Burdur'da 1923 yılında dünyaya gelen Emsal Yeşilgöz, ilkokul çağındayken 1930 yılında Burdur'a gelen Mustafa Kemal Atatürk'ü görme fırsatı bulan ender insanlar arasında yer aldı. O dönem okuduğu ilkokula gelen Atatürk'ün kahvaltı yaptığını ve kendileriyle sohbet ettiğini söyleyen Emsal Yeşilgöz, yaşadıklarını DHA'ya anlattı. Şimdi ailesiyle Antalya'nın Alanya ilçesinde yaşayan Emsal Yeşilgöz, Atatürk'ü gördüğü günleri yad ederken ve Atatürk'ten bahsederken gözlerinin içi parladı. Emsal Yeşilgöz, Atatürk'ün kız çocuklarını çok önemsediğini ve hepsinin okumasını istediğini anlattı.

'ATATÜRK EĞİTİME ÇOK ÖNEM VERİRDİ'

Atatürk'ün çok beyefendi bir insan olduğunu söyleyen Emsal Yeşilgöz, 1930 yılında Burdur İlkokulu'nda okurken Ulu Önder'in okulu ziyaret ettiğini ve orada kendileriyle kahvaltı yaptığını kaydetti. Babasının kasap dükkanı olduğunu, kahvaltı için de bir sürü yiyecek getirdiklerini aktaran Emsal Yeşilgöz, yaşının ilerlemesi nedeniyle anılarını parça parça hatırladığını belirtti. Emsal Yeşilgöz, Atatürk'ün parlak yüzlü olduğunu ve asla unutmadığını söyledi. Atatürk'ün eğitime çok önem verdiğini ve kendilerine öğütlerde bulunduğunu kaydeden Emsal Yeşilgöz, "'Yavrularım' dedi, 'Okuyorsunuz. Siz öğretmen olacaksınız. Bu milletin iyi öğretmenlere ihtiyacı var. En önemlisi öğretmendir' dedi. Öğretmenliğe çok ehemmiyet verirdi. Ama babam benim öğretmen olmama izin vermedi. Okula göndermedi" dedi.

'ATATÜRK ÖLDÜĞÜNDE 2 GÜN KENDİME GELEMEDİM'

Atatürk'ün kendisi için ölmediğini söyleyen Emsal Yeşilgöz, 10 Kasım 1938'de hayatını kaybettiğini öğrendiğinde bayıldığını ve 2 gün kendine gelemediğini anlattı. Emsal Yeşilgöz, "Ben o gün bayılmışım, hiç kendime gelemedim. Hastaneye götürdüler. 2 gün sonra kendime geldim ve Atatürk için mevlit okuttuk. 40'ı çıktı o zaman da mevlit okuttuk" diye konuştu.

'ATATÜRK KIZLARIN OKUMASINI, ÖĞRETMEN OLMASINI İSTEMİŞ'

Emsal Yeşilgöz'ün oğlu Soner Yeşilgöz (57), annesinden Atatürk ile ilgili yaşadıklarını sık sık kendilerine anlattığını aktarırken, şunları söyledi:

"Atatürk, Burdur'u ziyaretinde annemlerin okulunu ziyaret etmiş. Orada Atatürk ile sohbet ediyorlar. Sohbet sırasında da Atatürk kendilerine çok zor bir şekilde Cumhuriyet'i kazandıklarını ve onu korumaları gerektiğini, kızların da Cumhuriyetin korunması esnasında en güzel yapacağı mesleğin öğretmenlik olduğunu, yani kızların öğretmen olmalarını tavsiye etmiş. Kendi ilke ve inkılapları doğrultusunda hareket etmelerini istemiş. Tabi hepsi o şevkle öğretmen olmak istemiş. Annemin de tam okulu bitirme dönemine denk gelmiş. Annemin en çok hüsrana uğradığı olay, o dönemki şartlarda dedem annemi okutmamış. Bu üzüntünün sonrasında, benim ablam var onu öğretmen yapmış. Annemi derinden etkileyen ve üzen bir durum."

'ATATÜRK'E SEVGİLERİ KAT KAT ARTMIŞ'

Atatürk'ün hayatını kaybettiği zaman tüm ülkede olduğu gibi annesinin de büyük üzüntü yaşadığını anlatan Yeşilöz, şöyle konuştu:

"Annem o dönem defalarca rahatsızlanıp, annemin anlattıklarına göre hastaneye kaldırılma aşamasına gelmiş. Atatürk'ün onları ziyaret etmesi, hafızalarına kazınmış. Atatürk'e sevgileri kat kat artmış. Atatürk'ün onlarla sohbet etmesi, konuşması çok hoşlarına gitmiş. Hep bunu söylerdi. O zamanlar, 1930'larda Atatürk'ün 'Siz okuyacaksınız, öğretmen olacaksınız' diyerek öngörmesine rağmen o zamanki halk bu öngörüyü gerçekleştirememiş, okutmamışlar o yüzden böyle bir üzüntüsü var. Annem Atatürk kendileriyle konuştuğu için yakından takip etmiş. Özel yaşantısına kadar kitaplarda olsun, televizyonda, radyoda olsun takip etmişler. Mesela Atatürk'ün eşiyle ilgili bir anısını anlatırdı. Latife Hanım, Atatürk bahçede komutanlarıyla toplantı yaparken 'Gelmiyor musun artık Kemal' diye bağırmış. Atatürk ondan sonra Latife Hanımı, Avrupa'ya seyahate göndermiş. Devlet işlerinde kendisine, çalışmalarına engel olmasın diye onu göndermiş. Annem Atatürk'ü destekleyici şekilde gururla anılarını anlatır."