Milli Eğitim Bakanlığı dün bu saatlerde 20 bin sözleşmeli öğretmenin daha atamasını gerçekleştirdi. Ataması yapılan öğretmen adayları sevinçlerini sosyal medyada paylaştı. 2019 KPSS puanları ile karma atamanın mağdıuru olduğunu belirten öğretmen adaylarının ise öğretmen ataması talepleri sürüyor. Bu konuya bugün paylaştığı yazıyla değinen Eğitim Yazarı Abbas Güçlü, 2019 KPSS puanlı adayların da sesini duyurdu.

İşte Abbas Güçlü'nün kaleminden o yazı:

Ek atama!

Yüz binlerce öğretmen atama bekliyor. En çok da tam göreve başlayacağız derken kadroları avuçlarının içinden kayıp giden 2019 KPSS’liler.

Ölçme değerlendirme kazası nedeniyle derin hayal kırıklıkları yaşıyorlar. Olası bir ek atama hem okullarımızı hem de onları ve diğer öğretmenlerimizi fazlasıyla rahatlatacaktır!

Boş kontenjanlar?

Öğrenciler içerisinde şu anda en mağdur durumda olanlar mini mini 1’ler ve lise 1’ler! Yeni öğretim yılı telafi eğitimle başladığı için pek çoğunun hâlâ sınıfı ve öğretmeni belli değil. Heyecanları yarım kaldı. Umarız yüz yüze eğitime ilk başlayan onlar olur. Lise 1’lerden de hâlâ okul bulamayanlar var. Boş kontenjanlar ise kilitlenmiş durumda. 3. ek yerleştirme olacak mı?..

Sınavla öğrenci alan okullardaki kontenjan açıkları ne olacak? Yüz binlerce öğrenci o liselere girmek için büyük hayaller kurarken, boş kontenjanlarla yeni öğretim yılına başlamaları ne kadar adil?

Kayıt koşulları ve ek yerleştirme süreci içinde bulunduğumuz şartlar çerçevesinde biraz daha esnekleştirilemez mi?

Pandemi nedeniyle geçen öğretim yılında tüm öğrencileri bir üst sınıfa geçiren MEB, normal dönem kayıt koşullarına, hak, hukuk, adalet çizgisini bozmadan, kaliteden ödün vermeden, adil bir açılım getiremez mi?..

Okulla ilk tanışıklık çok önemli.

Hemen hepimiz, öğrencilik yıllarımızdaki pek çok anıyı unuttuk ama okula başladığımız ilk günün hatıraları hâlâ taptaze! Bu yüzden, mini mini 1’lere yönelik ayrıntılar çok önemli.

Telafi eğitimi sürecinde abiler, ablalar uzaktan eğitim alırken onlar için de bir şeyler yapılsa iyi olur.

Bu, ders ya da telafi eğitimi şeklinde değil, okula hazırlık çerçevesinde sohbetler şeklinde de olabilir, eğitimle ilgili kavramların paylaşımı da olabilir.

En azından, uzaktan eğitim süreci uzarsa, ona bir hazırlık olur!..

Bu arada uzaktan eğitimle ilgili olarak ciddi yakınmalar söz konusu. Pek çoğu da teknik aksaklıklar.

Benzeri zorluklar en gelişmiş ülkelerde de sorun yaratıyor.

Ani ve uzun süreli olduğu için tıpkı aşı konusunda olduğu gibi hızlı çözümler üretilmedi.

MEB, özellikle de Ziya Hoca bu konuda çok titiz ve elinden geleni yapmaya çalışıyor. İlgili kurumlar kapasite artırımına gidiyor!

Umarız kısa sürede hem herkesin bir bilgisayarı olur hem de internet erişimi hızlanır...

Özel okullar ciddi anlamda kan kaybetmeye devam ediyor.

Görünen o ki vakıf üniversitelerinde de durum farklı değil!

Kayıt oranları beklenenin çok altında gerçekleşirse hiç şaşırtıcı olmaz!

Gerekçe çok net.

Eğitim uzaktan online olmaya devam edecek ama ücretler aynı kalacak ya da sürekli artacak!

Velilerin isyanı buna!

Hükümetin KDV oranını yüzde 8’den 1’e indirmesi hiç ama hiç etkili olmadı!

Kolejlerde erken ödeme avantajları nedeniyle, velilerin pek çoğu KDV’siyle birlikte ücretlerini çoktan ödemişti. Onlar şunu da çok iyi biliyorlar ki özel okullardan ve devletten para iadesi almak mümkün değil!..

MEB ve YÖK bu konuda daha aktif rol almak zorunda, yoksa, mağdur olan öğrenci, öğretmen ve veliler olacaktır! Bu da sektörün zora girmesi demektir!

Sektör zora girerse de her evde matem havası esecektir!..