplinsizliği, ders dışı iş yükü, maaş seviyesi, veli ilgisizliği veya baskısı ve ortalama sınıf mevcudunun yer aldığını ifade etti.

Ali Yalçın, şöyle devam etti:

"Araştırmaya göre, kadın öğretmenlerin yüzde 71'i yönetici olmak istemiyor. Katılımcılara göre, kadın öğretmenlerin yönetici olma konusunda yaşadıkları zorluklar var. Bunun altını çizmek lazım. Yönetici olmalarını aile sorumluluklarının yerine getirilmesini zorlaştırıyor. Çünkü mesai dışında da bir stres ve kaygı yaşıyorlar. Bu boyutuyla iş-aile uyumu açısından yaşanan bir sorun var. Bu tercihlerini küçük yaş grubunda çocuğa sahip olmak, iş yükünün fazla olması, tam zamanlı çalışma düzeni gibi durumlar da etkiliyor. Yöneticilik yapan öğretmenler için özlük haklarında farklılaşma olmaması konusu da tercih edilmeme sebepleri arasında yer alıyor."

Eğitimde liyakat ve kariyer ihtiyacı konusunda rapor yayımladıklarını hatırlatan Yalçın, okul yöneticiliğinin profesyonel olarak tanımlanması gerektiğini vurguladı.

Kadınların öğretmenlik mesleğini sevdiğine işaret eden Yalçın, "Yeniden meslek seçme aşamasında olsan öğretmenliği seçer miydin?" sorusu yöneltilen katılımcıların yüzde 68'inin "Yine öğretmenlik mesleğini seçerdim." yanıtı verdiğini aktardı.

Raporda yer alan önerilerden örnekler veren Yalçın, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Kadın ogretmenleri en cok zorlayan faktorlerden is-aile uyumu konusu var. Kadın çalışanlar için çocukları için kreş ve etüt imkanlarının oluşturulması elzemdir. Bu uygun imkan ve cazip fırsatlar sunularak yapılması devletin bir ödevdir. Bu bakımdan kaliteli, dusuk bedelli ya da bedelsiz, cografi olarak kolay erisilebilir ve calısma saatleri ile uyumlu, cocuk bakım ve okul oncesi egitim hizmetlerinin devlet tarafından sunulması, kres ve ana sınıfı imkanlarından sınırlı değil tüm kadınların ulaşabileceği şekilde oluşturulması önemli. Kadın ogretmenlerin dogum sonrasında kullandıkları raporların azalması icin ucretli dogum izni sureleri uzatılmalıdır. Çogu ogretmenin tam zamanlı calısmaması nedeniyle sut izninin kullanımı acısından yasanan aksaklıklar var. Bu konuda da disipliner bir çalışma yapılması gerekiyor."

Kadın ogretmenlerin is-aile hayatı uyumunun artırılması açısından aktif çalışma hayatına ara vererek erken çocukluk dönemindeki çocuklarının bakımlarını üstlenebilmesine imkan sunulması gerektiğini kaydeden Yalçın, dogum sonrası ucretsiz izin suresinin 3 yıla kadar çıkarılması gerektiğini söyledi.

Yalçın, kadın ogretmenleri ve yoneticileri zorlayan temel faktorlerden bir digeri olan ogrenci disiplin sorunlarına ilişkin hangi tur okullarda ve sosyoekonomik şartlarda bu durumun olustugu, hangi ogrencilerin risk grubu icinde yer aldıgı gibi hususların kapsamlı sekilde arastırılması gerektiğini kaydetti.

- "Öğretmenlik Meslek Kanunu zamana yayılmamalı"

Okullarda ders dışı iş yükünün azaltılması gerektiğini dile getiren Yalçın, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Kurumlarda proje, proje, proje kelimesinden başka bir şey duyulmayan bir atmosfere gidiyoruz. Bu durum eğitim çalışanlarını proje sözcüğünden tiksindirecek hale getirmemelidir. Ogretmenlik, bir kariyer meslektir ve bu şekilde kurgulanmalı. Bu açıdan kariyer meslek acısından Öğretmenlik Meslek Kanunu zamana yayılmamalı bir an önce hayata geçirilmeli. Öğretmenlik Meslek Kanunu'yla öğretmenlik itibarı yeniden tahkim edilmeli."

Yoneticiligin, kadın ogretmenler tarafından daha fazla tercih edilmesi için iyilestirmeler yapılması gerektiğini belirten Yalçın, yoneticilerin maas duzeyleri ve ozluk haklarının artırılması gerektiğine işaret etti.

Memur Sen ve Eğitim Bir-Sen Kadınlar Komisyonu Genel Başkanı Sıdıka Aydın da kadın öğretmenlerin iş-aile uyumunu artırmaya ve çalışma hayatında karşılaştıkları sorunları çözmeye yönelik başarılı politika ve uygulamaların küresel düzeyde de izlenmesi gerektiğini söyledi.

Raporu hazırlayanlardan Sema Bölükbaş da araştırmaya ilişkin sunum yaptı.

Rapor, Memur-Sen'in "www.memursen.org.tr" ve Eğitim Bir-Sen'in "www.ebs.org.tr" internet sitelerinden erişime açıldı.