"Tarihi değiştiremeyiz ama doğru yorumlamasını sağlamak için tarihin hatırlanma biçimini değiştirmek elimizdedir. Bir yandan o meşum günleri hatırlarken milli iradenin üstün geldiğini gösterebiliriz. Şu anda üzerinde bulunduğumuz adada böylesine anlamlı bir duruş sergiliyoruz."

Yassıada zindanlarında yatan Faruk Nafiz Çamlıbel o günleri şu şiirle dile getirmişti:

Gün doğar, sohbetimiz yalnız ölümdür adada,
Gün batar, uykuda rüyâmız ölümdür yalnız.
Derseniz: Böyle cehennem mi olur dünyada?
Çok değil, bir gecelik bizde misafir kalınız!

*

Bilmiyor gülmeyi sâkinlerinin binde biri,
Bir vatan derdi birikmiş bir avuçluk karada.
Kuşu hicran getirir, dalgası hüsran götürür;
Mavi bir gölde elem katrasıdır Yassıada.

*

Gece zindanda Yusuflar sıralanmış yatıyor,
Yüzlerinden okurum sapsarı rü'yâlarını...
Kimi sehpâda görür kendini, çarmıhta kimi,
Ve ararlar yine zindandaki dünyâlarını...

*

Biz de Şeyhoğlu Satılmış gibi çizdik duvara:
Nice yıl dillere destân olacak nâmımızı.
Bu canım yurt ona gurbet, bize zindân oldu,
Geçtiler yanyana tarihe serencâmımızı.

*

Kerbelâ akşamının Marmara ufkunda tüten,
Çölü deryaya çevirmiş sel olan göz yaşımız,
Görerek kanlı bulutlarda Hüseyn'in yüzünü,
On Muharrem gibi mâtem tutuyor yılbaşımız.

*

Ya gezen bir ölü, yahut gömülen bir diriyim,
Mumyadır canlı da, cansız da bu kabristanda,
Gömdüler ruhumu yüz bir sene mahkûmu gibi
Cismim ayrılsa da ruhum kalacak zindanda."

*

Evler yıkılır, köyler olur hâk ile yeksân,
Virân yeri birkaç yıla varmaz onarırlar.
Yalnız şu gönül mülkü harap olmaya görsün;
Tamire yetişmez onu dünyada asırlar.

İdama giderken 'devletime ve milletime ebedi saadetler dilerim' diyen Başbakan Menderes, İdama giderken abdestini alıp namazını kılan ve celladına 'sen çekil ben iterim' diyen Fatih Rüştü Zorlu'nun, Maliye Bakanı Hasan Polatkan'ın anısına sahip çıkmak hepimizin boynunun borcudur.