İSTANBUL (AA) - ALQST Kurucu ve Direktörü Yahya İbrahim Assiri, gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayetine ilişkin Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ın, "Cinayetin sorumluluğunu alıyorum." yönündeki açıklamasını "Demokratik ülkelerde bu söz çok önemli ama Suudi Arabistan'da hukuk ve demokrasi olmadığı için bunun bir karşılığı olmadı." şeklinde değerlendirdi.

Dünyanın farklı coğrafyalarından küresel fikir liderlerini, akademisyenleri bir araya getiren ve "Küreselleşmenin Krizi: Riskler ve Fırsatlar" başlığı altında konuların ele alındığı TRT World Forum, İstanbul Kongre Merkezi'nde devam ediyor.

Assiri, "Cemal Kaşıkçı Cinayeti: Bölgesel Jeopolitiğin Bir Yansıması mı?" başlıklı oturumda yaptığı sunumda, Suudi Arabistan rejiminin antidemokratik uygulamaları üzerinde durdu.

Veliaht Prens Muhammed bin Selman'ın, "Cinayetin sorumluluğunu alıyorum." açıklamasına dair konuşan Assiri, şunları söyledi:

"Muhammed bin Selman 'Cinayetin sorumluluğunu alıyorum.' dediğinde, demokratik ülkelerde bu söz çok önemli ama Suudi Arabistan'da hukuk ve demokrasi olmadığı için bunun bir karşılığı olmadı. Demokratik bir ülkede biri sorumluluğu üstlenirse hukuk ve parlamento devreye girer, o kişi yargılanır ve görevden alınır. Ama bu Suudi Arabistan'da mümkün değil."

Kaşıkçı öldürülmeden önce aralarında geçen diyaloğu da aktaran Assiri, Kaşıkçı'nın Muhammed bin Selman'a bir mektup yazacağını ve demokratik-yumuşak bir geçişin sağlanması için reform talebini ileteceğini kendisine bildirdiğini anlattı.

Bu konuşmadan 10 gün sonra Kaşıkçı'nın öldürüldüğünü belirten Assiri, "Muhammed bin Selman bunun sorumluluğunu üstlenecek ve ceza alacak. Bunun sözünü verebilirim." ifadelerini kullandı.

Yahya İbrahim Assiri, Suudi Arabistan'ın hiçbir zaman demokratik bir ülke olmadığını ama şu an her zamankinden daha kötü olduğunu anlatarak, "Cemal Kaşıkçı cinayetini de düşünürsek bu suç zinciri içerisinde daha kötü bir ülke haline geldi. Yemen'i yerle bir ettiler. Lübnan Başbakanı'nı kaçırdılar ve istifaya zorladılar. Bu olacak şey değil. Rejime karşı olan, sorgulayan herkes hapishaneye atıldı. Hapishanelerde yaşanan işkenceleri duyduk. Özellikle insan hakları savunucuları işkence gördü. Kadınlara yönelik daha ağır işkenceler yapıldı. İşkencenin hala devam ettiğini geçen günlerde gelen bilgiyle öğrendim. İnsan hakları ihlalleri devam ediyor." diye konuştu.