Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, İsrail'in Filistin'e yönelik zulmüne tepki göstererek "Dünya bu işgal ve hukuksuzluğa göz yumdukça İsrail bu zulmünü devam ettirecektir. Bu zulme sebep olanlar kadar sessiz kalanlarda işlenen suça ortaktır" dedi. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay'la pandemi süreci, anayasa çalışmaları, muhalefetin son dönemdeki açıklamaları ve Mescid-i Aksa'ya yapılan saldırıları konuştuk. Oktay'ın sorularımıza verdiği cevaplar şöyle:

İsrail'in Filistin'e yönelik saldırıları ile karşı karşıyayız. Nasıl değerlendiriyorsunuz?

Mübarek ramazan ayında, İsrail'in bu pervasız saldırılarının kabul edilmesi mümkün değildir. Dünya bu işgal ve hukuksuzluğa göz yumdukça İsrail bu zulmünü devam ettirecektir. Bu zulme sebep olanlar kadar, sessiz kalanlar da işlenen suça ortaktır. 'Kudüs İsrail'in başkenti' diyenlerin de bugün yaşanan zulme ortak olduğunu unutmamak gerekir. İsrail, İslam dünyasının dağınıklığının getirdiği fırsatları değerlendiren bir terör devleti haline gelmiştir. Bir ve beraber olmalıyız. İsrail zulmüne karşı da İslam İşbirliği Teşkilatı, BM ve İslam ülkeleri başta olmak üzere ilgili tüm taraflar nezdinde temaslarımızı, girişimlerimizi tüm hızıyla sürdürüyoruz.

İKİ KONU TARTIŞILABİLİR

Anayasa değişikliği gündemde. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin 100 maddelik anayasa çalışmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Kendi çalışmamızı da en kısa zamanda tamamlayıp kamuoyu ile paylaşacağız. Muhalefet partilerine de çağrıda bulunmak istiyorum, metni dahi görmeden, toptancı bir anlayışla reddetmek ülkemizin menfaatlerine değildir. Siz de teklifiniz neyse onu ortaya koyun, tartışılsın. Ortak bir mutabakat ile geniş tabanlı bir anayasa metni ortaya çıksın, ancak mevcut sistemin vatandaşların tercihi sonucunda oluştuğunu da lütfen kimse gözden kaçırmasın. Devlet Bahçeli tarafından açıklanan anayasa taslağında yargı organlarının yapılanmasında yargı ayrılığının devam ettirildiğini görüyoruz. Anayasa Mahkemesinin yapısının değiştirilerek, görevlerinin bir kısmının yeni kurulacak bir yüksek mahkemeye devredilmek istenildiği anlaşılıyor. Cumhurbaşkanı Yardımcısının seçimine ve Merkez Bankasına dair yaklaşımlar mevcut. Bu konular tartışılabilir, üzerinde değerlendirmeler mutlaka yapılacaktır. Biz MHP tarafından bir anayasa taslağı hazırlanmış olmasını çok önemli ve faydalı buluyoruz.

SİYASET ÇÖZÜM SANATIDIR

Muhalefet sözcülerinin Cumhurbaşkanı'na yönelik son dönemde kullandığı dili nasıl buluyorsunuz?

Üslubuyla beyan, aynıyla insan. Yakın zaman içerisinde emekli amirallerin bildirisi ile ilgili süreç sıcak gündemin içindeyken bir muhalefet partisi milletvekili, halkın oyları ile seçilmiş Cumhurbaşkanı'mızı Yassıada imalarıyla tehdit etme cüretinde bulundu. Buna 'muhalefet' ya da 'eleştiri' denilemez. Siyaset bir çözüm sanatıdır. Çözümleriniz, tercihlerinizdir. İktidarın tercihlerini beğenmediğiniz zaman muhalefet olarak kendi tercihlerinizi ortaya koyarak eleştirinizi yaparsınız. Darbe çağrıları veya hakaretlerle bunlar olmaz. Saygısızca ifadeler kullanmak muhalefet etmek değildir. Sadece sözcüler değil, buna genel başkanlar da dahildir.

KAPANMAYI UZATMAYACAĞIZ

Koranavirüsle mücadele kapsamında 17 Mayıs'a kadar uygulanan tam kapanmanın uzaması gündemde mi?

Türkiye, salgınla en başarılı mücadeleyi veren ülkeler arasında yer alıyor. Nisan ayı içinde önce kısmi kapanma ve devamında da tam kapanma şeklinde tedbir almak kaçınılmaz hale gelmişti. Bugün itibarıyla hep birlikte alınan tedbirlerin sonuç vermeye başladığını günlük vaka sayılarından görebiliyoruz. Bugün için tam kapanma süresinin uzatılması yönünde bir gündemimiz bulunmuyor. Bu konuları en geniş haliyle tüm yönleriyle kabinede değerlendirilip Sayın Cumhurbaşkanı'mızın liderliğinde normalleşme sürecine ilişkin kararlar alınır.

