Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, çeşitli programlara katılmak üzere geldiği memleketi Ordu'da, Altınordu Müftülüğü'nün hizmet binası açılış törenine katıldı. Burada konuşan Ali Erbaş, yaklaşan Kurban Bayramı öncesi Türkiye Diyanet Vakfı'nın çalışmalarıyla ilgili açıklamalarda bulundu. Müftülüklerin Türkiye Diyanet Vakfı'nın şubeleri olduğunu belirten Erbaş, "Ülkemizde 81 il müftülüğümüz 922 ilçe müftülüğümüz var. Aynı zamanda bu şu anlama geliyor; 1975 yılında kurulan Türkiye Diyanet Vakfımızın da şubeleridir bizim müftülüklerimiz. Türkiye Diyanet Vakfı ile biz ne yapıyoruz; milletimizin emanetlerini, bize emanet ettiği hayır hasenatını yurt içinde ve yurt dışında binlerce, milyonlarca insana ulaştırmaya çalışıyoruz. Şunu özellikle sizlerle paylaşmak isterim; işte önümüzde 10-12 gün sonra Kurban Bayramı geliyor. Kurban Bayramını hep birlikte idrak edeceğiz inşallah. Karşıda görüyorum afişlerde, pankartlarda; ?kurbanını paylaş, kardeşinle yakınlaş? demiş Türkiye Diyanet Vakfı. Biz ülkemizde 83,5-84 milyon insanımızın hangisinin ihtiyacı varsa Türkiye Diyanet Vakfı olarak, tüm müftülüklerimiz Türkiye Diyanet Vakfı'nın birer şubesi olan müftülüklerimiz kanalıyla insanlarımıza ulaşmaya çalışıyoruz? diye konuştu.

'MİLLETİMİZİN CÖMERTLİĞİNİ GÖTÜRÜYORUZ'

Erbaş, Kurban vesilesi ile Türkiye Diyanet Vakfı olarak 149 ülkeye yardım götürdüklerini kaydederek, "İllerimizde bulunan muhacir kardeşlerimiz var. Mülteci diyoruz, bazen sığınmacı diyoruz. Yurdundan yuvasından olmuş, evinden barkından kovulmuş, Allah kimseyi yurtsuz yuvasız bırakmasın. Kimseyi devletsiz bırakmasın. Bunu o insanların hayatlarında, çektikleri sıkıntılarda görüyoruz. Ramazan ayında sıkıntılar olmasına rağmen gidip İdlip?te o kardeşlerimizi ziyaret ettik. Yaşantılarını gördüm. Tozun toprağın içerisinde, yağmur yağdığı zaman çamurun içerisinde çocuklarıyla, yetimleriyle, öksüzleriyle 3,5 milyon insanın nasıl yaşadığını gördüğümde şu ayeti hatırlarım; şükrederseniz arttırırım, nankörlük ederseniz azabım şiddetli olur. Rabbimiz böyle buyuruyor. Biz şükretme konumundayız. Şükür makamındayız. Rabbimizin verdiği nimetlere bakar mısınız; bu nimetleri bizim olmayanlarla paylaşmamız lazım. Paylaşıyoruz elhamdülillah devletimizle, sivil toplum kuruluşlarımızla, valiliklerimizle, belediyelerimizle, Diyanet İşleri Başkanlığımızın tüm mensuplarıyla nimetleri paylaşıyoruz. Rabbimiz bize daha çok veriyor. Öyle vaat ediyor ya; şükrederseniz artırırım. Dil ile şükür yetmiyor. Fiili olarak vererek, infak ederek şükretmemiz lazım. Kurban vesilesi ile Türkiye Diyanet Vakfı olarak; 149 ülkeye ulaşıyoruz. Biz gittiğimiz 149 ülkedeki 25 milyon insana 1 kilo, 2 kilo et götürmüyoruz. Milletimizin cömertliğini götürüyoruz, büyüklüğünü götürüyoruz, bayrağımızı tanıtıyoruz. Bu milletin Müslüman olduğunu onlara göstermeye çalışıyoruz. Zaten gönüllülerimizin üzerindeki Türkiye Diyanet Vakfı yeleğinin göğsündeki Türk bayrağını koşarak öpmeleri bizim için her şeye değiyor. Yorgunluklarımıza değiyor, çırpınmalarımıza değiyor. Allah milletimize daha çok versin. Milletimize daha çok versin ki fakir fukaranın dualarını alalım? diye konuştu.