Yeni Şafak'ın ulaştığı bilgilere göre bu büyükelçilerin, bürokratik yavaşlıktan sonra üst düzey görüşme yapamamaları gündemde. Randevu talepleri karşılanmayacak veya ağırdan alınacak. Gerilim sürerse elçiler 'yok sayılacak'. Bu durumda görevlerini yapamaz hale gelen büyükelçilerin varlıklarının anlamı kalmıyor.

ABD'nin de aralarında bulunduğu 10 büyükelçinin, Osman Kavala'nın yargılama sürecine ilişkin Türk yargısını hedef alan ortak açıklamalarının yankısı sürüyor. Dışişleri Bakanlığı'na çağrılarak toplu olarak uyarılan ve Türkiye'nin tepkisi iletilen büyükelçiler konusunda son olarak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Söyledim Dışişleri Bakanımıza, bizim bunları ülkemizde ağırlamak gibi bir lüksümüz olamaz. Türkiye'ye böyle bir ders vermek haddinize mi sizin?" açıklaması yapmıştı. Bu açıklama, büyükelçilere yaptıklarının faturasını ödetecek olası karşı adımları gündeme getirdi.

AŞAMALI HAMLELER

Yeni Şafak, Erdoğan'ın bu sert açıklamaları sonrası Türkiye'nin büyükelçilere yönelik nasıl bir yol izleyeceğini araştırdı. Diplomaside yerleşik kurallar uyarınca, Türkiye'nin egemenlik haklarını açık şekilde ihlal girişiminde bulunan büyükelçiler, Viyana Sözleşmesi'yle yüzleşmek zorunda kalacaklar. Diplomaside, persona non grata (istenmeyen adam) ilanı, son seçenek. Ancak bu seçeneğe kadar aşama aşama uygulanabilecek diplomatik hamleler bulunuyor.

KISITLAMALAR GÜNDEMDE

Türkiye karşıtlığında buluşan büyükelçiler için bürokratik talep ve işlemlerini yavaşlatıcı uygulamalar devreye girebilir. Türkiye Cumhuriyeti dahilinde büyükelçilerin taleplerine olumlu yanıt verilmemesi, üst düzey görüşme, randevu isteklerinin reddedilmesi gibi tedbirler, bu doğrultuda ilk etapta uygulanabilecek karşılıklar arasında. Gerilimin sürmesi halinde bu tedbirlerin bir ileri aşamasında ise büyükelçileri 'yok sayma' seçeneği yer alıyor.

SON ÇARE DEPORT

Büyükelçilerin, Viyana Sözleşmesi 41. maddesi 1'inci fırkasında düzenlenen "bulunduğu devletin içişlerine karışmama" görevini ihlal ettiği gerekçesiyle "persona non grata(istenmeyen adam)" ilan edilmesi yer alıyor. Ancak Ankara henüz bu aşamadan uzakta ve süreci izliyor. Ankara, Osman Kavala hakkında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararının yerine getirilmesi konusundaki taleplerin konuşma zeminini Avrupa Komisyonu olarak görüyor.

Kıymet Sezer