BERLİN (AA) - Dünya Ekonomik Forumu (WEF) tarafından yeni tip koronavirüsün (Kovid-19) risk görünümüne dair hazırlanan raporda, uzun süren bir küresel resesyon endişesine dikkat çekildi.

WEF'in Kovid-19’un etkilerine ilişkin anket yöntemiyle hazırladığı “Kovid-19 Riskleri Görünümü” raporu yayımlandı.

Raporda, yaklaşık 350 risk yöneticisinin üçte ikisi gelecek 18 ay boyunca dünyaya dair en büyük endişelerinin “Kovid-19 pandemisinden dolayı uzun süren bir küresel resesyonu” gösterdi.

Risk yöneticilerinin yarısı, özellikle başta gençler arasında, yüksek yapısal işsizlik beklediğinin aktarıldığı raporda, Kovid-19’da ikinci dalga veya farklı bir bulaşıcı hastalık üçüncü en büyük endişe kaynağı olduğu belirtildi.

Büyük ekonomilerde mali durumun zayıflamasının dördüncü en büyük endişe olarak sıralandığı raporda, belirli ülkelerdeki sanayinin veya sektörlerin tamamen toparlanamaması beşinci sırada yer aldı.

WEF’in raporunda, büyük şirketlerin ve KOBİ’lerin iflaslarında artış ve şirketlerin satın almayla bir birleşme dalgası altıncı en büyük endişe kaynağı olarak ifade edilerek, insanların ve malların sınırlarda daha sıkı kısıtlamalara maruz kalması da söz konusu en büyük endişe kaynaklarının içinde yedinci sırada gösterildi.

Küresel tedarik zincirlerinde uzun süreli bozulmanın beklendiğine yer verilen raporda, dünyanın çevresel, toplumsal ve teknolojik risklerin geniş zincirleme etkisine hazır olmadığı savunuldu.

Raporda çevrenin korunmasına dair hedeflerin salgından dolayı geri planda kalma riski olduğu belirtilerek, hükümetlerin “yeşil bir ekonomik toparlanma” için çalışması gerektiğine vurgu yapıldı.

Rapora ilişkin değerlendirmelerine yer verilen Dünya Ekonomik Forumu Genel Müdürü Saadia Zahidi, “Kovid-19 krizi yaşamları ve geçim kaynaklarını mahvetti. Bu, geniş ölçüde sonuçları olan bir ekonomik krizi tetikledi ve geçmişin eksik yönlerini açığa çıkardı.” ifadesini kullandı.

Zahidi, dünya liderlerine risklere karşı ve salgının etkisini yönetmek için birlikte çalışma çağrısı yaparak, “Şimdi, bu krizi işleri farklı yapmaya, daha sürdürülebilir, dirençli ve kapsayıcı daha iyi ekonomiler oluşturmaya yönelik kullanmak için eşsiz bir fırsatımız var.” yorumunda bulundu.