Dünyada faizler düştüğü için ve kaydi para sistemleri sulandırıldığı için birçok varlık bunlara karşı ralli yapıyor. Örneğin ons altın, dolar cinsinden %30’a yakın sıçradı yıl başından beri.

Bunu aynı zamanda altının dolara karşı hareketi olarak da okuyabilirsiniz. Altın, euro ve yene karşı da ayakta kaldı. Örneğin gram cinsinden (TL bazlı) altın fiyatları %50’den fazla fırladı.

Her şeyden önce, altının neden yükseldiği konusunda emin olalım. Finansal sistemin dayandığı civataların gevşemesi. Sebep bu. Küresel merkez bankaları piyasaya rezervleri sürdükçe bu para birimleri karşısında reel varlıklar değer kazanıyorlar. Bu ‘para pompalama’ makinesi soğudukça altın fiyatları da soluklanabilir.

Altın daima yükselmeyecek.

2011 yılında altın fiyatı ons başına 1.900 doları aşmıştı. Sonra 1.000 dolarlı seviyelere indi. 1.900’lerin yeniden yakalanması 9 yılı buldu!

Gram cinsinden altında da aslında durum uzun süre farklı değildi. TL’de zayıflık başlayana kadar altın yerinde sayan ve fırsat maliyeti ile para kaybettiren bir varlıktı. Şekilden de görülebileceği üzere 2011 ve 16 arasındaki 5 yılda altın fiyatları neredeyse orada kaldı.

Yerli yerinde...

Bir yerde yerinde saydı aslında...

Paranın getirisi olan faize göre ölçtüğümüzde fırsat maliyetini buluyoruz. Böylece altın gerçekten kazandırmış mı bunu buluyoruz. Son 4 yılda yaklaşık 4,5 katına çıkarak elbette altın açık ara kazanan oldu. Ne var ki geçmiş performans gelecek için garanti değil.

Altın son yıllarda harika getiriler yarattı ve günümüzde de çok kıymetli bir yatırım aracı. Ancak bu her sene böyle devam etmeyebilir.

Bir başka konu ise altının saklanmasına ilişkin.

Ülkemizde az bilinmekle beraber elinizdeki altınları tahvil şeklinde saklamanız da mümkün. Üstelik bunun için faiz de kazanabilirsiniz. Özellikle daha uzun vadeli şekilde altına yatırım yapanlar için faiz ödemeyen bir enstrümandan faiz kazanmak çok mantıklı. Yani altın faiz ödemez kanısı da yanlış.

HABERTÜRK