AŞILAMADA 7. SIRADAYIZ

Yerli aşı çalışmalarında son durum nedir?

Aşılamada dünyada en iyi durumda olan ülkelerden birisiyiz. Dünyada en fazla aşı uygulayan 7'nci ülke konumundayız. Dün itibarıyla, toplam yapılan aşı sayısı 25 milyonu geçti. Sinovac ve Pfizer-BioNTech aşılarının yanı sıra Rusya tarafından geliştirilen Sputnik V aşısının temini ve ülkemizde üretimiyle birlikte aşılamadaki hızımızı daha da artırıyoruz. Aşı geliştirme süreçlerinde yer alan tüm paydaşlarla çok sıkı bir koordinasyon içindeyiz. Güçlü bir izleme-takip sistemi oluşturduk. Bu gayretler sayesinde aşı çalışmalarında önemli bir noktaya ulaştık. Her şey yolunda giderse, eylül-ekim gibi ilk yerli aşımıza acil kullanım onayı verilebileceğini düşünüyorum. Yıl sonuna doğru ise birkaç yerli aşımız daha olabilir.

KÖPEĞİNİN ADI 'CESUR'

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay aynı zamanda bir hayvansever. Oktay'ın 'Cesur' isminde 5 yaşında Alman kurt köpeği bulunuyor. Çocukluğundan beri hayvanlara özel bir sevgisinin olduğunu söyleyen Oktay "Çocukken köye gideceğimiz günü iple çekerdik. Köy yeri işte, akrabalarımızın atları vardı, kedi ve köpeğimiz vardı. Köyde ata binmeye bayılırdım. Köpeğimize olan ilgim de ayrıydı. Şimdi de 'Cesur' adında 5 yaşında bir Alman kurt köpeğimiz var. Çocuklarım da hayvan sevgisini tatsın istedim. Cesur artık ailemizin ayrılmaz bir ferdi" dedi.

BABAMIN HİÇ 'OFF' DEDİĞİNİ DUYMADIM

Yozgat'ta doğan ve çocukluğunu orada geçiren Fuat Oktay, ailesinin ve özellikle ablasının kendisi üzerinde çok hakkı olduğunu söyledi. Oktay "Babam devlet memuruydu. Annemin sağlık sorunları vardı. Rahatsızlığı uzun yıllar boyunca sürdü. Ablamın çocukluğumdan itibaren benim üzerimde çok büyük hakkı vardır. Hatırlıyorum da, babam maaşını alır almaz öncelikle anacığımın tedavi masrafları için gereken meblağı bir kenara ayırırdı. Kalan para ile evin geçimini sağlardı. Babamın bu konuda hiç 'off' dediğini duymadım; yaşadığı zorlukları bize hiç yansıtmadı. Her zaman şük-retti, bize de şükretmeyi, o yokluğun içinde dahi 'ben' değil 'biz' demeyi öğretti. Elindeki ile mutlu olmayı ve paylaşmayı öğretti" diye konuştu.

ESKİ BAYRAMLAR ÖZLENMEZ Mİ?

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, röportajda, eski bayramlara duyduğu özlemi dile getirdi. Oktay "Eski bayramlar özlenmez mi? Çocukluğumda, hatırlıyorum da, bayram namazından sonra babamın, rahmetli annemin o mübarek ellerini öper, bayramlaşırdık. Komşularımızla mahallede birlikte kahvaltı yapar, yakınlarımızdan harçlıklarımızı alırdık. O bir gelenekti bizim için. Ama sadece çocukluk ya da gençlik dönemlerindeki bayramlar mı özlenen? Salgın döneminde gördük ki birlikte yaşadığımız tüm bayramlar özel ve güzelmiş. Ancak en önemlisi, bombalar altında savunmasız çocukların, insanların ölmediği, zulüm görmediği bayramları yaşayabilmek. Bir gün o da nasip olur inşallah" dedi.

"GAZOZ KAPAKLARIYLA OYNARDIK"

Çocukken bayramlarda harçlık topladığını söyleyen Fuat Oktay o harçlıklarla neler yaptığını ise şöyle anlattı: Her çocuk gibi misket ve şekerleme alırdık. Misket, o yılların bir numaralı oyuncağı idi. Bir de bayram harçlıklarımızla gazoz alırdık. Meşrubatı afiyetle içer, sonra da kapaklarını düzleştirir, onlarla oyun oynardık. Bayramlarda şeker topladık ama çok da değil. 'En çok şekeri ben toplardım' ya da 'en çok harçlığı ben toplardım' diyemem. Zaten harçlıklar da öyle bol değildi. Ama sonra, büyüdük, evlendik, barklandık, çocuk sahibi olduk. Kızım ve ikiz oğullarımı küçüklüklerinde özellikle geleneklerimizi yaşatmak adına, simgesel de olsa, bayramlarda şeker toplamaya teşvik ettim. Zamanında benim yaşadığım ve özlemle andığım o çocuksu güzellikleri kendi çocuklarım da yaşasın istedim. Her baba gibi.