Milyonlarca kamu emekçisi ile emeklisini ilgilendiren görüşmelerle ilgili yazılı açıklama yapan Mehmet Balık, “İktidar kanadı artık alışılagelmiş bir şekilde toplu pazarlık masasında sendikaları sürekli olarak oyalayıp uyuşmazlık yaratmayı bilinçli bir eylem haline getirmiştir. Hükümet, her dönem Sözde Toplu Sözleşme uyuşmazlığı yaratarak, sonucu değiştirmeyeceğini bildiği için görüşmeleri Hakem Kuruluna havale edecektir” dedi.

Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu Genel Başkanı Balık’ın açıklaması şöyle:

“Davul da tokmak da AKP iktidarında, siyasi iktidar kamu emekçilerine ne teklif ederse yandaş konfederasyon kabul etmek zorundadır.

Siyasi iktidarın arka bahçesi konumuna gelmiş sözde konfederasyon ile Sözde Toplu Sözleşme masasının çarpıklığı dünden belliydi. Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın ve Kamu-Sen Genel Başkanı Önder Kahveci sorumluluktan kaçamaz.

“DANIŞIKLI GÖRÜŞMELER VAR”

Hükümet ve yandaş konfederasyon arasında yapılacak olan ‘danışıklı görüşmelerden’ kamu emekçileri adına herhangi bir kazanım çıkmasını zaten beklemiyorduk. Ortada ne gerçek bir Toplu İş Sözleşmesi görüşmesi ne de toplu pazarlık masası bulunmaktaydı.

Kamu emekçilerinin ekonomik, sosyal ve özlük hakları konusundaki taleplerini ve çözüm önerilerinin dikkate alınmadığı bir toplu sözleşme düzeni gerçekçi olamaz. Kamu emekçilerine dayatılan Sözde Toplu İş Sözleşme düzeni ve Hakem Heyeti tam bir kurmaca ve aldatmaca olduğunu şimdiden söylüyoruz.

“EMEKÇİLERİ BİRLEŞİK KAMU-İŞ KONFEDERASYONU’NA BEKLİYORUZ”

Kamu emekçileriyle dalga geçilen teklife karşı kamu emekçilerini ortak mücadele yürütmek için Birleşik Kamu-İş Konfederasyonuna bekliyoruz. Ülkenin gerçeklerinin dikkate alındığı kamu emekçilerini gözeten ve alın terinin hakkını veren grevli bir toplu sözleşme düzeni tüm kamu emekçilerine kazandıracaktır.

Memur-Sen rolünü güzel oynamakta ancak kamu emekçileri oynanan oyunu farkındadır. Ne masayı ne Hakem Heyetini tanıyoruz. Lütuf değil grevli bir toplu sözleşme istiyoruz.

Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu olarak; toplu sözleşme masasını, satış masası olmaktan çıkarıp, demokratik ve barışçıl yollardan yapacağımız eylemler ve örgütlülüğümüzden gelen gücümüzle bir mücadele masasını kuracağımızı belirtiyoruz.”