Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2016/16234 E. , 2020/4947 K. nolu Kararında otel müşterisine cinsel tacizde bulunduğu iddia edilen işçi hakkında örnek bir karar verdi.

Cinsel tacizde ispat gerekmez denilerek işten çıkarılan işçinin kıdem ve ihbar tazminatı ödenmesine karar veren ilk derece mahkemesinin kararını bozdu.

İş akdi feshi nasıl gerçekleşti?

Davacı vekili, müvekkilinin 01/11/2007-04/07/2013 tarihleri arasında garson olarak çalıştığını, sebebi bildirilmeden iş akdinin feshedildiğini, işçilik alacaklarının bulunduğunu ve ödenmediğini ileri sürerek, kıdem, ihbar tazminatları ile ücret, fazla mesai ücreti, yıllık izin ücreti, bayram harçlığı ve yol masrafı alacaklarının davalıdan tahsilini istemiştir.

Davalı vekili, davacının iş akdinin İş Kanunu 25/2 maddesi uyarınca haklı nedenlerle feshedildiğini, davacının cinsel içerikli tacizlerde bulunduğunu ve hakkında tutanak tutulduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.

Yerel mahkeme somut delil yok diyerek işçiyi işe iade etti

Yerel Mahkeme Kararının Özetinde şunlara yer verildi; 'Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna dayanılarak, işakdinin davalı tarafından İş Kanununun 25/II-c maddesi kapsamında feshedildiği, davalının otel müşterisine ait konaklama belgesini, müşteriyi rahatsız ettiğine ilişkin tutanağı ve müşteriye ait olduğu iddia edilen şikayet dilekçesini ibraz ettiği, dinlenen tanıkların davacının müşteriyi rahatsız ettiğine ilişkin görgüye dayalı beyanlarının bulunmadığı, işyeri çalışanları tarafından tanzim edilen 03/07/2013 tarihli tutanağın tamamen otel müşterisi olan şahsın beyanlarına istinaden tanzim edildiği, bu şahsın tanık olarak dinletilmediği, davacının feshe konu eylemi gerçekleştirdiğine dair somut tanık beyanları ile başkaca delillerin mevcut olmadığı, davalının haklı feshi kanıtlayamadığı, davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazandığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne' karar verilmiştir.


Yargıtay, cinsel taciz eyleminin yapısı gereği ardında her zaman delil bulunmaz

Somut uyuşmazlıkta, davacı işçi, iş sözleşmesinin işveren tarafından haklı neden olmaksızın feshedildiğini iddia ederek kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinde bulunmuş, davalı işveren davacının, otelde konaklayan misafir kadına cinsel tacizde bulunduğunu ileri sürerek iş sözleşmesinin haklı nedenle fesih edildiğini savunmuştur.

Mahkemece işveren tarafından taciz olayının ispatlanamadığı gerekçesi ile tazminat isteklerinin kabulüne karar verilmiştir.

Cinsel taciz eyleminin yapısı gereği ardında delil bulunması her zaman mümkün olmayabilir.

Mağdurun yada mağdurenin tek başına olduğu yerlerde bu tür eylemlere maruz kaldığı ve tacize uğrayanın çok azının çeşitli nedenlerle bu tür olayları işverene yansıtabildiği dikkate alındığında ispat noktasında tacize uğrayan lehine değerlendirmeye gidilmelidir.

Ceza davasında delil yetersizliği nedeni ile beraat kararı verilmesi hukuk hakimini bağlamayacağından mevcut delil durumuna göre karar verilmelidir.

Davacı işçinin çalıştığı turistik otelde kalan yabancı misafirin davacı hakkında taciz iddiasında bulunup yazılı şikayet dilekçesi vermesi üzerine davacının iş akdine işverence son verildiği dosya kapsamı ile sabittir.


Mahkemece, taciz iddiasını dile getiren ve olay sonrasında memleketine döndüğü anlaşılan müşterinin tanık olarak dinletilmediği gerekçesiyle fesih konusu olayın ispatlanamadığı açıklanarak işveren feshinin haksız olduğu kabul edilmiş ise de, otel müşterisinin ağlayarak yanına geldiğini ve olayı anlattığını ifade eden davalı tanığı Abdullah'ın beyanı, müşterinin yazılı şikayet dilekçesi ve olaya ilişkin tutulan tutanak birlikte değerlendirildiğinde davacının
otel müşterisi kadını taciz ettiği anlaşılmaktadır.

4857 sayılı İş Kanununun 25 inci maddesinin (II) numaralı bendinde, ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller sıralanmış ve belirtilen durumlar ile benzerlerinin varlığı halinde, işverenin iş sözleşmesini haklı fesih imkanının olduğu açıklanmıştır. Yine değinilen bendin (e) alt bendinde, işverenin güvenini kötüye kullanmak, hırsızlık yapmak, işverenin meslek sırlarını ortaya atmak gibi doğruluk ve bağlılığa uymayan işçi davranışlarının da işverene haklı fesih imkanı verdiği ifade edilmiştir.

Görüldüğü üzere yasadaki haller sınırlı sayıda olmayıp, genel olarak işçinin sadakat borcuna aykırılık oluşturan söz ve davranışları işverene fesih imkanı tanımaktadır. Davacının yaptığı davranış doğrululuk ve bağlılıkla uymayan davranış kapsamında olup işverene haklı nedenle fesih imkanı vermektedir.

İşveren sözleşmeyi haklı feshetmişse işçi kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanamaz. Maddi bu olgulara göre davacının iş akdinin yaptığı taciz eylemi nedeniyle feshedildiği ve işveren feshinin haklı nedene dayandığı anlaşıldığından kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin reddine karar verilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçeyle kıdem tazminatı ve ihbar tazminatı talebinin kabulü hatalıdır.

Sonuç olarak, temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 08.06.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.