Sitemizde, 23.02.2020 tarihinde “Öğretmenevi Müdüründen Milli Eğitim Bakanlığı ve Bakanlık Bürokrasisine Salvolar” (https://www.kamudanhaber.net/guncel/ogretmenevi-mudurunden-mill-egitim-bakanligi-ve-bakanlik-h427366.html) başlıklı bir haber yayınlanmıştı. Haberde; Beylikdüzü Atatürk Öğretmenevi Müdürü Adem Özel’in Bakan ve Bakanlık hakkında bir devlet memuruna yakışmayan ifadeleri sosyal medya hesabından paylaşması gündeme getirilmişti. “İtler istiyor diye atlar ölmez.” diyerek bitirilen paylaşımın yayınlanmasından bir gün sonra da öğretmenevi müdürü görevden alınmıştı. Öğretmenevi müdürü, görevden alınmasını haksız bularak mahkemeye taşırken hakkında soruşturma başlatılmıştı. Yürütülen soruşturma neticesinde ilgili kişiye ve paylaşımın altına ‘’İt ürür kervan yürür” yorumunu yapan Büyükçekmece Akçansa Fatih Sultan Mehmet Ortaokulu Müdürü Mehmet Albayrak’a, soruşturmayı yürüten müfettişlerce disiplin yönünden kınama ve idari olarak da yöneticilik görevlerinin üzerlerinden alınması teklifi getirildiği bilgisine ulaşıldı. Mehmet Albayrak hakkında, okulda ingilizce sınıfları açma ve kitap satışı konusunda devam etmekte olan bir soruşturma daha olduğu bilgisi de mevcut.

Buraya kadar her şey normal seyrinde gelişti. Doğru olmadığını temenni ettiğimiz iddialara göre ise; söz konusu kişilerin her ikisinin de bir sendikanın İstanbul şube başkan yardımcısı olmaları nedeniyle teklif edilen cezaların uygulanmaması için çabaların olduğu… Sendikanın, İstanbul Milli Eğitim Müdürlüğüne cezanın uygulanmaması yönünde baskı yaptığı iddia ediliyor. Müfettiş kökenli İstanbul İl Milli Eğitim Müdürü Levent Yazıcı’nın hakkaniyetli tutumu kamuoyunca bilinmekte... Levent Yazıcı’nın bu teşebbüslere prim vermesi beklenmiyor.

Sendikal vb. aidiyetlerin, soruşturmaların politikleştirilmesi ve adalet kavramının araçsallaştırılarak kişiye özel farklı uygulamalar sonucunu doğurması; sadece Milli Eğitim camiasına olan güveni yıkmakla kalmayacak aynı zamanda MEB personeli arasında sosyopolitik bir yıkıma da zemin hazırlayacaktır. Kişilerin sosyopolitik statüleri uygulamada ayrımcılığa neden olmamalıdır. Yeni Ömerlerin arandığı süreç ancak; Ömer’in adaleti ve “Kızım Fatma’da olsa aynı cezayı verirdim.” sözünün hayat bulabildiği bir zeminde gerçekleşme imkânı bulacaktır.