Dünya Sağlık Örgütü, küresel vaka sayısında rekor artış yaşandığını açıkladı. Örgütün Avrupa direktörü, ekim ve kasım aylarında salgınla mücadelenin daha da zorlaşacağını ve daha fazla ölüm getireceğini söyledi. Moraller bozuk, haritalarda kıpkırmızı görünen Ankara'da daha da bozuk. Daha önceki yazılarımda çember daralıyor diye uyarmıştım. Çember artık daraldı.

Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu üyesi Doç. Dr. Afşin Emre Kayıpmaz, Hürriyet'ten Hande Fırat'ın sorularını yanıtladı.

Peki DSÖ Avrupa Direktörü'nün ekim ve kasım ayları için yaptığı uyarı ne anlama geliyor? Bilim Kurulu üyesine bu soruyu da yönelttim. Kayıpmaz, "Sonbahar-kış ayları diğer solunum yolu enfeksiyonlarının da yükselişe geçtiği bir dönemdir. Ayrıca havaların soğuması insanları daha çok kapalı alanda vakit geçirmeye mecbur bırakır. Kapalı alanlar, eğer kurallara dikkat edilemezse, virüsün yayılımı açısından açık alanlara göre daha tehlikelidir. İyi tarafından bakacak olursak doğru maske kullanımı, fiziki mesafe ve hijyen bizi her sene çok yaygın gördüğümüz üst ve alt solunum yolu enfeksiyonlarından da önemli ölçüde koruyacaktır" yanıtını verdi.

ÜLKE GENELİNDE SIKI TEDBİRLER GÜNDEME GELEBİLİR

Durum iç açıcı değil. Peki bireysel tedbirler yerine neden daha radikal adımlar atılmıyor? Hükümet ya da Bilim Kurulu ne bekliyor? Bilim Kurulu üyesi Kayıpmaz, dünyada ve Avrupa'daki hükümet yöneticilerinin katı önlemlere sıcak bakmadığını belirtti, işin ekonomik ve sosyal boyutu olduğunu söyleyerek şöyle devam etti:

"Biz hekimler olarak işin sağlık boyutunu düşündüğümüz için karantina uygulamasını savunabiliriz.

Ama bütün hükümetler konuyu bütün açılardan ele alarak karar vermek durumunda kalıyor. Bununla birlikte biz bireysel önlemlerde isteksiz davranırsak, tıpkı geçen hafta alınan kararlar gibi ülke genelini kapsayacak daha sıkı tedbirlerin alınması da gündeme gelebilir."

ANKARA İNİŞE GEÇECEK Mİ?

Salgının ilk döneminde vakaların yarıdan fazlası İstanbul'daydı. Şimdi batı, orta ve güneydoğu Anadolu'da vakalar yoğun. Peki Ankara'da vaka sayısı ne zaman ve nasıl azalır? Afşin Emre Kayıpmaz'ın bu soruya yanıtı şöyle oldu:

"Ne yazık ki aylardır söylediğimiz tedbirlere uyumdaki gevşeklik ve umursamazlık bizi şu anda içinde bulunduğumuz kırmızı haritayla karşı karşıya bıraktı. Maskesiz, mesafesiz, sınırsız sosyalleşmemiz umursamazca devam ettiği sürece, biz ne yaparsak yapalım, işimizin çok zor olduğu kesindir. İnsanlarımız da artık salgının yönetimine katkıda bulunmalıdır. İnsanlarımız sağlık çalışanlarımızla işbirliği içinde olduğu, tedbirlere harfiyen uyduğu sürece, il genelinde alınan tedbirlerin de etkisiyle önümüzdeki haftalarda düşüşe geçecektir diye umuyorum. Bununla birlikte umursamaz sosyalleşmemiz devam ederse, düşüşe geçmek için daha çok beklememiz gerekir."

Kayıpmaz, İstanbul için de uyarıda bulundu. Anadolu'dan İstanbul başta olmak üzere büyük şehirlere dönüşlerin devam ettiğini hatırlattı. Kayıpmaz, Bilim Kurulu üyelerinin tavsiyelerini ve önerilerini ise sık sık yöneticilerle paylaştığının altını çizdi.

TEK SORUN BİREYLER Mİ?

Bilim Kurulu üyesi Afşin Emre Kayıpmaz'ın açıklamaları böyle. Tabii ki bireysel önlemler ilk sırada. Ancak ekonomik ve sosyal koşullar göz önünde bulundurularak, artan vaka ve ölümler karşısında, devletin de alması gereken tedbirler yok mu? Kalabalık toplantılar, mitingler sürecek mi? Bu kış zor geçecekse sadece bireysel önlemlerle ya da sadece devletin alacağı tedbirlerle başarı yakalamak zor. Ancak ikisi birlikte olursa, mücadele başarılı olacaktır. Bunu pandeminin ilk döneminde gördük.