Toplum ailelerden oluşur. Aile, toplumun en küçük yapı taşıdır. Bu taşın sağlam olması, yapının sağlam olması anlamına gelir. Eğer bir toplumu yok etmek istiyorsanız önce aileyi yozlaştırmanız, eğitim sistemini bozmanız yeterlidir. Bozulan aile ve eğitim sistemi, kanserli hücreye benzer. Nasıl kanserli hücre kendisi gibi kanserli hücre üretirse, bozulan aile ve eğitim sistemi de aynı işlevi görür. Bu sebeple ailenin yaşaması ve yaşatılması önem arz eder.

Güçlü aile yapısının özünde, ailenin güçlü kültürel özelliği yatar. Ailede ebeveynin liderlik özelliği, değerlere bağlılığı, dürüst ve ahlaklı olması, ailenin biçim olarak doğru oluşmasına uygun ortam yaratır. Bir ebeveynin çocuğuna bırakabileceği en önemli miras, dürüst, ahlaklı olmak ve iyi bir soyadı bırakabilmektir. Bu sebeple güçlü ailenin ilk mihenk taşı, ebeveynin etik ve ahlaki değerlere bağlılığı ile ortaya çıkmaya, şekillenmeye başlar.

Etik ve ahlaki ilkelere bağlı olan ebeveyn, aile ortamında yalan konuşmadığı, dedikodu yapmadığı, başkalarına iftira atmadığı için, çocuklar bu tür gayriahlaki olaylardan uzak yetişir. Doğal olarak çocuklar, bu tür olumsuz kavramlarla hasbihal olmadığından, toplumu var eden değerlere ve inançlara uygun karakter ve kişilik oluşturmaya başlar. Ailede küçük de olsa pembe yalanların kullanılması, aile içerisinde bireylerin birbirine güvenmemesine neden olur.

Ailenin gelir ve gider durumu güçlü bir değer sisteminin oluşturulmasında önemli rol oynar. Helal yoldan kazanılan 2 TL’nin haram yoldan kazanılan 5 TL’den daha önemli ve değerli olduğunu öğrenen çocuklar, iş yaşamına atıldıklarında gözünü haramdan uzak tutar, haram yolla kazanacağı hiçbir şeye tenezzül etmez. Bu sebeple, güçlü aile kültürünün en önemli bileşenlerinden birisi helal kazanç ve helal lokmadan geçer.

Aile içerisinde ebeveyn ebeveynliğini, çocuk da çocukluğunu bildiğinde herhangi bir sorun çıkmaz. Başka bir anlatımla büyüklerin küçükleri sevmesi, küçüklerin de büyüklere saygı göstermesi, uyumlu ve nitelikli aile ortamının oluşmasında etkili rol oynar. Özellikle aile bireylerinin birbirine karşı kullandıkları nezaketli ve saygılı konuşma dili, aile içi iletişimin parametrelerini oluşturur. Bu nezaketli dil, ailede saygısız ortamları ortadan kaldıracağı gibi, pek çok sorunun ortaya çıkmadan çözümlenmesine de uygun ortam yaratır.

Aile içerisinde herkesin uyacağı, kurallar ve ilkeler olmalıdır. Akşam saat kaçta evde olunacağı, yemeğin ne zaman yeneceği, sofrada uyulacak tertip ve düzenin nasıl olacağı aile bireyleri tarafından bilinmeli ve disiplinli bir şekilde uygulanmalı, taviz verilmemelidir. Çocukluğumun geçtiği ailemizde akşam ezanından önce evde olmak, büyükler oturmadan sofraya oturmamak, yemek yerken konuşmamak, yemek esnasında ne tür sorun olursa olsun, sofraya yansıtmamak, yiyeceği kadar tabağına yemek almak, şükredip sofradan kalkmak, tabağı ve kaşığı bulaşık yıkanacağı yere koymak, sofrada sol eli kullanmamak, aile sırlarını başkalarıyla paylaşmamak, başkalarının özeli ile ilgilenmemek gibi kurallar vardı. Çocukluk günlerimde bu kurallardan bunalıp bazen karşı çıkmama rağmen, bugün bu kuralların ne kadar önemli olduğunu daha iyi anlıyorum. Ailemizde kimse sofradan kovulmadı ve kimse karnı doymadan sofradan kalkmadı. Çünkü sofrada sadece yemek yendi ve şükredildi.

Aile kültürünün diğer önemli bileşeni hiç şüphesiz bazı seremonileri, törenleri hep birlikte yaşamaları ve yaşatmalarıdır. Özellikle dini bayramlarda tüm aile bireylerinin baba ocağında toplanması, namazdan sonra bayramlaşılması, küslerin, dargınların barışması, eş dost akraba ziyaretlerinin yapılması, nişan, nikâh ve düğünlerin el birliği ile ifa edilmesi, doğum günlerinin kutlanması, aile bireylerinin birbirlerine karşı olan sevgi ve saygı bağlarının güçlenmesinde etkili olur.

Güçlü aile kültürünün tesis edilmesinde aile büyükleri etkilidir. Aile büyüklerinin hikâyeleri, öyküleri, biyografileri, kahramanlıkları, değerleri ve ilkeleri, çocuklarına aktardıkları önemlidir. Bu durum aile bağlılığını artırır. Çocuklar ve torunlar, bu tür aile yapısında büyüdüklerinde, ailelerinden öğrendikleri değerleri yaşatmaya ve kuşaktan kuşağa aktarmaya özen gösterirler.

