genel

Bir dönem, her sabah okullarda okutulan Andımız'ın nasıl ortaya çıktığını ve kimin yazdığını biliyor muydunuz?

Abone Ol

23 Nisan 1932 yılından 2013 yılına kadar her sabah okullarda derslere başlamadan önce okullarda okutulan Andımız'ın, Danıştay kararıyla tekrar okulara geri dönmesi bekleniyor.

Ancak Milli Eğitim Bakanlığı, "İlköğretim kurumlarından 'Öğrenci Andı' okutulmasına ilişkin yönetmelik maddesi, 8 Ekim 2013 tarihli Milli Eğitim Bakanlığı İlköğretim Kurumları Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 1'inci Maddesiyle yürürlükten kaldırılmıştır. Danıştay 8'inci Dairesi 24.04.2018 tarihinde söz konusu yönetmelik hükmünün iptaline, ilk derece mahkemesi olarak temyiz yolu açık olmak üzere karar vermiştir. Söz konusu karar henüz kesinleşmemiştir, hukuki süreç devam etmektedir." şeklinde konuyla ilgili açıklama yaptı.

Böylelikle, Andımız'ın okullarda tekrar okutulması ile ilgili iki farklı görüş ortaya çıktı. Bir kesim okutulmamasını isterken diğer taraf okutulması taraftarı. Peki gündeme bu kadar oturmuş olan Andımız'ın yazarı ve hikayesini biliyor musunuz? İşte Andımız'ın yazarı Reşit Galip ve Andımız'ın hikayesi...

Okul sabahlarımıza damga vurmuş olan Andımız, 23 Nisan 1933'te Türk siyasetçi ve doktor Reşit Galip tarafından yazıldı. Reşit Galip'in, Cumhuriyet 10. yılını doldururken 23 Nisan 1933 sabahı çocuklara okuduğu bu ant, Çocuk Haftası'nın açılış konuşmasında tekrar edildi.

Konuşmanın ardından Bakanlık, Andımız'ın Cumhuriyet'in 10. yılından itibaren okullarda her sabah okutulmasına karar verdi.

Andımız, 1972 ve 1997 yılında anlamını koruyacak şekilde çeşitli değişikliklere uğradı. 1933 yılındaki Andımız ise şu şekildeydi: ''1933 yılında yazılan Andımız şu şekildeydi; "Türküm, doğruyum, çalışkanım. Yasam, küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak, yurdumu, budunumu özümden çok sevmektir. Ülküm, yükselmek, ileri gitmektir. Varlığım Türk varlığına armağan olsun."

Yazar Reşit Galip 1893'te Rodos'ta doğup, lise eğitimini İzmir'de aldı ve 1911'de İstanbul Tıbbîye Mektebi'ne girerek doktor oldu.

Lise yıllarından itibaren çeşitli gazeteler çıkarıp, yazılar yazdı. Henüz öğrenciyken Balkan Harbi'ne katıldı ve orada yaralandı. Ardından 1. Dünya Savaşı için gönüllü oldu. Çatalca ve Kafkasya Cephelerinde savaşan Reşit Galip, Erzurum'dan hastalanarak geri döndü. Okulunu ise 1917'de bitirdi. Mezun olduktan sonra fakültesinde asistan olarak çalışmaya başladı.

Ancak eğitim sisteminin bazı eksikleri vardı ve Galip bunların giderilmesi için "Mekteb-i Tıbbiye" adlı bir broşür yayınladı ancak bir sonuç alamayınca istifa etti. 1919'da, köy kalkınmasına hizmet etmek için ''Köycüler'' adlı cemiyeti kurdu. Cemiyetin faaliyetlerinin yürütülebilmesi amacıyla Tavşanlı'ya yerleşti ancak o sırada Kurtuluş Savaşı başladı. Müdafaa-i Hukuk Cemiyetinin kuruluş çalışmalarına katıldı. Sakarya Savaşı'ndan sonra Ankara'da Sağlık Bakanlığı Hıfz-ı Sıhha Dairesi başkanlığına getirilerek, bir süre Mersin'de serbest hekimlik yaptı. 1923 yılında yaptığı konuşma ile Mersin'e gelen Atatürk'ü etkilemeyi başarıyor. 2 yıl sonra Atatürk'ün önerisiyle milletvekilliğine aday gösterildi.

III. ve IV. dönemlerde Aydın Milletvekilliği yaptı ve yine Atatürk'ün isteğiyle Serbest Fırka'ya girdi ancak parti kapanmadan önce ise istifa etti.1930'da Türk Ocakları'nın, Türk Tarihi Tedkik Heyeti üyeliğine seçildi. Türk Ocakları kapatıldıktan sonra yerine kurulan Halkevleri'nin kurulmasında etkili oldu. Atatürk'le bazı konularda uyuşmazlık yaşasa da 19 Eylül 1932'de Milli Eğitim Bakanı Reşit Saydam'ın yerine bakan olarak atandı. Ardından Türk Dil Kurumu'nun başkanlığını üstlendi. Söz konusu uyuşmazlık, Reşit Galip'in Dolmabahçe'de cumhurbaşkanının sofrasında, Milli Eğitim Bakanı Reşit Saydam'ı eleştirmesiyle yaşandı.

Çoğu kişi Galip'i, 1933'te yazdığı ve aynı yıl 23 Nisan sabahı okuduğu Andımız ile tanıdı. Ancak dünyanın sayılı müzeleri arasına giren Anadolu Medeniyetleri Müzesi, onun bakanlığı döneminde tasarlandı. Ayrıca Milli Kütüphane ile İlimler ve Sanatlar Akademisi de onun bakanlığı sırasında kararlaştırıldı. Reşit Galip'in en büyük icraatı, modern tarzda yükseköğretim ihtiyacını karşılamayan Darülfünun'un yerine, bu ihtiyacı karşılayacak okulların kurulmasını amaçlayan Üniversite Reformu oldu. İstanbul Darülfünun'da Reform kapsamında, yaklaşık 150 müderris ve müderris yardımcısının görevlerine son verildi ve yerlerine Nazi Almanya'sından kaçan Alman bilim insanları getirildi ve yerine İstanbul Üniversitesi kuruldu. Üniversite, rektör ve fakülte gibi kavramlar bu dönemde oluştu.

Kendisine yöneltilen eleştiriler nedeniyle 13 Temmuz 1933'te bakanlık görevinden istifa ettiği söylense de o sağlık sorunları nedeniyle ayrıldığını belirtti.

Andımız'ın yazarı Reşit Galip, bakanlıktan ayrıldıktan sonra zatürreye nedeniyle 5 Mart 1934 günü hayatını kaybetti.