ANKARA, Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş'ın Çocuk Koruma Evleri'ni kapatmasıyla birlikte sokağa bırakılan çocukları tartışıyor. Yavaş'ın son meclis toplantısını apar topar kapatmasına neden olan tartışmaların odağındaki çocuklar ise Melih Gökçek'in mahkeme kararını açıklamasının ardından Yavaş'tan açıklama bekliyor.

Büyükşehir belediyesi Kurban Bayramı öncesi Çocuk Koruma Evleri'ndeki çocukları yakınlarına teslim etmesiyle başlayan skandalların ardı arkası kesilmiyor. Bugüne kadar yasal düzenlemedeki eksiklik nedeniyle kapatıldığını ileri süren Yavaş, iddialarına yeni birini daha ekledi ve kalan çocuklardan birinin adının tecavüz iddiasına karıştığını ileri sürdü.

Gökçek'ten jet yalanlama

Yavaş'ın bu açıklamalarına ise Ankara Büyükşehir Belediyesi eski Başkanı Melih Gökçek'ten jet yalanlama geldi. Yavaş'ın "çocuk evlerinde tecavüz var" açıklamasının tamamen yalan ve iftira olduğunu söyleyen Gökçek, twitter hesabından şunları söyledi:

"Çocuk evlerinde kalan 18 yaşında bir çocuğumuz lisede okuyor ve orada bir kıza aşık oluyor. Kız ise 16 yaşında. Bir süre beraber arkadaşlık yapıyorlar (Şu anda yüzbinlerce genç gibi gençlik aşkı). Çocuk kızla kavga ediyor ve ayrılıyor. Kız genci babasına oda karakola şikayet ediyor. 

Gerekli kontroller yapılıyor ve tecavüz diye bir olayın olmadığı anlaşılıyor. Çocuk bir süre gözaltında kalıyor ve mahkemede beraat ediyor. Olay Eylül 2018'de geçiyor. 

Olay çocuk evlerinde olmamış, iki gencin arasında geçen gençlik aşkını tecavüz diye kamuoyuna teşhir etmek ve de çocuk evlerinde kalan çocuk ve personeli töhmet altında bırakmak bir nevi cinayettir. Yarın evlenmek istediklerinde Yavaş'ın iftirası karşılarına çıkarsa ne olacak?"

İnternethaber o çocuklarla konuştu

Bu olayın kamuoyuna yansımanın ardından gözler bu evlerde kalan çocuklara çevrildi. Ailesi olmadığı için iki kardeşiyle birlikte bu evlerde kalan daha sonra da iş bulduktan sonra ayrılan; ancak iki kardeşinin Yavaş'ın kararı sonrası kendisine teslim edilen genç kız İnternethaber.com'a konuştu. Yavaş'ın açıklamalarının bu evlerde kalan tüm çocukları zan ve töhmet altında bıraktığını söyleyen genç kız şunları söyledi:

“Başkan Yavaş bu açıklamasıyla Çocuk Koruma Evleri’nde kalan bütün çocuklara ve orada çalışan bütün personele çok net bir şekilde iftira etmiştir. Çocukların ve personelin tamamını zan ve töhmet altında bırakmıştır. Başkan Yavaş kast ettiği olayın ne olduğunu topluma açıklamak, çocukların ve personelin üzerinden iftira çamurunu kaldırmak zorundadır. Eğer çocukların üzerinden iftira çamurunu en kısa zamanda kaldırmaz ve bütün çocuklardan ve personelden özür dilemezse çocuk yakınları olarak hem ceza hem de tazminat davası açacağız.

Çocukların yakınları

A.Z: Çocuk Koruma Evleri’nde hiçbir şekilde taciz ve tecavüz olayı yaşanmamıştır. Başkan Yavaş’ın bahsettiği konu Çocuk Koruma Evleri’nde yetişen ve 18 yaşını geçmiş yetişkin bir gencin kendi okulundaki bir kızla davalık olduğu olaydır. Olay bu evlerde geçmediği gibi ne burada çalışan personel ne de buradaki çocuklarla ilgili de değildir. Başkan Yavaş’ın böyle bir olaydan hareketle bu evlerde tecavüz var demesini ne anlamak ne de kabul etmek mümkün değildir. Başkan Yavaş sadece vicdanını değil aklını da yitirmiş olmalı. Başkan Yavaş çocukları töhmet ve zan altında bırakan bu açıklamasıyla 47 çocuğun hesabını dünyada da ahirette de veremez.

K.M:“Toplum son dönemde bu tür olumsuz haberler duymaktan son derece tedirgin. Bu tür haberlere hemen inanmaya da hazır durumda. Başkan bu toplumsal havayı dikkate almadan bu açıklamayı yaptıysa büyük bir hata. Değil, bu havaya güvenerek puslu bir açıklamayla yaptığı olumsuz işleri örtmeye çalışıyorsa daha büyük bir hata. Topluma gerçekler mutlaka açıklanmalı. Neler olduğunu toplumun bilmeye hakkı var. Başkan Yavaş’ın yarım yamalak açıklamalarla puslu havayı devam ettirmeye çalışması mümkün değildir. Gerçeklerin eninde sonunda ortaya çıkmak gibi bir huyu vardır. Yalancının mumu yatsıya kadar yanar.”

"Çocuklarımızın aynı düzende devam etmesini istiyoruz"

DHA'ya konuşan Tarık Uçar ise eşinden ayrıldıktan sonra çocukların velayetini aldığını ancak bakmakta zorlandığı için belediyenin çocuk koruma evine verdiğini söyleyen Tarık Uçar ise belediyenin kararını eleştirerek "Bizi aradılar ve çocuklarımızı almamızı istediler, bize bir kağıt imzalatıldı, çocuklarımızı aldık. Büyük oğlum ayrıldığı için çok üzgün. Burada ablaları, ağabeyleri vardı. Küçük oğlum durumun henüz farkında değil; ama o da üzgün. Çocukların okudukları okul değişecek, ortamları değişecek. Liseye hazırlanan oğlum için travma olacak. Biz çocuklarımızın aynı düzende aynı öğretmenle devam etmelerini istiyoruz." diye konuştu.

"Çocuklar perişan haldeydi"

Haydar Şentürk de (42), eşinden ayrıldıktan sonra maddi imkansızlıklardan dolayı 3 çocuğunu koruma evine bırakmak zorunda kaldığını anlatarak, "Belediyeden aradılar ve gittiğimde çocuk bakım evindeki çocuklar, hocaları perişan bir haldeydiler. Ben çocuklarımın aynı şekilde bakılmasını talep ediyorum. Mesela benim kızım duruma alışamadı. 1 hafta sonra okullar açılacak, şimdi ben kızımı hangi okula vereceğim, bu çocuk nasıl alışacak? Diğer kızım liseye gidecek" diye konuştu.

"Ev bakıyoruz"

Anneleri öldükten sonra babasının da cezaevine girmesinin ardından kardeşi ile birlikte koruma evine yerleşen Ömer Dönmez de (21) zor durumda olduklarını söyledi. Dönmez, "Bizim gidecek yerimiz olmadığı için hala koruma evinde kalıyoruz. Bizi çıkarmaya çalışıyorlar. Şuan bakım evinde 4 kişi var. Bunların da hiç kimsesi yok. Başımızda şu an için bir öğretmen var. 47 kişiden 43 kişi yollandı. Şu an biz ev bakıyoruz; çünkü her an gelip çıkarabilirler. Biz burada aile gibiyiz. Şimdi bir insan kedisini, köpeğini bile sokağa atamazken insanlar bize bunu nasıl yapabiliyor aklım almıyor" dedi.