İsmi her anıldığında ‘suç örgütü lideri’ deme ihtiyacı duyulan Sedat Peker’in bir ara durmuşken yeniden fazla mesai yapmaya başlamasıyla ortalık maşallah iyi hareketlendi. Her gün sayısız Twitter mesajı okumaktan gözler bayağı yorgun düşüyor.

Onun çalışkanlığı mesajlarında adı geçenlerin bazısına da fazla mesai yaptırıyor. Peş peşe açıklamalar, suç duyuruları, karşı ithamlar geliyor.

Bu arada mesajlarında yer alan iddiaların Peker’e nasıl ulaştığı bir parça belli olmaya başladı.

Son mesajında yayınladığı videoyu, tartışmayı başlatan boşanma davasının taraflarından biri bizzat Peker’e göndermiş…

Vaktiyle gazetecilere haber yapsınlar diye eriştirilen konular, belgeler ve kanıtlar artık Sedat Peker’e yağdırılıyor olmalı.

Gazeteler ve TV kanalları -tabii yalnızca muhalif cephede yer alanlar- Peker’in mesajlarını aktarmakla yetiniyorlar.

İktidara yakın medya -yazarlar ve yorumcular- mesleki görevlerini bir tarafa bırakarak ülke gündemini kasıp kavuran iddia ve ithamları görmezden geliyor.

Oysa şimdi gazetecilik yapmanın tam zamanı.

İddia ve ithamların ne derece gerçekleri yansıttığı, onları taraf olarak ilk ileri sürenlerin bir şeyleri gizleyip gizlemedikleri, anlatılan olayların ne kadarının yasallık sınırları içerisinde kaldığı ne kadarının ‘suç’ teşkil ettiği derinden derine araştırılması gereken unsurlar…

Araştırma yapıp gerçeklere ulaşmayı bu alanda bilgi ve beceri sahibi -yani gazeteci- olmayan birinden bekleyemeyiz.

Ortaya atılan iddiaların olduğu gibi yansıtılması ise gazetecilik değildir.

Ne yapılmalı?

Bizde Sedat Peker’in mesajlarıyla gündeme gelen ülkemizdeki bazı yanlışlıklara özgü mesajlar sonrası baş gösteren tartışmaların benzerlerine zaman zaman global planda da rastlanıyor.

Hatırlatayım:

Dünyanın öndegelen yayın kuruluşları –Guardian, BBC, Le Monde, Washington Post, Sonntags Zeitung, Süddeutsche Zeitung, Indian Express ve NDR- işbirliğiyle pek çok ülkede politikacıların yaptıkları yanlışlar sergilenmişti.

Panama belgeleri…

Cennet (Paradise) belgeleri…

Pandora belgeleri…

Dünyayı sarsan ve bazı ülkelerde hükümetleri düşüren ya da yanlışlıklara imkan sağlayan yasal düzenlemelerin değiştirilmesine yol açan belgeli haberlerin her biri, o yanlışlıkların mağdurları veya bulundukları konum sayesinde yanlışlıkların farkına varmış vicdan sahibi kişiler tarafından sağlanmıştır.

Gazetecilere…

‘The International Consortium of Investigative Journalists’ adlı kuruluş bünyesindeki çeşitli ülkelerden 300’e yakın araştırmacı gazeteci, kendilerine ulaştırılan belgeler üzerinde aylar süren çalışmalar yürütmüş, sonrasında ortaya çıkan tabloyu dört başı mamur haberlere dönüştürerek dünya kamuoyunun dikkatine sunmuşlardır.

Haberlerde adı geçen her düzeyde insan -devlet görevlisi, siyasetçi, iş insanı- kendilerine yönelik ithamlara cevap verseler de, haberlerin sağlamlığı o yayınların beklenen sonuca ulaşmasını sağlamıştır.

Fazla uzak sayılmayacak geçmişte, bizde de, gazetecilerin çabaları sonucu olarak medyaya yansıyan yayınlar sayesinde, kamuoyunun aydınlatılması mümkün olabilmişti.

Günümüzde ise, kamuoyu Sedat Peker’in mesajları ve onlara cevap verenler arasında muallakta kalıyor.

Herhalde insanların kimi mesajlardaki iddia ve ithamlara kimi de onlara verilen cevaplara bakarak görüş sahibi oluyor.

Böyle durumlarda devreye yargının girmesi beklenir. İddia ve ithamlardan haberdar olan savcılar kendiliklerinden harekete geçerek gerçeğin ortaya çıkmasını sağlar.

Fakat bizde o da olmuyor.

Hiç değilse bu son olaya kadar olmuyordu.

İddia ve ithamların hedefindeki bazı isimler ile onların ilişkili oldukları kurumların iddia sahiplerine karşı suç duyuruları yargının sessiz kalmasını artık imkansız kılıyor.

Suç duyurularına muhatap olan savcıların gerçeği ortaya çıkarmak üzere harekete geçmesi gerekir.

Gazetecilik de artık devreye girmeli.

Aralarında geçmişte pek çok önemli olayı ortaya çıkarmada başarıları görülmüşlerin de bulunduğu hiç de az sayıda olmayan meslektaş, son yıllarda, çeşitli sebeplerle, medya dışı kaldı, mesleğini icra edemez hale geldi.

Elde iddialar ve onları desteklemek üzere iliştirilmiş kanıt niteliğinde belgeler var. İddia sahipleri kendilerine yapılan yanlışlıkların benzerlerine başkalarının da muhatap edildiklerini söylüyor ve isim de veriyorlar. Yanlış işlere karıştıkları iddia edilenler ise haksız saldırılara muhatap edildiklerini söylemekteler.

Bunlardan hareketle gazetecilik titizliğiyle başlatılacak çalışmaların medyaya yansımasıyla kamuoyunu aydınlatma görevinin sahibi meslek erbabı gerçeklerin ortaya çıkmasını sağlayabilir.

Kimse iddia ve ithamları suskunlukla karşılayamaz, kimse sessiz kalamaz.

Siyasiler de, şu anda ortalığa dökülen kendilerini ilgilendiren iddiaların, yarın karşılarına ‘iddianame’ olarak çıkabileceğinin farkında olmalılar.

Bu gelişmeyi başlatan Sedat Peker bir ara durdurulmuştu, ancak artık durdurulsa da, bu yapılan herhalde işe yaramaz. İddialar ortada.

İddiaların devamı da gelecek gibi.

Ortalığa dökülen pislikler ülkeyi yaşanmaz hale getiriyor.

Pisliklerle yaşanmaz çünkü.

Şarkıcıları cezaevine göndermekle de üzerleri örtülemez pisliklerin…

Gerçekleri öğrenmek herkesin hakkı.

Her mesajda kendilerinden ‘‘Namusları maaşları kadar olan’’ diye söz edilen gazetecilerin de görevi…