Tüm dünyayı etkisi altına alan ve salgına dönüşen (COVİD-19) Korona virüsü nedeniyle birçok Avrupa ülkesinde olduğu gibi ülkemizde de bazı idari tedbirler alınmıştır. Bu tedbirleri anlıyor ve insan hayatını önceleyen her adım gibi destekliyoruz.

Ne var ki, Korona'ya karşı alınan tedbirlerle oluşan yeni durum, bizim Korona'dan çok daha önce dikkat çektiğimiz ancak dikkate alınmayan konuları daha vahim hale getirmiştir.

Bunlardan en önemlilerinden biri de ücretli öğretmenlerin durumudur.

Sendika olarak; Ders Ücreti karşılığı öğretmen (ücretli öğretmen) çalıştırılmasının doğru olmadığı, tüm öğretmenlerin kadrolu olması gerektiği hususu her platformda dile getirdiğimiz bir konudur. Milli Eğitim Bakanlığı'na yıllardır ve defaten "Öğretmenin ücretlisi, sözleşmelisi olmaz; öğretmen öğretmendir. Bu ayrımı, bu kölelik düzenini kaldırın" demiş olmamıza karşın, bu kategorize ederek sömürme tezgahına dokunulmamıştır. On binlerce ücretli öğretmen asgari ücretin neredeyse yarısına, sosyal ve sendikal güvenceleri olmaksızın çalıştırılmaktadırlar. Vizyon2023 açıklamalarında ücretli öğretmenlerin ücretlerinin %100 arttırılacağı vaat edildiği halde bu da gerçekleşmemiştir. Bugünlerde okullara zorunlu olarak ara verilmesi nedeniyle bu öğretmenlerimize ücret ödenemeyecektir. Yani normal şartlarda dahi emeği sömürülen ücretli öğretmenlerimiz, Korona günlerinde, zaten epey ağırlaştırılmış ekonomik tabloda yoksullukla cebelleşecektir. Bu durum, gelecek nesillerin mimarı olan öğretmenlere reva görülmemelidir.

Eğitim-İş olarak bu konuda yaşatılan mağduriyeti Milli Eğitim Bakanlığı'na 17.03.2020 tarihli resmi bir dilekçeyle bildirmiş bulunmaktayız. Söz konusu dilekçede, "Geçim kaynakları sadece aldıkları düşük ücret olan bu öğretmenlerimizin mağdur edilmemesini, kadrolu öğretmenlere verilen idari izin süresince ücretli öğretmenlerimizin de idari izinli sayılarak ücretlerinin ödenmesini, SGK primleri ve sağlık hizmetleri noktasında sorun yaşamamalarını talep ediyoruz" notunu düşerek, yapılması gerekenleri sıraladık.

Bakanlığın bu konuda atacağı adımların takipçisi olacağımızı da ilan ediyoruz.

Ülke olarak zor zamanlardan geçmekteyiz. Korona belası, ortaya çıktığı tüm ülkelerde olduğu gibi ne yazık ki burada da acı tablolara, mağduriyetlere yol açmaktadır. Eğitim-İş olarak altını çizdiğimiz nokta, bu mağduriyetleri en aza indirmekle yükümlü olan yöneticilerin daha duyarlı olması gerektiğidir. Öğretmen, bir toplumun geleceğidir. Korona, bulaştığı insanları belki; umarsızlık ise kesinlikle geleceği öldürür.

EĞİTİM İŞ