Örgütün uzun yıllar boyunca 'ışık evleri'nde yetiştirip beynini yıkadığı gençleri yargı, Emniyet, TSK, MİT, üniversiteler ve bilimsel kuruluşlara yerleştirdikleri aktarılan raporda, "Yargıyı araç olarak kullanan FETÖ'nün, hedefleri siyaseti dizayn etmek, toplumu kontrol altına almak, hükümeti yıkmak ve kendi amaçları doğrultusunda faaliyet gösteren bir siyasi düzen tesis etmektir" tespitleri yer alıyor.

Rapora göre 2010 Anayasa değişikliğinden sonra FETÖ, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunu (HSYK) ele geçirdi. Bu aşamadan sonra FETÖ istediği yargı kararını aldıracak güce ulaştı. Ardından örgüte boyun eğmeyen veya farklı düşünenleri hedef haline getirdi. Haklarında yargı kararları alındı, operasyonlar yapıldı. Başta TSK olmak üzere devlet kurumlarındaki FETÖ üyesi olmayanlar tasfiye edildi.

17-25 Aralık darbe girişimi döneminde FETÖ'nün Emniyet'teki operasyonel ve istihbarat birimlerinde yüzde 90 oranında kadrolaştığı kaydedilen raporda şu ifadeler dikkat çekiyor: Aynı dönemde 81 il emniyet müdüründen 75'i FETÖ üyesiydi. Ankara Polis Koleji öğrencilerinin yüzde 50'sine yakını FETÖ ile bağlantı halindeydi. FETÖ, MİT'e sızma faaliyetinde de bulundu. Ancak MİT'e diğer güvenlik birimlerine olduğu kadar kapsamlı sızamadı. 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında MİT ile ilişiği kesilen FETÖ üye sayısı 500'den fazla.

FETÖ 1986'dan itibaren askeri liselere giriş sınavı sorularını elde etmesiyle TSK'yı ele geçirmeye başladı. FETÖ ayrıca, kurmaylık sınav sorularını da çaldı ve üyeleri hızla üst rütbelere tırmandı. Baskı, mobbing ile kendi üyesi olmayanları emeklilik ve istifaya zorladı.