Aşıyla ilgili en sık sorulan sorulardan biri, "Aşı olmama rağmen COVID-19'a yakalanabilir miyim?" sorusu. Bu sorunun cevabı, evet. Aşı herkeste aynı etkiyi göstermiyor. Aşı olanlar da virüse yakalanabiliyor ve başkalarına bulaştırıyor.

Birçok kişi aşı yaptırdıktan sonra antikor testi yaptırıyor. Ancak aşıya karşı oluşan antikor üretiminin yanı sıra, hücresel immün yanıt da önemli rol oynuyor. Bu yanıtı değerlendirmek için ise rutin bir test bulunmuyor. Bu durumda antikor ölçmek ne kadar gerçeği yansıtıyor? Sağlık Bilimleri Üniversitesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Kemalettin Aydın bu konuyu TRT Haber'e değerlendirdi.

"Senin antikorun bu, benim antikorum bu... Bu doğru bir yöntem değil. Çünkü antikorunuz ölçülebilir olmasına rağmen, antikorlarınızın virüsü bloklama yeteneği olmayabilir. Antikorlarınız var olduğu halde hasta olabilirsiniz. Bu nedenle antikorum var diye bütün kuralları bir kenara atarak yaşamak böyle bir salgın döneminde doğru değil. İkincisi hücresel immünite dediğimiz arka bellek immünitesi diye bir tablo var. Antikorlarınızı tespit etmeseniz bile, hafızanızda, kayıt sistemi içersinde virüsü tanıyan bir hafıza var. Yeniden virüsle karşılaştığında hızlı bir şekilde savunma hücreleriyle, aktif duruma geçebilir. Öyle olunca da, antikorunuz var olduğu halde korunamayabilirsiniz, antikorunuz ölçülmeyebilir ama vücut savunma sisteminiz kendine ait hafıza kodlamasını tamamlamış olabilir. Virüsle karşılaştığında sizi koruyabilir. Bunların ikisi de bilimsel gerçek."

"Antikor ölçtürmek gerekli ve anlamlı değil"

Aşı sonrası ya da enfeksiyonu geçirdikten sonra yaklaşık 3 hafta sonra ölçülebilen antikor düzeyi ile hastalığa karşı ne derece korunma oluştuğunu kesin olarak söylemek mümkün değil. Antikor testi sadece bağışıklık sisteminin aşıya ya da virüse karşı antikor yanıtı verip vermediğini veya ne düzeyde verdiğini gösteriyor. Aşı olanlar da yeniden hastalığa yakalanabiliyor ancak asemptomatik ya da daha az semptomla süreci atlatabiliyorlar.

"7 milyar 800 milyon civarında insan var. Yani bu sayıda da savunma sistemi var... İmmünolojide her birinde ayrı bir cevapla karşılaşırız. Aşı verdiğiniz zaman bir yabancı madde vücuda veriyorsunuz ve vücuda diyorsunuz ki bu yabancı maddeyi tanı, bu senin için hastalık yapıcı, bir daha geldiği zaman buna karşı savunma hücrelerini aktif hale getir. Aşıdan sonra antikor ölçülmesi gerekli de anlamlı da değil... Ölçtürürsünüz, 250 -750 antikor pozitifliğiniz olur ama o antikorlarınız vücudunuza gelen virüsü bloklamayabilir. Böyle bir durumda hasta olma riskiniz devam eder. Zaten bunu da görüyoruz. Aşılanmış olmanıza rağmen hasta olursunuz ama durumunuz ağır ve ciddi olmaz anlamında bir yorumda bulunabiliyoruz. O nedenle antikor ölçmek tamamıyla virüse karşı savunma hücrelerimiz oluştu, bağışık olduk anlamına gelmez. Antikorumuz var, savunma hücrelerimiz var ama bağışık dememiz için virüsten bizi tamamiyle koruyor olması lazım. Bu da söz konusu olmayabiliyor."

Aşının etkinliği nasıl artırılabilir?

Aşının ekinliği bünyeye ve kişiye göre değişse de bazı araştırmalara göre basit davranış değişiklikleri vücudun COVID- 19 aşısına nasıl tepki vereceğini değiştirebiliyor. Düzenli egzersiz, beslenme ve uyku düzeni, aşının etkinliğini de olumlu ya da olumsuz etkileyebiliyor.

"Savunma sisteminizin hem fiziksel aktivite, hem uyku hem beslenme gibi sağlıklı bir ortamda olması lazım ki daha güçlü olsun. Diğer taraftan bir kısım romatizmal ilaçlar var, bunlar da aşının cevabını azaltabildiği için bu süreçte kullanılmamasını öneriyoruz."

Hamileler, emziren anneler, kanser hastaları, otoimmün hastalığı bulunanlar, bağışıklık baskılayıcı tedavi alanlar, kortizon alanların aşı olmadan önce doktorlarına danışması gerekiyor.