Anadolu Ajansı Editör programına konuk olan Bakan Ziya SELÇUK bir çok konuda önemli açıkalamalarda bulundu. Özelikle son dönemlerde MEB tarafından alınan kararların neden  sıklakla değiştiğine dair  yapılan eleştirilere dair şu açıklamalarda bulundu.

"Salgının bu kadar yükseleceğini önceden bilemiyorum ki"

Sene sonu sınavları konusunda durumun ne olduğunun sorulması üzerine Selçuk, şu bilgileri verdi: "Salgınla ilgili ilçe-ilçe, il-il, köy-köy nereden neyimiz var, ana sınıflarında kaç öğrencimiz temaslı. Ailede kaç kişi var? Birlerde, ikilerde, beşlerde, yedilerde kaç kişi var, bunların hepsini günlük izliyoruz. Hangi sınıf seviyesinde temaslı ya da pozitif birey sayısı fazladır, bunlar da günlük olarak görünüyor bizde. Bütün bunlarla alakalı olarak Sağlık Bakanlığı ve Bilim Kurulunun belirli bir eşik belirleyip, bu eşikten sonrasında yüz yüze de yapabiliriz, sınavı da yüz yüze yapabiliriz vesaire demeleri söz konusu. Bizim buradaki amacımız şu: Biz en başta desek ki hiçbir sınav yok hiçbir şekilde bir sorumluluk söz konusu değil. Bu inanılmaz bir gevşemeye ve önümüzdeki 5-6 senenin eğitim sistemini felç etmeye yönelik bir şeye dönüşecek.

Bizim süreç dinamiktir dememizin, duruma göre farklı davranırız dememizin eleştirildiği bazı durumlar da var. Daha önce böyle demiştiniz, şimdi böyle diyorsunuz. Ama koşullar değişti. Yani ben salgının bu kadar yükseleceğini önceden bilemiyorum ki ya da aşı ile ilgili sürecin tam olarak nasıl netleşeceğini, dünyadaki etkisinin ne olacağını tam olarak bilemiyorum ki. Eğer olumlu gelişme, değişme söz konusu olursa şunu şunu yaparız diye biliyoruz. Olumsuz olursa da şöyle bir hazırlığımız da var. 15 Şubatta hangi yaş gruplarında yüz yüze eğitime tam olarak geçebiliriz, bu konuda bir hazırlık yaptık. Bu hazırlıkla ilgili açıklamayı yapabilmem için yan taraftaki dosyada salgının seyrini ve Sağlık Bakanlığının verilerini görüyor olmam lazım. Bu veriyi gördükten sonra bunu devreye sokuyoruz."

Milli Eğitim Bakanı ZİYA Selçuk, açıklama yapmak ve yüz yüze eğitim konusunda her zaman kontrollü gitmeyi tercih ettiklerine değinerek, "Bunun nedeni şu; bir krizi yönetmekten riski yönetelim. Kriz çıksın da sonra buna çözüm bulalım, bununla uğraşmak istemiyoruz. O yüzde de bu çocuklarımızın yıl sonu sınav notunun nasıl olacağına ilişkin olarak şu anda olağan durumdaki mevzuatı esnetip, iki, üç tane sınav ve projeler, performans vesaire. Olağan durum değil ki olağan mevzuata göre karar verelim. Olağan üstü bir durum var. Onun için sadece tek sınav olabilir. O yüzden katılım puanı, proje, ödev vesaire olabilir diyoruz. Bunu diyebilmek için de yönetmelik değişikliği yapıp, bir esneme getirip ona göre karar veriyoruz. Yani hukuka da uygun olsun diye. Çünkü olağanüstü durum için bir salgın dönemi için mevzuat yazılmamış haklı olarak. Bu çerçevede baktığımızda biz öncelikle ikinci dönemin başlangıcı için neye hazırız, neyi planlıyoruz? Bu saat için müfredatın ne kadarından sorumluyuz. Biz diyoruz ki LGS haziranın ilk haftasında yapılacak. Şimdi ben bunu önceden söylemek zorundayım ama koşul değişirde bunu yapamazsak. Ama önceden böyle demiştiniz niye değiştirdiniz. Çünkü ihtiyaç oldu. Böyle bakmak durumundayız." diye konuştu.