“Koronaya yakalanıp iyileşen kişi, yeniden hastalık kapabilir mi?"

İkinci soru da, "Tekrar kaparsa, hastalığı yine ağır mı geçirir?"

Konuyu alanının en iyilerinden iki ismine sordum; Bilim Kurulu üyesi de olan Prof. Dr. Alpay Azap ve Prof. Dr. Serhat Ünal…

Hatta Prof. Dr. Ünal’ın tecrübesi de var; enfeksiyon ve klinik mikrobiyoloji uzmanı olmakla birlikte, yakın geçmişte Covid-19’u yendi.

Prof. Dr. Ünal ile vaka sayısı en çok artan yaşadığımız Ankara üzerinde konuşurken, tekrar yakalanma oranını sordum.

Dünyada 27 milyon vakaya rastlandığını, 10 milyonunun çok yakından takip edildiğini, tekrar yakalanan sayısının oldukça az olduğuna dikkat çekti.

“Ama bu artmaz anlamına gelmez…” diye de ekledi.

ATASINA BAKARSAK

Virüsün atalarının davranışı üzerinde yaptıkları incelemeyle gelecek davranışını okuduklarının da altını çizdi.

Kendisinin tekrar hasta olma olasılığını sordum, her zamanki gibi, en ağır konuyu, en hafif ve leziz şekilde servis etme yetisini bir daha sergiledi.

Sakin üslubu ile virüsün reseptörlerinden; yani dışardaki bir sinyali hücre içine taşıyan proteini (S-Protein) anlattı.

Hücreye girişini de, virüsün atası nezleden yola çıkarak örnekledi:

“Nezle de benzer bir virüs, ama yerleştiği üst solunum yollarından aşağı inemediği için vücut da ona karşı antikor üretememişti. Oysa daha büyük sülaleden SARS VE MERS-COV akciğere girmeyi öğrendi. Vücut da onu tanıyıp antikor üretti. Aşısı da hazırdı ama kendi kendilerini bitirdiler.”

Covid-19’da aşı üretilmesi ve grip ile birlikte verilmesi durumunda vücudun antikor üretip, en kötü senaryoda 6 ay koruyuculuk sağlama olanağı bulunduğunu anımsattı.

Bunun da salgının hızının kesilmesi için yeterli bir süre olduğunu belirtti.

“ANTİKOR 4 AYDA YARISINA İNDİ…”

Prof. Dr. Ünal’a enfeksiyon kapıp iyileştikten sonra kendisinde üreyen antikor miktarını sordum.

“Benimki en üst seviyedeydi, 1/64 oranında antikor üredi” dedi.

Bugün vücudundaki antikor oranının hangi seviyeye olduğunu sorduğumda ise şu önemli bilgiyi aktardı:

“Virüse karşı vücudun tepki vermesi ya aşı ile hatırlatılır ya da virüsü görünce yeniden hatırlar ve antikor üretir. Bunda nasıl olacağını bilmiyoruz. Ama benim 1/64 olan seviyem 4 ay sonunda 1/32’ye indi. Ama 1/8 oranına kadar koruyuculuk sağladığı düşünülüyor…”

Aktardıklarından yola çıkarak şunu söyleyebilirim ki aşı bulunup yapılsa dahi salgın hızının kesilmesi için 6 aya daha ihtiyaç var.

İkinci önemli nokta ise kimse yakalandım kurtuldum sanmasın, tehlike geçmiş değil.

AZAP: YENİDEN YAKALANACAKSAK, KİTLE BAĞIŞIKLIĞI NASIL OLACAK?

Benzer görüşü yine enfeksiyon ve klinik mikrobiyoloji alanının en iyilerinden biri olan Ankara Tıp’tan Prof. Dr. Alpay Azap ile konuştum.

“Geçen haftanın en dikkat çekici gelişmesi, daha önce Covid-19 geçirip, iyileşmiş olan kişilerin tekrar Covid-19’a yakalanmalarıydı” diye söze girdi.

Tekrarlayan Covid-19 olgu sayısının iki elin parmağını geçmese de bu bulgunun, “salgını yakından takip edenleri dehşete düşürdüğüne” vurgu yaptı.

Salgının kontrol altına alınması için, aşıyla veya hastalığı geçirerek bağışıklık kazanan kişi oranının %50-60’ın üzerine çıkması, yani “kitle bağışıklığı” oluşması gerektiğinin konuşulduğunu anımsattı.

Ardından şu moral bozan soruyu yöneltti:

“Hastalığa tekrar tekrar yakalanmak söz konusu ise kitle bağışıklığı nasıl oluşacak? Hastalığı geçirmiş olmak bile koruma sağlamazken büyük umutlar bağlanan aşılar nasıl, ne kadar koruyacak?”

Prof. Dr. Azap, bu durumun mikrobiyoloji ve klinik enfeksiyon uzmanları olarak kendileri için şaşırtıcı olmadığını da belirtti; o da girip virüsünü örnek gösterdi.

Benzer şekilde dönemsel aşılarla sürecin aşılacağını bildirdi.

İKİNCİ KEZ YAKALANAN DAHA HAFİF GEÇİRİR…

Kızıl, kızamık, suçiçeği gibi hastalıklarda olduğu gibi bir kez yapılan Covid-19 aşısının ömür boyu koruma sağlamasının olasılığının bulunmadığına vurgu yaptı.

Ancak içimizi rahatlatan şu bilgiyi de devamında aktardı:

“Büyük endişeye de gerek yok. Solunum virüslerinin hemen hepsinde tekrarlayan enfeksiyon, birinciden genellikle daha hafif seyreder. Bu genel kural aşılananlar için de geçerlidir; hastalığa yakalanılsa bile daha hafif seyirli olması beklenir.”

Bugüne kadar birçok konuda yanıltmış olsa da “eldeki verilerin bu konuda yanıltmayacağını gösterdiğine” işaret etti.

Her iki bilim insanının sözleri net, bir kez yakalandım kurtuldum yok.

Fakat ilk geçirilenden daha hafif bir şiddette olacağı da görülüyor.

Keşke ömür boyu koruyacak bir aşı bulunsa, ama bu da görülmüyor.

Bunun için tek umut var o da bilime inanmak…