Güçlü aile kültüründe yetişen çocukların öz yönetim becerileri de yüksek olur. Kişilik gelişiminde rol model olan örnekler, davranışlar ve aile içi ilişkiler, güçlü kişiliğin oluşumunu destekler. Toplum içerisinde daha çok ebeveyn ego durumunda davranırlar ve kendilerini toplum içerisinde taşıma konusunda sorun yaşamazlar.

Güçlü aile kültürünün yaşandığı ailelerde yetişen çocuklar, sorun çözme konusunda yetkindirler. Öncelikle dinleme, izleme, anlama, kendisini ifade etme konusunda oldukça başarılıdırlar. Çocuklar genç ve yetişkin olduklarında, aileden öğrendikleri bu yaklaşımları uyguladıkları için hem farklılıkları hemen ortaya çıkar hem de liderlik becerilerini daha kolay sergileyebilirler. Anadolu kültüründe asil aile evladı olarak ifade edilen çocuklar, bu tür özelliklere sahip ailelerde yetişen kişilerdir.

Aile kültürünü besleyen faktörler arasında okuma ve araştırma kültürü önemli yer tutar. Ailede dede, baba, anne okuyorsa, okunan ve dayanağı olan bilgiler tartışılıyorsa, olaylara eleştirel yaklaşım yapılıyorsa, yaratıcı düşünceler destekleniyorsa, çocukların bilgi ve düşünce dünyaları doğru bir şekilde formatlanıyor demektir. Evde hurafeler konuşuluyor, bilimsel dayanağı olmayan inançlar hakim oluyor, kalıp yargılar paylaşılıyor ve bunların üzerine bir de fanatizm destekleniyorsa, gelecek için potansiyel tehlike olacak bireyler yetişiyor anlamına gelir. Güçlü aile kültürünü besleyen dinamikler, bilimsel düşünce ve okuma kültürüdür.

Aile kültüründe önemli olan çocuğun aileye bağlılık duyması ve aileye adanmışlık düzeyidir. Özellikle anne-babadan sevgi ihtiyacını karşılayamayan, ön koşullu sevilen, eleştirilen, kıyaslanan, dışlanan çocuklar, aileye karşı olumlu duygu ve düşünce içerisinde olamaz. Bu çocuklar, kendilerine sevgi gösterisinde bulunan kişilerin her istediğini yapmaya ve onların sevgisini kaybetmemek için yasadışı yollara dahi sapmaya başlayabilirler. Çocuklarınızı sorunlu insanların emellerine alet etmek istemiyorsanız, aile kültürünüzde ön koşulsuz sevgiyi ve saygıyı tesis etmeniz, çocuklarınızın sevgi ihtiyacını karşılamanız gerekir.

Ailede eşler farklı dünyaların insanı ise, değerlerde, ilkelerde ve normlarda aynı dili konuşmuyorlarsa, olaylara farklı bir şekilde yaklaşıyor, birbirlerine tahammül edemiyorlarsa, bu aile, aile kültürünü oluşturamadığı gibi, tutarsız, dengesiz ve sorunlu çocukların yetişmesine de neden olur. Başka bir anlatımla aile içi ilişkiler ağı, çocukların gelişiminde önemli bir etkiye sahiptir.

Aile içerisinde her zaman her şey güllük gülistanlık olmaz. Zaman zaman çatışma, fikir ayrılıkları ve ciddi sorunlar ortaya çıkabilir. Bu aşamada yaşanan sorunlara yıkıcı olmadan yapıcı bir biçimde çözüm yolu bulmanın en önemli belirleyicisi, ailenin güçlü kültüre sahip olmasıdır. Güçlü aile kültürü güçlü, kalıcı, samimi ve değerlere dayalı ilişkiler ağı yaratır.

Sonuç olarak güçlü aile kültürü, aile için bir habitattır. Ailede yetişen çocuğa sunulan değerler, inançlar, roller ve kurallar dizisini içerir. Güçlü aile kültürü, ailenin büyüklerinden miras alınır ve gelecek kuşaklara aktarılır. Aile büyüklerinden miras alınmasa da yaratılabilir. Güçlü aile kültürünü yaratmak, kişiliği oturmuş, ne istediğini bilen iletişime açık ve sürekli öğrenme merkezli olan eşlerle mümkün olur. Bu tür bir ailede yetişen çocuk, henüz okula gelmeden pek çok şeyi öğrenmiş ve hayata transfer etmeye başlamıştır. Ailenin değerlerini yaşama ve yaşatma konusunda daha kararlı ve istikrarlı davranışlar sergilerler. Toplum içerisinde parmakla gösterilen ve saygı duyulan bir fert olarak anılır. Güvenilir, tutarlı davranışları, yaklaşımları ve düşünceleri vardır. İyi ve örnek çocuklar yetiştirmek istiyorsanız, çocuk eğitiminden önce iyi bir aile olmaya ve güçlü bir aile kültürü yaratmaya özen gösteriniz. Güçlü bir aile kültürü, çocuk açısından güçlü bir sosyal sermayedir.