2022 yılı Şubat ayında TBMM’de kabul edilerek yasalaşan Öğretmenlik Meslek Kanunu’nda tanımlanan “Uzman Öğretmenlik” ve “Başöğretmenlik” kariyer basamakları için 19 Kasım 2022’de yapılması planlanan sınav hakkında kamuoyundaki tartışmalara cevaben Milli Eğitim Bakanı Sayın Mahmut Özer’in yapmış olduğu açıklamalar Bakanlık tarafından kıymetli öğretmenlerimizin anlaşılamadığını göstermektedir.

Bu nedenle Yeniden Refah Partisi olarak; Sayın Bakan’a öğretmenlerimizin asıl taleplerini açıklamayı gerekli görmüş bulunmaktayız:

1- Öğretmenlerimiz sınava değil, sizin mesleğin itibarına karşı olan tutumunuza itiraz etmektedir. Öğretmenlerimiz, Öğretmenlik Meslek Kanunu’nu yetersiz görmektedir. Mevcut Kanunu, öğretmenlerimizin gerçek sorunlarını ele almayan ve mesleğin hak ettiği itibara ulaşmasına destek olmayan, sadece öğretmenlerimizin bazı mali haklarını düzenleyen ancak bu hususta dahi beklentilerinin çok gerisinde kalan bir kanun olarak görmektedir. Öğretmenlerimizin gerçek sorunlarını çözmek yerine onları kategorize eden yetersiz bir kanun çıkarılmış olduğunu tüm öğretmenlerimiz görmekte ve bu kanunun ivedilikle revize edilmesini talep etmektedir.

2- Öğretmenlerimiz sınava değil, sizin öğretmenliği bir uzmanlık mesleği olarak görmemenize itiraz etmektedir. Zaten pedagojik formasyon alarak uzmanlaşmış olan öğretmenlerimiz, bu formasyona uygun olarak, meslekte gelişimi sadece sınava dayalı olarak ölçme ve değerlendirme yoluna gidilmesini, mantıksız ve eksik olarak değerlendirmektedir. Öğretmenlerimiz sadece sınav öncesinde veya lisansüstü öğrenim gibi sınırlı dönemlerde değil, mesleklerinin her kademesinde kendilerini sürekli geliştirebilecekleri bir sistem talep etmekte ve bu hususta kendilerine ekonomik, sosyal, kültürel, mekânsal ve hukuksal imkânlar tanınmasını talep etmektedir.

3- Öğretmenlerimiz sınava değil, kendilerine dayatılan sınava hazırlık usulünüze itiraz etmektedir. Uzman Öğretmenlik için 180 saat, Başöğretmenlik için 240 saat olarak belirlenmiş olan alan dışı zorunlu eğitimler yerine, hangi konulardan sorumlu olduklarını bilmek ve kendileri istedikleri konuya özgürce çalışmak istemektedirler. Nitekim öğretmenlerimizin tamamı üniversite mezunu olup, bu talepte bulunmaları gayet tabiidir.

4- Öğretmenlerimiz sınava değil, sınavlardaki adaletsizliklere itiraz etmektedir. Henüz KPSS gibi çok önemli bir sınavda yaşanan soru skandalının ÖSYM’de yaşanmış olması nedeniyle, daha az şeffaf olarak gördükleri bir sınavın adaletli olup olmayacağından şüphe duymaktadır.

5- Öğretmenlerimiz sınava değil, sınavdan muaf olma şartlarındaki adaletsizliğe itiraz etmektedir.

Fen – Edebiyat Fakültesi diplomasına sahip olan mezunların öğretmen olabilmek için almak zorunda oldukları yüksek lisans diplomaları aynı zamanda Uzman Öğretmen olabilmelerini sağlarken; Eğitim Fakültelerinde okurken pedagojik formasyon alan ve doğrudan öğretmen diplomasına sahip olanların ise sınava girmek zorunda olmalarına itiraz etmektedir.

6- Öğretmenlerimiz tecrübelerinin, deneyimlerinin ve emeklerinin hiçe sayılmasına itiraz etmektedir. Öğretmenliğe 20 yılını, 30 yılını vermiş öğretmenlerimizin edinmiş olduğu ve öğrencilerine aktardığı tecrübe ve deneyimlerin hiçe sayılmak suretiyle, sınava girmeden Uzman Öğretmen ve Başöğretmen olamamasına itiraz etmektedir. Emekliliğine 10 yıldan az süre kalmış emektar öğretmenlerimizin, öncelikle Uzman Öğretmen olmaları gerektiği ve ardından 10 yıl daha beklemek zorunda kalacakları için asla Başöğretmenlik sınavına giremeyecek olmalarına itiraz etmektedir.

Özet olarak Sayın Bakan’ın kamuoyuna yapmış olduğu açıklamalar iktidarın, kıymetli öğretmenlerimizi anlayamadığını göstermektedir. Öğretmenlerimiz sınava değil, sınav sistemine ve tasarımına itiraz etmektedir. Kimlerin sınava girmek zorunda olduğu ve kimlerin muaf tutulduğu hususunda, yapılmış olan düzenlemelerdeki kafa karışıklığına ve adaletsizliğe itiraz etmektedir.

Mevcut iktidarın, yapmış olduğumuz bu açıklamalarımızı dikkate alarak ve anlayarak, öğretmenlerimizin mesleğin itibarı ve icrası ile ilgili gerçek sorunlarını ve taleplerini anlayabileceği bir bakış açısına sahip olmasını temenni ediyoruz.

Biz Yeniden Refah Partisi olarak, daha önce defaatle söz verdiğimiz üzere, Öğretmenlik Meslek Kanunu’nu hak temelli ve mesleğin itibarının hak ettiği yere getirilmesi odaklı olmak üzere revize edeceğiz. Öğretmenlerimizin itibarını, hazırlayacağımız yeni kanun metni ile teminat altına alacağız. İktidarımızda, mesleğe yıllarını vermiş öğretmenlerimizin tamamına “Başöğretmenlik” unvanını vererek olası bir haksızlığın önüne geçeceğiz. Meslekte deneyimi erken dönemde olan öğretmenlerimize ise sınav odaklı olmaktan öte, sınav başvuru şartlarında aranan “Mesleki Çalışma Belgeleri”ne dayalı olarak geliştirilmiş bir puanlama sisteminin de dahil edildiği daha bağımsız ve özgün bir sistem geliştirilmesi yoluyla “Uzman Öğretmenlik” ve “Başöğretmenlik” unvanlarının verilmesi, böylece Milli Eğitimde kalitenin ve sinerjinin artırılması sağlanacaktır. Ülkemizdeki hiçbir sorunun çözümsüz olmadığının bilinci ile öğretmenlerimizin mesleki itibarı ve kariyer basamakları ile ilgili sorunlarını iktidarımızda çözüme kavuşturacağımızı başta kıymetli öğretmenlerimiz olmak üzere tüm kamuoyuna saygı ile arz ederiz.