Adalet Bakanlığı İnsan Hakları Dairesi Başkanlığı (İHDB), Anayasa Mahkemesinde görülen bir bireysel başvuruya verilen görüşün, bağlamından koparılarak farklı bir şekilde yansıtıldığını açıkladı.

Adalet Bakanlığı İHDB'nin internet sitesinden yapılan açıklamada, bazı basın ve yayın kuruluşlarında, Anayasa Mahkemesine verilen bir görüşün, "eşcinselliğin İslam dininde haram kabul edildiği, bu nedenle tutuklama kararının hukuka uygun olduğu" şeklinde yansıtılması üzerine, söz konusu yorum ve iddialarla ilgili kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi amacıyla basın açıklaması yapılmasına ihtiyaç duyulduğu belirtildi.

Anayasa Mahkemesine yapılan bireysel başvurulardan Adalet Bakanlığına bildirilenlere ilişkin, Bakanlıkça yazılı görüş hazırlanarak Anayasa Mahkemesine sunulduğu hatırlatılan açıklamada, bu kapsamda, bireysel başvuruların kabul edilmeye başlandığı 23 Eylül 2012'den bugüne kadar 4 bin 330 bireysel başvuru dosyası ile ilgili Anayasa Mahkemesine görüş verildiği, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine (AİHM) de 1 Mart 2012'den itibaren 1889 başvuru dosyası hakkında görüş hazırlandığı aktarıldı.

Açıklamada, "Başkanlığımızca sunulan görüşlerde, öncelikle idari veya adli makamların takdirleri tespit edilmektedir. Tespit yapıldıktan sonra konuya ilişkin Anayasal ve yasal hükümler ile Anayasa Mahkemesi ve AİHM içtihatları doğrultusunda idari ve yargısal makamların takdirleri incelenmektedir." denildi.

Somut başvuruda da bu yöntemin izlendiği belirtilen açıklamada, "Görüş yazımızda, soruşturma makamlarının tutuklamaya gerekçe gösterdikleri olgusal temellerin iddianamede ne şekilde yer aldığının belirtildiği bölümün bağlamından koparılarak, farklı bir şekilde yansıtıldığı görülmektedir." ifadeleri kullanıldı.

Bakanlıkça görüş oluşturulurken, öncelikle Anayasa'nın "kişi hürriyeti ve güvenliği" kenar başlıklı 19. maddesinin esas alındığı, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun "tutuklama nedenleri" kenar başlıklı 100 ve devamı maddelerine göre değerlendirme yapıldığı aktarılan açıklamada, Bakanlık görüşünde, başvurucunun üzerine atılı ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 216. maddesinde düzenlenen "Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama" suçunun maddi ve manevi unsurlarına ilişkin, Anayasa Mahkemesi ve Yargıtay içtihatlarına da ayrıntılı şekilde yer verildiğine işaret edildi.

Açıklamada, "Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 'Özgürlük ve güvenlik hakkı' kenar başlıklı 5. maddesine ilişkin, AİHM ve Anayasa Mahkemesi kararları referans alınmıştır. Söz konusu metnin başka referanslarla sunulduğu iddiası gerçeği yansıtmamaktadır." ifadeleri yer aldı.