Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün de eleştirilebilmesi gerektiğini savunan Ahmet Hakan 'ülkenin kurucu liderine gösterilmesi gereken asgari saygı ve nezaketten uzak tiplerin cüretkarlıklarını gördükçe' bu görüşten vazgeçtiğini söyledi.

Hakan, 'Ben artık Atatürk'ün kanunla korunmasına karşı değilim' başlıklı yazısında şu ifadeleri kullandı:

"Eskiden karşıydım Atatürk'ün kanunla korunmasına. Bu konu ne zaman açılsa hep şöyle derdim:

'Yahu dünyanın neresinde görülmüştür vefat etmiş bir liderin kanunla korunması? Ne yani? Atatürk'ün kanunla korunmaya ihtiyacı mı var? Atatürk de eleştirilebilmelidir. Bırakalım da eleştirecek olan eleştirsin.'

Fakat sonraları Atatürk'e karşı içinde biriktirdiği zehri kusmak için hiçbir fırsatı kaçırmayan hadsizleri gördükçe... Dikkat çekmek için Atatürk'ün özel hayatına yönelik iftiralar sıralamayı marifet bilen müptezelleri gördükçe... Efendice bir Atatürk kritiği yapmak yerine Atatürk'ün annesine bile dil uzatmaya kalkışan terbiyesizleri gördükçe... Ülkenin kurucu liderine gösterilmesi gereken asgari saygı ve nezaketten uzak tiplerin cüretkarlıklarını gördükçe...
Vazgeçtim bu görüşten. Şöyle dedim: 'Koruma kanunu varken böyle yapıyorlar, bir de kanun olmasa kim bilir neler yaparlar.'

İşte böyle diyerek vazgeçtim o görüşten. Ne vazgeçmesi! 'Aman! Aman!' diyerek hızla uzaklaştım.

Mademki ülkenin kurucusunun hatırasına sövmek için yanıp tutuşan müptezellerin dizginlenemez bir hevesi var. O halde bu müptezellerin bu aşağılık heveslerini dizginlemek için kanuni bir barikat şart!

'Ama başka yerlerde yok' falan diyerek bu görüşüme itiraz edecek olanlara ise şöyle demek isterim: İyi de başka yerlerde bizdeki gibi ülkelerinin kurucu liderine sövmek için yanıp tutuşan, fırsat kollayan, imkan arayan